Köşk ve Kasırlar

Amcazade Yalısı

Amcazade Yalısı veya Amcazade Hüseyin Paşa Yalısı, Üsküdar ilçesinde Kanlıca ile Anadoluhisarı arasında bulunup, Meşruta Yalı adıyla da bilinen yapı,  Sadrazam Köprülü Fazıl Ahmet Paşa’nın ‘Yeğen’, ‘Sarhoş’ ve ‘Mevlevi’ lakaplarıyla da bilinen ve 1697-1702 yılları arasında sadrazamlık yapan amcasının oğlu Amcazade Hüseyin Paşa (1644-1702) tarafından 1797–1698 yıllarında yaptırılmış olup, dünyanın henüz yıkılmamış en eski ahşap yapısı unvanının sahibidir. Başta Sultan III. Mustafa olmak üzere önemli kişilerin ağırlandığı yalıda 1699 tarihli Karlofça Anlaşması’nın taslakları hazırlanmış bu sırada Avusturya elçisi Groff Oettingen’in beraberinde getirdiği orkestra burada İstanbul’un ilk klasik müzik konserini vermiştir.

Oku
Karadeniz Tarihi

Kuman ve Kıpçaklar farklı halklar mı?

  Kıpçaklar, Türk dili konuşan halkların en batıdaki kolu olup, MS 9-10. yüzyıllarda Güney Sibirya’da Tobol ve İşim nehirleri civarında yaşarken, Hıtay devletinin yıkılmasıyla 11. yüzyılın başlarında Rus prensliğinin güneyinde Karadeniz steplerine doğru sarkmışlardır. Döneme tanıklık eden İranlı Mervezi’nin ‘Qun’, adlı bir halkın ‘Qay’ adı verilen daha güçlü bir halk tarafından otlaklarından kovulup, Şarilerin topraklarına, Şarilerin ise Türkmenlerin topraklarına göçtüğünü bildirmiştir. Mervezi’nin çağdaşı olan Ermeni yazar Urfalı Mateos bu halkı ‘Harteşk’ adıyla anarken Bizans kaynaklarında Kumanlar (Κούμανοι), Alman kaynaklarında Valwen, Rus kaynaklarında Polovci (Половцы), Macar kaynaklarında Kun olarak bahisleri geçmektedir.…

Oku
Karadeniz ekoloji Karadeniz Kültürü

Karadeniz’de dokumacılık, kendir ve feretiko

Kendir veya kenevir (Cannabis), Cannabaceae ailesinden, ılıman ve Tropik bölgelerde yetişir ve kültürü yapılan tek yıllık bitki cinsidir. Doğu Karadeniz bölgesinde Antik Çağ’dan bu yana yapılan kendir tarımı yazık ki 20. yüzyılın son çeyreğinde terk edilmiştir. 1935 yılında bölgeyi gezen Gökgöl, hiç bir bölgede geniş ziraatinin yapılmadığını, 1-2 dönümlük tek bir kendir tarlası bile göremediklerini, hatta müstakil olarak ufak bir tarlayı bile işgal ettiğini görmediğini, genellikle mısır tarlasının bir kenarına bir kaç yüz metrelik yerlerin kenevire tahsis edildiğini belirtmiştir.

Oku