Karadeniz Tarihi

Eflani (Eflaganlu, Eflugan) ve Ovacık (Ulak, Doğanlar), Karabük

Makale: Özhan Öztürk Antik Çağ’da Amastris kentinin İç Anadolu ile bağlantısını sağlayan yol üzerindeki duraklardan birisi olduğu sanılan Eflani (Eflaganlu, Eflugan) kentinin hangi dönemde ve hangi isimle kurulduğu kesin olarak bilinmemektedir.

Oku
Karadeniz Tarihi

Safranbolu Tarihi: Dadybra, Zalifre, Zağfiranbolu (Karabük)

Makale: Özhan Öztürk Dadybra, Zalifre ve Safranbolu kelimelerinin anlamı Strabon’un sözünü etmediği yerleşimin Roma döneminde önemini kaybettiği veya bir şekilde yok olduğu düşünülebilir. Dadybra adının Bizans döneminde, Zalifre[1] adının Selçuklu döneminde kullanıldığı sanılmaktadır. Camiye dönüştürülerek Ulucami adı verilen Kıranköy’de bulunan San Stefano Kilisesi’nin 1872 tarihli onarım kitabesinde kilisenin 515 yılında inşa edildiği yazması[2] ise Safranbolu’nun geç Roma döneminden bu yana yerleşim yeri olduğunu göstermektedir.

Oku
Karadeniz Tarihi

Hadrianoupolis, Kaisareia, Eskipazar (Karabük)

Makale: Özhan Öztürk Hadrianoupolis[1], kısaca Hadrian olarak da bilinen Roma imparatoru Publius Aelius Traianus Hadrianus (MS 76-138) tarafından muhtemelen daha eski bir yerleşim üzerinde kurulmuş bir antik kentin adıdır. Orta Anadolu platosundan gelip, batıya doğru dağlar üzerinden geçerek Bartın ve Karadeniz’e ulaşan anayolu kontrol eden noktada yer alan bir tarım kenti olan Hadrianoupolis antik kentinin yıkıntıları, Eskipazar kasabasının 3 km batısında bulunmakta ve “Viranşehir”olarak da bilinmektedir. Viranşehir’in merkezi Budaklar Köyünde Hacı Ahmetler, Çaylı ve Eleler Mahalleleri sınırları içerisinde 8 x 4 km’lik bir alan kaplamaktadır.

Oku
Karadeniz Tarihi

Karabük

Makale: Özhan Öztürk Karabük Etimoloji Karabük kelimesinin Türkçe olduğuna şüphe olmamakla birlikte anlamı ve yerleşimle ilişkisi konusunda fikir birliği yoktur. Kara kelimesinin “siyah” ve “kuzey”, bük kelimesinin ise “çalılık” ve “dere kenarında yer alan arazi” anlamlarında kullanılması ihtimallerin sayısını arttırırken Adana Tahrir Defterlerinin Yüregir nahiyesinde de olsa 1547 yılında Karabük isimli bir Türkmen topluluğunun izine rastlanması[1] ve yerel ağızda bük ve üzüm kelimelerinin eş anlamlı kullanılması da işin içinden çıkmayı zorlaştırmaktadır. Benim tahminim yerleşimin “kuzey arazisi veya kuzeyde yaşayanlar” anlamına geldiği ve bir Türkmen topluluğun yaşadığı alanın kuzey sınırını belirleyici…

Oku