Karadeniz Türkçesi

Civciv, çocuk ve çiçek kelimelerinin kökeni cicik, cıcık, cucuk

İnsan veya hayvan memesi, göğüs ucu anlamına gelen terim sadece Karadeniz bölgesinde değil Anadolu’nun pek çok yerinde cicik, cıcık, cucuk (Ordu, Giresun, Artvin, Ankara, Afyon, Çanakkale, Erzincan, Bitlis, Malatya, Elazığ, Trabzon, Samsun, Sinop, Ordu, Giresun, Çorum, Tokat, Amasya, Kayseri), çiçig (Çamlıhemşin), cicig (Bayburt, Gümüşhane, Rize) ve Lazca çiçi, çiça formlarında söylenmektedir. Giresun’da ve Anadolu’nun bazı bölgelerinde cicik formu (Kayseri, Isparta) ‘meme emen çocuk’ Sivas ve Tokat’da cücük, Şebinkarahisar’da çücük ve Muğla’da cicik formlarında ‘civciv’  anlamında kullanıldığı da kaydedilmiştir.

Oku
Karadeniz Türkçesi

Başaklamak nedir? Karadeniz’de fındık başaklamak

Doğu Karadeniz bölgesinde sahibi topladıktan sonra dallarda arta kalan fındıkları toplama işi Of ve Sürmene’de caleps veya caleps etmek, Arsin’de calima, Maçka’da çalatmak, Arsin ve Yomra’da kanzilis veya kanzilis etmek, Kalkandere’de çalimati, Çaykara’da çayadema, Ordu, Giresun ve Trabzon’un Şalpazarı bölgesinde başaklamak veya başak etmek, Lazca ise naekaskidu (Fındıklı) ve mseluveyi (Hopa) olarak adlandırılmaktadır.

Oku
Karadeniz Türkçesi

Cağ kelimesinin anlamları

15 cm boyunda ince çelikten yapılmış, çorap örme amacıyla kullanılan şiş türünün adı olup, sadece çorap örmek için kullanılır, bu yüzden yün ipliğinden çorap örmeye cağ işi, kazak, fes, kaşkol, diğer örgü işlerine ise şiş işi adı verilirdi. Osmanlı döneminde, Karadeniz köylerinde sadece kadınların değil, yaşlı erkeklerin de çorap örmesi doğal karşılanmaktaydı. Örgü aşamasına getirmeden önce kırpılan koyun yününün açılması, taranması, yığ ve teşik kullanılarak kıvrılması gerekmekteydi. Doğu Karadeniz dışında cağ kelimesinin Anadolu’da Malatya, Zara, Sivas, Çorum, Denizli, Kars, Erzincan, Bayburt, Erzurum, Niğde ve Amasya’da aynı almada kullanıldığı kaydedilmiştir. 

Oku
Karadeniz Kültürü Karadeniz Türkçesi

Yaylada koyun ve keçi barınakları: Ber, Pag, Kom

Yaylada otlayan koyun ve keçilerden öğle saatlerinde süt sağımı yapılan, gerektiğinde hayvanların gecelediği, üstü açık veya hartoma ile örtülü, dört tarafı bir boy yüksekliğinde taş duvarlarla çevrili, ağzında ancak bir insanın oturabileceği genişlikte aralık yer olan derme çatma yapıların adıdır. Giresun, Gümüşhane, Artvin’de ber, Şavşat’ta bera, Bayburt, Trabzon ve Rize’de per, Şalpazarın’da pey, Rize ve Artvin’de pag olarak bilinmektedir. Anadolu’da aynı anlamda Türkçe içerisinde Erzurum, Van, Sivas, Ermenice’de Erzincan, Erzurum, Seyhan, Malatya, Muş, Van, Samsun kullanıldığı kaydedilmiştir.  

Oku
Karadeniz Türkçesi

Büyümesi geri kalan çocuk: Basık veya vuruk

Doğu Karadeniz’de büyümekten geri kalan çocuk hatta hayvan yavruları basık, basuk ve vuruk (Ünye) olarak adlandırılmakta, loğusa kadın ya da ineğin bulunduğu eve silahla girilirse kadın ya da ineğin basılacağına inanılırdı. Basılmaya neden olan faktörler, yöreden yöreye değişmekle birlikte, genellikle annelik ve loğusalık döneminde maruz kalınan şartlara bağlanması adeti ortaktır.

Oku
Karadeniz Türkçesi

Kelebek, bedaliza, parpali, titer, farfatara (Karadeniz lehçelerinde)

Kelebek, Trabzon’un batısındaki yer alan Maçka, Tonya ve Akçaabat ilçelerinde bedaliza, pedaliza ve bedelize (Kürtün) Trabzon’un doğusu ve Rize’de fafatura, farfatara, farfatura ve farfarata, Lazca parpali, Artvin’in iç bölgelerinde perpela (Yusufeli), Hemşin’de titer adlarıyla anılmaktadır. Pedaliza kelimesi Yunanca ‘kelebek’ anlamındaki petaluda (πεταλούδα) hatta daha öncesinde Antik Yunanca “yaprak” anlamındaki petalon (πέταλον) kelimesiyle ilişkilidir. Kelimenin Karadeniz Rumcasında petalitra (πεταήτρα Sürmene), petaziträ (Giresun, Santa, Trabzon, Gümüşhane), pätaliḫtra (Gümüşhane), petalizo (Giresun, Ünye, Gümüşhane) formları kaydedilmiştir.

Oku