Bizans yapıları İstanbul kiliseleri

Aya Apostoloi Kilisesi

Aya Apostoloi Kilisesi, Konstantiana olarak bilinen dördüncü tepenin zirvesinden itibaren Konstantinius surlarının 400 metre kadar içerisinde, Valens su kemeri civarında MS 550 yılında inşa edilmiş bir Bizans kilisesinin adıdır. Havariyyun kilisesi veya İmparatorluk Polyandriyonu olarak da adlandırılan Aya Apostoloi (Ἅγιοι Ἀπόστολοι) Ayasofya’dan sonra imparatorluğun ikinci büyük ve önemli kilisesiydi. Osmanlı fethiyle birlikte Patrikhane olarak kullanılan yapı 1461’de yıkılarak yerine Fatih Camii inşa edilmiştir.

Oku
Anıtlar Bizans yapıları

Örme Sütun

Örme Sütun, Örme Dikilitaş veya Konstantin Dikilitaşı, Sultanahmet Meydanı’nın güney tarafında bulunan 32.51 m yüksekliğindeki dört köşeli sütun, merkezindeki demirin çevresine değişik ölçülerde yontulmuş 300 bin dörtgen taşlardan örülerek yapılmıştır.

Oku
Maiden's Tower, Leander's Tower
Bizans yapıları

Kız Kulesi

Kız Kulesi, İstanbul Boğazı’nda Salacak açıklarında karadan 200 m kadar uzakta yer alan yapı Antik Çağ ve Bizans döneminde Leandros Kulesi olarak bilinmekteydi. Byzantion ile Khrysopolis arasında Antik Damalis Burnu açıklarında bulunan ilk kule Atinalı general Alkibiades tarafından MÖ 408’de Boğaz’daki Pers gemilerini gözetlemek amacıyla inşa edildiği iddia edilmiştir. Niketas Khoniates geçmişte Damalis adıyla anılan mevkiinin kulenin yapımından sonra Arkla olarak anıldığını bildirmiştir.

Oku
Anıtlar Bizans yapıları

Çemberlitaş

Çemberlitaş, Yanık sütun veya Konstantin sütunu, Bizans imparatoru I. Konstantin’in İstanbul’u yeniden imar ederken daha önceden mezarlık olarak kullanılan bölgeyi toprakla doldurarak oluşturduğu Forum Konstantini’nin ortasına 11 Mayıs 330 tarihinde Roma’daki Apollon Tapınağı’ndan getirterek diktirdiği anıtsal sütunun adıdır.

Oku
Bizans yapıları

Baba Cafer Zindanı ve Türbesi

Baba Cafer Zindanı, Haliç kıyısında, Zindan kapısının yanında bugünkü Yemiş veya Çardak İskelesi’nin (Üsküdar ve Kadıköy dolmuş motorları iskelesi) arkasında yer alan Bizans kulesi ile bu yapı içerisindeki hapishanenin adı olup, Osmanlı döneminde “İmam evi” ve “Kanlı kuyu” olarak da bilinmekteydi. İstanbul’un fethinden Yeniçeriliğin lağvına kadar Galata zindanı ile birlikte kentteki katil, hırsız ve zina yapan adi suçluların hapsedildiği yer olup, Rum, Ermeni ve Yahudiler için de ayrı ayrı koğuşlar bulunmaktaydı. Kadınlar için ayrı bir bölümü olan hapishane 19. yüzyılda bir ara sadece fuhuş suçundan hüküm giyen kadınlara tahsis edilmiştir.

Oku