İncir (Roma Mitolojisi)
İncir, insanlık tarafından tüketilen en eski meyvelerden biri olarak sanat, kültür ve din tarihinde karmaşık ve sembolik bir geçmişe sahiptir. Eski Ahit’te bolluk ve zenginliği simgelerken, Antik Mısır’da ölüme karşı zaferin sembolüydü. Antik Yunanlılar inciri Dionysos’un armağanı sayar, filozoflar ve hatipler için ideal bir besin olarak görürlerdi. Platon inciri o kadar çok severdi ki “incir yiyici” lakabıyla anılırdı ve öğrencilerine zeka artırıcı etkisi nedeniyle bolca yemelerini önerirdi.
Besin değeri yüksek olan incir; şeker, kalsiyum, demir, potasyum, fosfor ve vitaminler açısından zengindir. Aynı zamanda antioksidan, enerji verici ve iltihap önleyici özelliklere sahiptir.
Antik Romalılar da bu tatlı meyvenin cazibesine kapılmış, onu tüm İtalya ve imparatorluk genelinde yetiştirmeye başlamışlardır. Efsaneye göre Roma’nın kurucuları Romulus ve Remus’un içinde bulunduğu tekne, yabani bir incir ağacı olan Ficus Ruminalis’in yanına gelmiş ve dişi kurt burada onları emzirmiştir.
Tarihçiler, Palatin Tepesi’ndeki bu kutsal ağacın kurumasının ardından Forum’da bir başka incirin kendiliğinden büyüdüğünü, bu ağacın şehrin kaderiyle özdeşleştirildiğini aktarır. Kuruyunca hemen yenisi dikilirdi. Ayrıca 7 Temmuz’da kadınlara özgü Juno Caprotina şenlikleri de her yıl bir incir ağacının altında kutlanırdı.