Doğu Afrika’nın Unutulmuş Köle Ticareti: Zanzibar’dan Kızıldeniz’e Bir Tarihî İnceleme
Bugün Zanzibar Adası, Doğu Afrika’nın en gözde turizm merkezlerinden biri olarak biliniyor: bembeyaz kumsallar, masmavi sular ve lüks oteller, dünyanın dört bir yanından gelen turistlere unutulmaz bir tatil sunuyor. Ancak bu güneşli cennetin 200 yıl önceki karanlık geçmişi çoğu kişi tarafından unutulmuş durumda. Şu anda Tanzanya’ya bağlı yarı özerk bir bölge olan takımadalar, o dönemlerde Doğu Afrika köle ticaretinin merkezi olarak anılıyordu. Fildişi ve karanfil gibi değerli hammaddelerin yanında, pazar yerlerinde en çok dikkat çeken şey yüzlerce köleydi.
Afrika kölelerinin satışı Antik Çağ’a kadar uzanıyor. Ancak bu ticaret, 7. yüzyılda İslam’ın Kuzey Afrika’da güç kazanmasıyla sistematik bir hale geldi. Bu, Avrupalıların kıtaya ayak basmasından 700 yıl, Atlantik ötesi köle ticaretinden ise 1000 yıl önceydi. O dönemde Arap Müslümanlar, Doğu ve Kuzey Afrika’dan ele geçirdikleri Afrikalıları Orta Doğu’ya satıyorlardı. Bu köleler tarlalarda çalışıyor, öğretmenlik yapıyor ya da harem bekçisi oluyorlardı — bu nedenle erkek kölelerin kısırlaştırılması yaygın bir uygulamaydı. İslam hukukuna göre Müslümanların, hatta Afrikalı Müslümanların bile, köleleştirilmesi yasaktı.
Senegalli yazar Tidiane N’Diaye, DW’ye verdiği röportajda şunları söylüyor:
“Başlangıçta Arap Müslümanlar Doğu Avrupa’dan beyaz köleler alıp Arabistan’a satıyorlardı. Ancak Avrupa’nın askeri gücünün artması İslam’ın yayılmasını durdurdu. Köle kaynakları azalınca, Araplar yoğun biçimde Siyah Afrika’ya yöneldi.”
N’Diaye’ye göre, kölelik neredeyse tüm medeniyetlerde vardı — Afrika’da da Avrupalı sömürgeciler gelmeden önce.
Orta Doğu Afrika’da Yao, Makua ve Marava gibi etnik gruplar birbirleriyle savaşıyor ve savaş esirlerini köle olarak satıyorlardı.
“Araplar zaten var olan bu yapılarla karşılaştı ve bu durum, onların köle satın almasını kolaylaştırdı.”
İsveç’teki Uppsala Üniversitesi’nden Doğu Afrika dilleri ve kültürleri uzmanı Prof. Abdulazizi Lodhi ise şöyle diyor:
“Kölelik pek çok Afrika kültürünün bir parçasıydı. Özellikle ihracat söz konusu olduğunda, kabile Afrikalılar köle ticaretinin başlıca aktörleriydi. Birçok Afrikalı toplumda hapishane olmadığı için, esir alınan kişiler satılıyordu.”
17. yüzyıldan itibaren, Doğu Afrika köle ticareti büyük bir ivme kazandı. Ummanlı tüccarlar Zanzibar’a yerleşmeye başladı. Swahili kıyılarında artan ticaretle birlikte Zanzibar, uluslararası emtia ticaretinde ve dolayısıyla köle ticaretinde çok önemli bir merkez haline geldi. Böylece Doğu Afrika’nın en büyük köle pazarı burada kuruldu.
Doğu Afrika’dan Kuzey Afrika’ya satılan kölelerin sayısıyla ilgili net veriler yok — çünkü bu yolculukta hayatını kaybeden kölelerin sayısı çok fazlaydı. Bilimsel araştırmalar, her dört köleden üçünün satış yerine ulaşamadan açlık, hastalık ya da yol yorgunluğundan öldüğünü gösteriyor.
Tidiane N’Diaye’nin tahminlerine göre, Doğu Afrika’dan yaklaşık 17 milyon kişi köle olarak satıldı:
“İnsanların aklında genellikle Avrupalıların Atlantik ötesine gerçekleştirdiği köle ticareti var. Oysa Arap-Müslüman köle ticareti daha da büyüktü,” diyor N’Diaye.
“Sekiz milyon Afrikalı, Sahra Altı rotasını izleyerek Fas ve Mısır gibi yerlere götürüldü.
Bir diğer dokuz milyon kişi ise Kızıldeniz ya da Hint Okyanusu yoluyla uzak diyarlara sürüldü.”
Tarihçi Lodhi, N’Diaye’nin verdiği rakama şüpheyle yaklaşıyor: “17 milyon mu? O dönemde Afrika’nın toplam nüfusu 40 milyon bile olmayabilir. Bu tür istatistikler o zamanlar tutulmuyordu,” diyerek verilerin güvenilirliğini sorguluyor.
Geçmişteki bazı raporlar da metodolojik açıdan şüpheliydi. Örneğin İskoç misyoner ve kâşif David Livingston, yalnızca Zanzibar’da her yıl 50.000 kölenin satıldığını öne sürmüştü. Lodhi ise bu rakamı eleştiriyor: “Bugün bile Zanzibar’da yaşayan insan sayısı bu kadar değil. Bu sayıların ne eli var ne ayağı.”
Kölelerin tamamı Mısır ya da Suudi Arabistan’a götürülmedi. 1820’den itibaren Ummanlı yerleşimciler, dünya piyasasında artan talebi karşılamak üzere Zanzibar’da karanfil üretimine başladılar. Büyük plantasyonlar hızla kuruldu ve köleler yakındaki pazardan ucuza temin edilebiliyordu.
Amerikalı tarihçi Frederick Cooper’a göre, 1839’dan 1860’a kadar Zanzibar’dan ihraç edilen karanfil miktarı 565 kilogramdan 12.600 kilograma yükseldi. Bu dönemde Zanzibar, köle ticaretinin merkezi olmaktan çıkıp, kölelerin çalıştırıldığı büyük plantasyonlarıyla tanındı. Bu süreç, efsanevi köle tüccarı Tippu Tip gibi tartışmalı figürlerin de ortaya çıkmasına neden oldu.
1791 yılının Ağustos sonunda, bugünkü Haiti ve Dominik Cumhuriyeti topraklarında büyük bir köle isyanı başladı. Bu isyanlar, transatlantik köle ticaretinin, köleliğin ve Afrika’daki sömürgeciliğin sonunu hazırlayan önemli adımlardan biri oldu. Ancak, Zanzibar Sultanı Seyyid Barghash 1873 yılında İngiltere’nin baskısıyla köle ticaretini yasaklayan bir anlaşma imzalasa da bu karar etkili bir şekilde uygulanamadı. Doğu Afrika’da köleliğin resmen sona ermesi 1909 yılını buldu.
Yazar N’Diaye’ye göre kölelik bugün hâlâ farklı biçimlerde devam ediyor. Dünyada yaklaşık 40 milyon insanın hâlâ kölelik koşullarında yaşadığı tahmin ediliyor. Afrika kıtasında bu sayı yüzbinlerle ifade ediliyor. “Mauritania’da kölelik yasaklandığı söylense de, Kuzey Afrika’daki durum gerçekte pek değişmiş değil. Gençler iradeleri dışında çalıştırılıyor, cinsel istismara uğruyor,” diyor N’Diaye.
Lodhi ise, Tanzanya’da birkaç yıl önce ortaya çıkarılan bir olayı hatırlatıyor: “Uzak bir bölgede bulunan bir madende 50 ila 60 çocuk zorla çalıştırılıyordu. Ne ücret alıyorlardı ne de dış dünyayla bağları vardı. Kampta silahlı adamlar tarafından gözetim altında tutuluyorlardı.”
N’Diaye, Doğu Afrika’daki köleliğin etkilerinin, Batı sömürgeciliğinin ekonomik sonuçları kadar yıkıcı olmadığını belirtiyor. “Bugün bu ülkelerin ekonomileri hâlâ Batı tarafından şekillendiriliyor; bu konu Afrika’daki birçok entelektüelin gündeminde.” Ancak ona göre, yüzyıllar boyunca Doğu Afrika’da yaşananların da açıkça tartışılması gerekiyor.
“Birçok Afrikalı yazar, Arap-Müslüman köle ticaretiyle ilgili bir kitap yayımlamaktan dini dayanışma nedeniyle kaçınıyor. Afrika’da 500 milyon Müslüman yaşıyor ve Batı’yı suçlamak, Arap Müslümanların geçmişte işlediği suçlardan bahsetmekten daha kolay geliyor,” diye ekliyor
Köle Ticaretinin Rotaları ve Ölümcül Yolculuklar
Doğu Afrika’dan kölelerin taşındığı üç ana rota vardı:
-
Trans-Sahra Rotaları: Afrika’nın iç bölgelerinden Kuzey Afrika’ya uzanan bu rotalarda, köleler uzun ve zorlu çöl yolculuklarına maruz kalıyordu.
-
Kızıldeniz Rotaları: Doğu Afrika’dan Arap Yarımadası’na uzanan deniz rotalarıydı.
-
Hint Okyanusu Rotaları: Zanzibar ve çevresinden Hindistan, İran ve Güneydoğu Asya’ya uzanan deniz yollarıydı.
Bu yolculuklar sırasında kölelerin yaklaşık %75’i açlık, hastalık ve bitkinlik nedeniyle hayatını kaybediyordu. Özellikle erkek köleler, harem muhafızı olarak kullanılmak üzere hadım ediliyordu.
Zanzibar’daki Köle Pazarı
Zanzibar’daki Mkunazini köle pazarı, Doğu Afrika’nın en büyük köle pazarlarından biriydi. Burada köleler, çeşitli bölgelerden getirilip açık artırmayla satılıyordu. Bugün, bu pazarın bulunduğu yerde bir anıt ve müze bulunmaktadır.focusbyhenderson.com
Köle Ticaretinin Mirası ve Etkileri
Doğu Afrika köle ticareti, sadece ekonomik değil, aynı zamanda sosyal ve kültürel etkiler de bıraktı. Afrika diasporasının oluşmasına neden oldu ve birçok toplumun yapısını değiştirdi. Bugün, bu tarihin izleri, hem Afrika’da hem de Orta Doğu’da görülebilir.
Kaynaklar:
-
Indian Ocean slave trade – Wikipedia Oxford Research Encyclopedias+6Wikipedia+6asaiafrica.org+6
-
East Africa’s slave trade (Zanzibar) – African History Oxford Research Encyclopedias+4africanhistory.online+4Encyclopedia Britannica+4
-
Red Sea slave trade – Wikipedia The New Yorker+15Wikipedia+15asaiafrica.org+15
-
Trans-Saharan Slave Trade – Oxford Research Encyclopedias Oxford Bibliographies+3Oxford Research Encyclopedias+3Oxford Research Encyclopedias+3
-
Zanzibar’s History of Slavery – A Sobering Retrospect Gorilla Trekking Uganda