Site icon Özhan Öztürk Makaleleri

Agora, Atina Agorası

Atina Agorası

Agora[1], Eski Yunanca “toplanma yeri” veya “toplanma” anlamına gelmekte olup, Antik Yunan şehir devletlerinin merkezinde kentte özgür doğan vatandaşların kral veya konsey halka ilan edilen duyuruları dinlemek, askeri seferler için toplanmak veya siyaseti tartışmak için bir araya gelebileceği kamusal alanı ifade etmekteydi. Sonraki dönemlerde ise Yunancadaki bugün kullanılan ‘pazar yeri‘ anlamına genişleyerek, tüccarların ürünlerini koloniler arasında satmak için tezgâh veya dükkanlarının yer aldığı ayrıca atölye çalışmaları yapan zanaatkarların mallarını üretip, sattıkları genellikle çadırlı açık hava pazarını tanımlamaya başlamıştır. Sonuç olarak en başından itibaren Yunan şehir devletlerinde agora fiziksel, sanatsal, dini ve politik yaşamın merkezi olmuştur.

Atina Agorası

Atina’nın en önemli şehir devleti olduğu MÖ 5-4. yüzyıllarda Perikles, Aeschylus, Sophokles, Plato, Demosthenes, Thucydides ve Praxiteles gibi siyasetçi, sanatçı ve düşünürler Batı medeniyetinin tohumlarını ekmekten sorumluydular. İşte bu dönemde Akropolis‘in kuzeybatısında Thesion olarak bilinen binanın yakınlarında yer alan, güneyde Areopagus tepesi, batıda Agoraios Kolonos (Pazar Tepesi) olarak da bilinen tepeyle sınırlanan, dört yandan binalarla çevrili büyük bir açık meydan olan Atina Agorası her bakımdan şehrin merkezi ve Atinalıların toplanma yeriydi. Yunan agoralarının en ünlü örneği olan Atina agorası, kent zamanla önemini kaybetse de MS 6. yüzyıla kadar Akdeniz’in kültür ve eğitim merkezi olarak kalmıştır.

Uzun stoalar (sütun dizileri), iş, siyaset veya felsefeyi tartışmak için arkadaşlarla buluşmak isteyenler için gölgeli yürüyüş yolları sağlarken, heykeller ve anıtlar vatandaşlara eski zaferleri hatırlatmaktaydı. Bir kütüphane ve konser salonu (odeion) kültürel ihtiyaçları karşılarken, çok sayıda küçük tapınak ibadet için düzenli olarak agorasının ziyaret edilmesini sağlıyordu. Sözün özü idari, siyasi, adli, ticari, sosyal, kültürel ve dini faaliyetlerin hepsi eski Atina’nın kalbinde agora ile birlikte bir yer bulmuştu.

89 yıl önce bugün 25 Mayıs 1931’de Atina’daki Amerikan Klasik Araştırmalar Okulu (ASCSA) Agora’nın batı yakasındaki kazıların ilk gününde. Arka planda Hephaestus Tapınağı, Atina

Tarihi ve Kazılması

Atina Agorası’nın kazıları, Akropolis’in kuzeybatısındaki eğimli zeminde yaklaşık otuz dönüm açığa çıkarmış burada Geç Neolitik dönemden modern zamanlara kadar tüm dönemlerin malzemesi kazılarak yaklaşık 5.000 yıllık Atina tarihine ışık tutulmuştur. Agoranın bulunduğu bölge Geç Bronz Çağı’nda mezarlık olarak kullanılmış ve MÖ 1600 ila 1100 yılları arasında yaklaşık 50 mezar bulunmuştur. Demir Çağı boyunca (MÖ 1100-700) bir mezarlık olarak kullanılmaya devam etmiş, ayrıca bulunan su kuyuları ve evler yerleşimin de kanıtlarını göstermektedir. MÖ 6. yüzyılın ortalarında özel alanlardan kamu arazisine kademeli bir değişiklik olmuş, MÖ 520’lerde Güneydoğu Çeşme Evi ve On İki Tanrı Sunağı gibi ilk kamu binaları veya anıtları inşa edilmiştir.

MÖ 508’de yeni demokrasinin yaratılması sonrasında Metroon[2] sahasında Eski Bouleuterion’un[3] inşasına, sınır taşlarının ve belki de Kraliyet Stoa’sının inşasına yol açtı. 480/79 yılındaki Perslerin yağması kenti sarsmışsa da Agora’daki binalar onarılmış hatta MÖ 5. ve 4. yüzyıllarda Atina demokrasisini en üst düzeye çıkarmak için Stoa Poikile, Tholos, Yeni Bouleuterion, Zeus Eleutherios Stoası, I. Güney Stoa, Darphane ve Mahkeme binaları gibi çok daha fazlası eklenmiştir. Makedonyalı Büyük İskender‘in yükselişi ile Atina gözden düşerken MÖ 2. yüzyıldan itibaren yeniden toparlanmış, Akdeniz’in kültür ve eğitim merkezi yeniden yükselişe geçerken, Platon, Aristo, Zeno ve Epicurus tarafından kurulan felsefe okulları gelişmiştir. Agora’da MÖ 2. yüzyılda üç büyük stoa (Orta Stoa, II. Güney Stoa ve Attalos Stoası) inşa edilmiştir.

1931 yılından beri T. Leslie Shear liderliğinde Atina’daki Amerikan Klasik Araştırmalar Okulu tarafından kazılmakta olup çalışmalar günümüzde John McK Camp yönetiminde devam etmektedirler. Kazıların ilk aşaması tamamlandıktan sonra 1950’lerde Attalos Helenistik Stoası agoranın doğu tarafında yeniden inşa edilmiş olup, bugün kazı ekibi için müze, depolama ve ofis alanı olarak hizmet vermektedir.

MS 150’de Atina Agorası (Çizim: W.B. Dimmoe, Jr.)

Agora Müzesi

Agora Müzesi, Attalos Stoası’nda yer almakta olup, koleksiyonunda kil, bronz ve cam nesneler, heykeller, madeni paralar ve MÖ 7-5. Yüzyıl arasındaki yazıtların yanı sıra Bizans ve Osmanlı dönemi eserleri yer almaktadır. 2012 yılından itibaren yeni heykel sergisi açılmış ayrıca Agora kazıları esansında çekilen kazı fotoğrafları da eklenmiştir.

Roma Dönemi Atina Agorası

Atina’daki Roma Agorası[4] Akropolis’in kuzeyinde ve Antik Agoranın doğusunda yer almaktadır. MÖ 86’da Atina Roma’ya karşı Pontuslu Mithradates‘e destek verince Sulla tarafından kuşatılmıştır. Roma döneminde imparatorluk ailesine ibadet etmek için Agora’da tapınaklar inşa edilmiştir. Orijinal Atina Agora’sı üzerinde Roma imparatoru Agrippa’nın MÖ 15’de Atinalılara armağan olarak 51.4 x 43.2 metre ölçülerinde bir odeion[5] inşa ettirince Atinalılar imparator onuruna aynı yere Agrippa’nın heykelini dikmiş, bunu eski bir heykelin kaidesi üzerine oturtmuşlardır.  Eski agoranın işlevleri, orijinal agoranın 100 metre doğusunda inşa edilen Roma Agora’sına transfer edilmiştir.

Atina, imparator Hadrian (MS 117-138) döneminde gelişimine devam ederken, Agora ve çevresi MS 150 civarında yıllarda gezgin Pausanias tarafından ayrıntılı olarak anlatılmıştır. MS 267’de kuzeyden gelen Herulyalı işgalciler kenti tahrip etmişse de yeniden onarılmıştır.  Bölge, MS 4. ve 5. yüzyıllarda büyük villalarla çevrilmiştir.  MS 395’te Alaric liderliğindeki Vizigotlar, 470’lerde Vandallar ve 582/3’te Slavlar bölgeyi talan ettikten sonra bölge 7. yüzyılda terk edilmiştir. Atina ancak kentin MS 10. Yüzyılda yeniden büyümeye başlamıştır.

Agora tüccarları

Kapeloi olarak bilinen agoranın perakendeci tüccarları, zanaatkârlar ile tüketici arasında aracı olarak hizmet etmekte olup, genellikle şehrin özgür doğmuş vatandaşları değil kendilerine pek güvenilmeyen metik adı verilen yasal statüye sahip yabancılardan oluşmaktaydılar. Esnaflar ise özgür vatandaş, metik veya azad edilmiş yetenekli kölelerden oluşabilirdi. Atina Agorası’nda fırıncı, tatlıcı, köle tüccarları, balık satıcıları, şarap tüccarları, kumaş tüccarları, kunduracılar, terziler ve mücevher satıcıları vardı. Ayıca Çömlekçi Pazarı adı verilen yere ise Atinalı kadınlar ile onlar için çalışan köle veya hizmetçileri çanak-çömlek satın almak için gelmekteydi.

Agora Filozofları

Ünlü filozof Sokrates, Atina Agora’sında gençleri etrafında toplayarak pazarın müdavimlerinin hayatın anlamını anlamalarını sorgulamalarını sağlıyordu. Bir gün Ariston’un oğlu şair Aristocles, Sokrates’in konuştuğunu duydu, yanına gidip dinlediğinde ise o zamana dek yazdığı her şeyi yaktı ve Platon (Eflatun) olarak bilinen filozof oldu. Devlet ve Diyaloglar gibi çalışmaları, tarihin ilk felsefe okulu olan Akademi’yi (Academia) kurması ve daha sonra Büyük İskender‘in öğretmeni olan Aristoteles ya da Aristo’yu yetiştirdiği düşünüldüğünde batı felsefesini değiştirdiğini söylemek abartılı olmayacaktır.  Platon’un çağdaşı olup Atina yerine Sinope’de yaşayan Diogenes, Sinop agorasında bir fıçının içinde yaşıyordu ki agoradaki insanların yüzlerine bir mum ya da fener tutarak dürüst aradığını söylemesiyle tanınıyordu.

Roma Forumu

Latince forum “pazar yeri, açık alan, halka açık bir yer” anlamına gelmekte olup, Roma Forumları Yunan şehir devletlerindeki agora ile aynı işlevi görmekteydi. Yunanistan’da olduğu gibi, Romalı kadınlar pazar alışverişi yapmak için sık sık foruma giderken erkekler siyaset veya gündelik olaylarını tartışmak için forumda buluşurlardı. Roma pazarlarının en popüler ürünleri arasında hem Roma Cumhuriyeti zamanında hem de Roma İmparatorluğu döneminde ilk sırada ipek vardı. Romalı kadın hatta erkeklerin olur olmaz yerlerde halka açık etkinliklerde ipek giymesini engellemek için bile yasalar çıkarılmıştı. Romalı hiciv yazarı Juvenal, şair Horace ve daha fazlası ilhamlarını açık hava pazarında alışveriş için toplananlardan almaktaydı.

Kaynakça

Baird, F. A. Philosophic Classics. Pearson, 2010.

Camp, J. The Athenian Agora Site Guide. 5th ed. Princeton, NJ: American School of Classical Studie, 2010

Caves, R. W. Encyclopedia of the City. Routledge. 2004

Durant, W. The Life of Greece. Simon & Schuster, 1956.

Lewis, J. E. The Mammoth Book of Eyewitness Ancient Rome. Running Press, 2003.

Nardo, D. Living in Ancient Greece. Chelsea House Publications, 2008.

Peppas, Lynn. Life in Ancient Greece. Crabtree Publishing Company. 2005

Thompson, D.B.The Athenian Agora: An Ancient Shopping Center. Agora Picturebook 12. Princeton, NJ: American School of Classical Studies at Athens, 1971.

Wycherley, R.E. The Athenian Agora. Vol. 3, Literary and Epigraphical Testimonia. Princeton, NJ: American School of Classical Studies, 1973

Notlar

[1] Yunanca ἀγορά. Agora kelimesinin tarihi işlevi Yunanca’ya iki ayrı kelime kazandırmıştır: Alışveriş yapıyorum anlamında agorazo (ἀγοράζω) ve halka açık konuşuyorum anlamında agoreuo (ἀγορεύω).

[2] Bir metroon, ana tanrıçaya adanmış eski bir Yunan tapınağıydı. Genellikle Cybele, Demeter veya Rhea’ya adanmışlardı.

[3] Buleuterion Antik Yunanistan’ın şehir devletlerinde Yunanca Bule adı altında bilinen 500’ler Meclisi’nin toplandığı yerdir. Buleterionlar, hem Milet’teki gibi dairesel hem de Priene’deki gibi köşeli olabilirler. Delphi, Efes, Delos, Olimpia, Patara ve Paestum gibi şehirlerde buleterion kalıntılarına rastlanmaktadır.

[4] Yunanca Ρωμαϊκή Αγορά

[5] Odeion, antik mimaride içinde müzik dinlenmesi için yapılmış özel yapılara verilen isimdir. Hellenistik çağda ortaya çıkan bu yapıların genelde üstleri örtülüdür ve ufak bir amfiteatr şeklindedirler. Bazı zamanlarda müzik dinletisinin yanı sıra resmi toplantılar için de kullanılırlardı.

Exit mobile version