Site icon Özhan Öztürk Makaleleri

Cumae

Cumae akropolü (Wikipedia,Mentnafunangann)

Cumae, Napoli‘nin 19 km batısında yer alan antik kent olup, muhtemelen Yunanistan anakarasının batısında kurulan en eski Yunan kolonisidir. Cumae mağarası hala görülebilen Sibilla Cumana adlı bir Yunan kahine (sibyl) ev sahipliği yapmaktaydı ki biraz da bu yüzden antik dünyada zengin ve prestijli bir merkezdi. Roma devletinin en yüksek hakimlerinin Cumhuriyet’in en zor günlerinde başvuracağı kehanetleri içeren Sibylline Kitaplarının[1] ve eski ritüelleri takip eden Demeter (Ceres) kültü rahiplerinin buradan da geldiğine inanılmaktaydı.

MÖ 8-6. yüzyıllar arasında, antik Yunanlılar, Güney İtalya ve Sicilya’da kolonileşerek çok sayıda şehir kurmuşlar hatta bölgede Yunan nüfusu öylesine artmıştır ki bölge zamanla Magna Graecia yani Büyük Yunanistan olarak anılmıştır. Özellikle bugün İtalya‘nın Campania bölgesinin başkenti olan Napoli çevresindeki bölge Yunanistan’a benzediği için özellikle Yunanlılar arasında bayağı popülerdi.

Tiren Denizi’nde stratejik bir konuma sahip Cumae şehri, MÖ 750’lerde Euboea’da ki Eretria ve Chalcis’ten gelip önce Ischia (Pithecusae) adasını işgal eden Yunan kolonistlerce Campania düzlüğünün en verimli bölümlerini kontrol etmek için kurulmuştu. Bölgeye egemen olan Etrüskler 6. yüzyılın son yarısında ve 5. yüzyılın ilk yarısında Cumae’ye karşı düşmanca davranmışsa da ayakta kalan Yunan şehri MÖ 440’larda Etrüskleri alt eden Samnitlerce 428 veya 421’de ele geçirilmiştir. Bu dönemde sikke basımı durmuş, İtalik Oscan dili ve sonrasında Latince Yunan dilinin yerini alınca Yunan kültürü yok olmuş ancak kentin Yunan karakteri hayatta kalmıştır. MÖ 338’de Roma’ya boyun eğen yerleşim MÖ 215’te sıradan bir kasabaya dönüşürken, Roma İç savaşı sırasında Octavianus’un kalelerinden biri olmuştur. MS 558’de Bizans tarafından yönetilen yerleşim Araplarca çok defa yağmalanmış, merkez yavaş yavaş terk edilmiştir. 1205’te yıkılmışsa da sur ve mezar kalıntıları kentin akropolis tepesinde ve başka bölgelerde görülebilir durumdadır.

Crypta Romana (Wikipedia,Cimmino G)

Arkeoloji Parkı (Parco archeologico di Cuma)

Arkeolojik alan, akropolü ve çevresini kapsamaktadır. Cumae, arkeoloji parkında yürürken tıpkı Pompeii ve Herculaneum gibi mistik ve gerçeküstü bir yerde olduğunuzu hissedebilirsiniz. Parka girdikten sonra sağınızda, antik kentin akropolünün tepesinde bulunan tepenin tabanını oluşturan tüf bankasına kazınmış bir anıt olan ve MÖ1 yüzyılın sonlarında imparator Augustus (M.Ö. 27 ila MS 14) döneminden kalma Crypta Romana bulunmaktadır. “Crypt” Roma kentini plaja bağlamaktaydı. Akropolün içinde duvarlar, Jüpiter tapınağı, Roma mezarlığı, Masseria del Gigante (Devin Tarlası) adlı termal hamam ve bir amfitiyatro’nun kalıntılarını göreceksiniz. Eski Yunan ve Roma dönemine tarihlenen pek çok mezar, Pozzuoli’den Roma‘ya uzanan cadde üzerinde Domitianus tarafından inşa edilen bir üst geçit olan ‘Arco Felice’ nin yanında yer almaktadır. Jüpiter tapınağının alt katında Girit’ten oğlu İkarus ile birlikte uçtuktan sonra buraya indiği söylenen Daedalus efsanesine göre inşa edilmiş bir Apollo tapınağı da bulunmaktadır.

Açılış saatleri

Cumae Arkeoloji Parkı 9.00- 14:30 (son giriş bir saat önce) arasında açıktır. Yıl boyunca Salı günleri dışında 1 Ocak, 1 Mayıs ve 25 Aralık günleri kapalıdır. Giriş biletinin fiyatı: Tam 4,00 €- İndirimli: 2,00 € ((18-25 yaş arası gençler ve öğrenciler, her ayın ilk pazar günü, öğretmenler).

18 yaş altının siteye girişi ücretsizdir.  Sibyl Mağarası biletinizin fiyatına dahildir.

Tel: +39 081 804 0430

E-mail: ssba-na@beniculturali.it

Romalıların atası Aeneas yer altındaki ölüler aleminde. Elinde bu alemin anahtarı olarak “kara bir ağaçta saklanan, yumuşak sapı ve yapraklarıyla altın dal” bulunuyor. Yanındaki de ona eşlik eden Cumae kâhinesidir (Virgil. Aeneis 6.135)

Sybyl Mağarası

Sybil’in ünlü mağarasına soldaki küçük bir bahçeden erişilebilmektedir. 1932’de, onu sibilin bulunduğu yer olarak tanımlayan arkeolog Amedeo Maiuri tarafından keşfedilmişti. Sibiller, tavsiye istendiğinde tanrı için konuşan, Apollon rahipleri olup, Antik Yunan dünyasının her yerinde bu rahibelerden birkaçı vardı, ama en ünlüleri Cumae ve Delphi’de bulunmaktaydı.

Romalı şair Vergilius’un Roma İmparatorluğu‘nun destanı sayılan epik destanı Aeneis (Aeneid) destanında Sibyll, Roma’nın efsanevi kurucuları Romulus ve Remus’un atası Troya prensi Aeneas yeraltı dünyasına inmeden önce kehanette bulunmuştu. Yunan mitolojisinde tanrı Apollo, genç bir kadın olan Sybil’e âşık olduğunda kadına rahibelerinden birisi olmasını karşılığında ne isterse verebileceğini söylemiştir. Sybil, tanrıdan ölümsüzlük isterken buna ebedi gençliği eklemeyi unutmuştur. Bu yüzden zamanla yaşlanan kadın küçülmeye başlamış sonunda yok olana dek bir kafeste tutulmuş ve geriye sadece sesi kalmıştır. Mağaranın içindeki galeri 5 m yüksekliğinde ve 130 m uzunluğunda olup, yol boyunca başka tünellerde bulunmaktadır. Mağara Roma döneminde ve sonrasında Hıristiyan mezarlığı olarak kullanılmıştır.

Parco archeologico di Cuma (Cumae Arkeoloji Parkı)

Cumae’ye Nasıl Gidilir?

İtalyancada Cumae, Cuma olarak bilinmektedir. Arkeolojik alan Napoli’nin yaklaşık 18 km batısında yer almaktadır. Otobüs ve trenle de ulaşmak mümkün olsa da arkeolojik siteye gitmenin en iyi yolu otomobil olup, eski kafalıysanız iyi bir harita tercihen Google Haritalar uygulamasına sahip olmanız veya en iyisi GPS barındıran kiralık araba kullanmanız yararlı olacaktır.

Tren

Napoli istasyonu ulusal demiryolu hattına en yakın olanıdır. Buradan L2 metrosuna binin ve Montesanto’da inin. Montesanto’dan Cumana hattına girin ve Torregaveta’da inin. Sonrasında “Circumflegrea” hattını alın Cuma’da inin ve buradan arkeolojik parka yürüyün.

Otobüs

Piazza Garibaldi – Monte di Procida otobüsüne binin, LUCRINO – PIAZZETTA otobüs durağında inin. Ayrıntılı tarifeler için EAVBUS web sitesine bakın.

Araba

Napoli’den: Pozzuoli’ye doğru A56 otoyolunu takip ederek 13. Çıkışı kullanın. SP Cuma Licola’dan sonra Montenuovo üzerinden gidin.

Notlar

[1] Sibylline Kitapları, Yunan altıgenlerinde ortaya konan kehanet sözlerinden oluşan bir koleksiyondu, geleneğe göre Roma’nın son kralı Tarquinius Superbus tarafından bir sibilden satın alındı ​​ve Cumhuriyet ve İmparatorluk tarihi boyunca önemli krizlerde istişare edildi.

Exit mobile version