On İki Adalardan (Dodecanese[1]) Rodos, Yunan Adaları’nın en büyüklerinden[2] birisi olup, plajlarının yanı sıra arkeolojik alanları ve Ortaçağ kasabası ile de ünlüdür. Yunanistan’ın en doğusundaki ada olan Rodos, Türkiye kıyılarının sadece 18 km uzağında yer almaktadır. 1522’de neredeyse 100 bin kişilik bir orduyla adayı kuşatan Osmanlılar burada yaklaşık 4 asır kalmıştır.
Rodos Gezi Rehberi
Rodos’un antik geçmişinin kalıntılarından olan akropolü, sahil kasabası Lindos üzerinde yükselirken, Antik Dünya’nın 7 Harikası’ndan birisi kabul edilen 100 metrelik bronz heykel Colossus[3], MÖ 226’da gerçekleşen bir deprem sırasında devrildikten sonra uzun zaman önce ortadan kaybolmuştur. Bununla birlikte Orta Çağ kasabası Eski Kent Avrupa’nın en büyük tarihi yerleşim bölgesi olma özelliğini taşımaktadır. 4, 8 km uzunluğunda, yer yer 12 m yüksekliğinde mükemmel korunmuş duvarlarla çevrili Eski Kent, 14. yüzyılda Haçlı Seferleri’nden döndüklerinde adada hak iddia eden Kudüslü Aziz John Kudüs Şövalyelerinin[4] kalesiydi. Aziz John Şövalyeleri veya Rodos Şövalyeleri tarafından 1309’dan 1522’ye yönetilen adadaki Haçlı izlerini Arnavut kaldırımlı Şövalyeler Sokağı’nda, şimdi Arkeoloji Müzesi’ne ev sahipliği yapan hastanelerinde ve büyük Büyük Üstatlar Sarayı’nda hissedeceksiniz.
1960’larda özellikle İsveçliler ve İngilizler burada turizmi popüler hale getirmiştir ki günümüzde özellikle kruvaziyer gemisi yolcuları akın akın adaya hücum etmektedir. Adayı etraflıca gezmek istiyorsanız, bir ortaçağ kalesinin çevrelediği antik bir tepe akropolü ile deniz kenarındaki beyaz badanalı evleriyle ünlü Lindos’tan başlamanız yerinde olacaktır. Aradığınız tarih değilse endişelenmeyin! Rodos aynı zamanda hareketli bir gece hayatına pek çok aile dostu plaja sahiptir.
Rodos kentinin merkezi ıvır zıvır ve hediyelik eşya satıcıları ve fotoğraf menülerine sahip çok sayıda kafe ile dolu olup, kentin labirent gibi sokaklarında Bizans ve Osmanlı tarihinin kıvrımlarını, Osmanlı mirası cami ve hamamların yanında Hıristiyan Batı’nın Osmanlı’ya saldırdığı ana üs olan Rodos’un Haçlı geçmişinin izlerini ve kiliseleri görebilirsiniz. Rodos Eski şehir, 1912’de başlayan İtalyan egemenliği sırasında Faşistler tarafından yeniden inşa edilmiş olup, mimar Florestano Di Fausto’nun liderliğinde şehir planını modernize etmek ve turistleri çekmek için çok şey yapılmıştır. 2. Dünya Savaşı sırasında İtalyanlar gittikten sonra Almanlar gelmişse de İngilizler tarafından aç bırakılmış ve bombalanmışlardır.
Ne Zaman Gidilir?
On İki Adaların idari başkenti olmakla kalmayıp aynı zamanda yıl boyu yaşanan bir üniversite şehri olması sezon dışı ziyaret etmek için ideal özelliklere sahip olduğu ortadadır. Rodos adası Temmuz ve Ağustos aylarında oldukça kalabalık olmasına karşın sıcak dayanılmaz derecede yüksek olabilir. Bu yüzden Mayıs ve eylül sonu gitmek mükemmel bir seçim olacaktır ki gerçekten Lindos, Avrupa’da sonbahar güneşi için gidilecek en iyi yerlerden biri haline getiren küçük bir mikro iklimine sahiptir. Ekim ayının sonunda bile güneşin pırıl pırıl parladığına şahit olabilirsiniz. Adanın doğu tarafı çalılık ve bodur ağaçlarla doludur ama harika plajlarla doludur ki en güzel tatil köylerini burada özellikle Kolimbia ve Afandou’da bulabilirsiniz. Adanın batı tarafı daha dik ve yoğun bir şekilde ağaçlık olup, sıcaktan kaçmak ve ufuktaki Türk sahilleriyle çarpıcı gün batımları için adanın bu tarafına gidebilirsiniz. Eğer araba kiralamışsanız, Rodos kentini başlangıç noktası yaparak saat yönünde bir tur atmanız akıllıca olacaktır. Lindos’ta konaklamak istiyorsanız Lindos Blu, Kolymbia’da ise Casa Cook nefis butik oteller olup, çocuksuz ve gürültüden uzak bir tatil peşindeyseniz adanın diğer tarafında, Sentido Ixian sadece yetişkinlere özel lüks konaklama hizmeti sunmaktadır.
Nerede Kalınır?
Rodos’ta adalı bir aile tarafından işletilen San Nikolis otelinde birkaç geçirebilirsiniz ki, Ortaçağ yapısı binanın çatı katındaki bahçeden muhteşem manzarayı seyredebilir, Türklere yabancı gelmeyecek güzel bir Yunan kahvaltısı yapma imkânı da elde edebilirsiniz. Yunan-İtalyan füzyon mutfağının harika yemeklerinin sunulduğu hoş bir yazlık avluyu barındıran Marco Polo Mansion’da Ortaçağ’da yaşıyor keyfi veren bir seçenek olarak dikkate alınabilir. Lindos’ta 12 şık oda ve süiti barındıran, açık hava çadırlı bir restorana sahip Melenos Hotel hem akropolis hem de deniz manzarasına sahiptir. Güzel bir şekilde restore edilmiş Kokkini Porta Rossa‘daki butik odaları da tercih edebilirsiniz. Daha ucuz odalar veya daha iyi fiyatlarla konaklamak için Eski Kent yerine Yeni kenti tercih etmelisiniz.
Yemek İçmek
Rodos kentinde çok sayıda turist olması ama özellikle yolcu gemilerinin ziyaretlerinin çoğalması, Eski Kent’teki restoran yemeklerinin çoğunun gel geç müşterilere hitap eden vasat kalitede ve aşırı fiyatlı olduğu anlamına gelmektedir. Rodos kasabasında Koukos ve Nireas‘da iyi yemek yiyebilirsiniz. Ucuz yiyecekler arıyorsanız, Ovelix‘teki öğrencilere katılabilirsiniz. Adanın en iyi restoranlarından birisi olan Lindos’taki Mavrikos‘u es geçmeyin. Adada mükemmel kekik balı ve birkaç çeşit şarap üretilmekte olup, en önemli yerel yemeği pitaroudia adıyla bilinen nohutlu börektir. Rodos bağcılık yapan ilk Yunan adalarından birisi olup, adada yetiştirilen başlıca üzüm çeşitleri Athiri ve Mantilaria’dır. Attavyros bölgesi ve Embonas köyü ise en önemli bağcılık alanlarıdır. Unutmadan bir de meyve ezmesinden yapılan souma adlı yerel brendi ile mustalevria adıyla üzümden yapılmış geleneksel bir muhallebiyi buraya kadar gelmişken tatmanızı öneririm.
Simi Adası
Sími veya Sömbeki adası Oniki Adalar zincirinin bir parçası olup, Türkiye ‘nin Datça limanına 8 km, Bozburun limanına 6,5 km, feribotla 45 dakikada ulaşılabilen Rodos adasına ise 41 km mesafe de bulunmaktadır. Simi’nin küçük limanı, birçok kişi tarafından Yunanistan’ın en güzel limanlarından birisi kabul edilmektedir ki gemi yapımcılarının ve tüccarların zenginleştiği günlerden beri pastel renkli 19. yüzyıl Neoklasik konakları ile çevrilidir. Simi adasında küçük koylarla kesilmiş bir sahil şeridini izleyen bir yürüyüşe çıkabilir ya da Panormitis‘teki Başmelek Michael Manastırı’na götüren 6 kilometrelik trekking için içeriye doğru gidebilirsiniz. Burada eski bir kaptanın limandaki zarif evinden dönüştürülen Hotel Aliki‘de konaklayabilir, 200 yıllık bir un değirmeninden dönüştürülen restoran Mylopetra‘da -balığa alternatif arıyorsanız, kuzu eti ve ev makarnası tavsiye edilir- akşam yemeği yiyebilirsiniz.
Notlar
[1] On İki Ada, Ege Denizi’nde bulunan bir grup adaya verilen isimdir. Menteşe Adaları olarak da geçer.
[2] Rodos, üçüncü en büyük Yunan adasıdır
[3] Rodos Heykeli, Antik Dünya’nın yedi harikasından biridir. Antik Çağ’da Rodos Adası’ndaki Rodos şehrinin limanının girişinde bulunan, Yunan Güneş Tanrısı Helios’un heykelidir.
[4] Hospitalye Şövalyeleri ya da Aziz Yuhanna Şövalyeleri tarikatı 1070 civarında kurulmuş bir şövalye tarikatıdır. Sonradan ismi Rodos Şövalyeleri, çok sonralarıysa Malta Şövalyeleri olarak anılmıştır. İlk Başefendisi 1100 civarlarında seçilmiş olan Peter Gerard idi.
Rodos Adası’nda İtalyanlarca çekilen görüntüler, 1933