Tahiti ya da eski adıyla Otaheite, Güney Pasifik Okyanusu’nda, Fransız Polinezyasını oluşturan 118 ada ve atolün en büyüğü olup, Bora Bora, Raiatea, Taha’a, Huahine ve Moorea adalarını içeren Cemiyet Adaları’ndan Windward ada grubunda yer almaktadır. Çevresi mercan resifleri ve lagünler ile çevrili 53 km uzunluğunda bir ada olan Tahiti’nin en yakın komşusu 20 km kuzeybatısında bulunan Moorea’dır. Tahiti 189.517 kişilik nüfuslu (2017) ile aynı zamanda Fransız Polinezyası toplam nüfusunun % 68.7’sini oluşturan en kalabalık adasıdır.
Tahiti adası, Taravao boğazıyla birbirine bağlı bulunan, erozyona uğramış iki eski volkanik zirve daha büyük kuzeybatı kısmı Tahiti Nui ve daha küçük, güneydoğu kısmı Tahiti Iti’den oluşmaktadır. Ada bereketli bir kıyı düzlüğüne sahip olmakla birlikte, kıyının ardından hemen yükselen tepeler arasında Orohena (2,237 m) Tahiti Nui’nin, Roniu (1,323 m) ise Tahiti Iti’nin en önemli yükseltileridir. Bu tepeler arasından en büyüğü kuzeydeki Papenoo olan birçok nehir sahile doğru hızla inmektedir.
Tahiti İklim ve Bitki Örtüsü
Fransız Polinezyası, yıl boyunca sıcak ve tropikal bir havaya sahiptir. Pasifik’in hafif esintileriyle soğutulan adaların iklimine güneşli havalar hakim olup, Doğu ticaret rüzgârları kuşağında yer alan Tahiti’nin doğal bitki örtüsünü hindistan cevizi avuç içi, pandanus, ebegümeci ve tropikal meyve ağaçları oluşturmaktadır. Tahiti adası kabaca kuzeyde yıllık ortalama 1.800 mm yağış alan daha kuru güneyde ise yıllık ortalama 2.500 mm yağış alan iki bölgeye ayrılabilmektedir. Tahiti ve diğer Polinezya adaları Ekvator’un altında olduğundan, mevsimler Kuzey Yarımküre’dekilerin tersidir bu yüzden ortalama sıcaklık Ocak ve Şubat aylarında 29 ° C, Temmuz ve Ağustos aylarında ise 24 ° C’dir. Kasım-Mayıs ayları
arasında iklim daha sıcak ve nemli olup, tropik yağmurlar da genellikle kısa sürelidir. Ortalama okyanus suyu sıcaklığı 27°C’dir.
Bu tropikal iklim şartları kıyı düzlüğünde hindistancevizi (kurutularak kopra veya copra yapılır), şeker kamışı, vanilya ve kahve yetiştirilmesine izin vermekte olup, elde edilen ürünler Papete’den ihraç edilmektedir.
Tahiti Tarihi
Polinezyalılar Tahiti’ye MS 300-800 arasında yerleşmiş olup, günümüzde ada nüfusunun yaklaşık% 70’ini oluşturmaktadırlar. Geri kalan nüfus ise Avrupalılar, Çinliler ve adaya sonradan gelen diğer karma nüfustan oluşmaktadır. Polinezya mitolojisine göre Tahitililer bir başka Cemiyet Adası Raiatea’dan gelmiş hatta diğer adalara da yayılmışlardır. Polinezyalı kolonistler Tahiti’de her tapınak çevresinde aralarında otoriter bir hiyerarşi bulunan aileler arasında politik bölgeler oluşturmuşlarsa da Avrupalılarına daya hâkim olmasından sonra bu toplum yapısı bozulmuştur. Yerli Polinezyalıalrca Otaheite adıyla bilinen ada İngiliz donanmasından Kaptan Samuel Wallis 1767 yılında ziyaret edildikten sonra Kral III. George Adası (‘King George III Island’) adı takılmıştır. 1768’de Louis-Antoine de Bougainville tarafından ziyaret edilen adada Fransızlar hak iddia etmekle kalmamış adını La Nouvelle Cythère (‘Yeni Cythera’) olarak değiştirmişlerdir. Bununla birlikte 1797’de adaya ilk gelen Avrupalı yerleşimciler, yerli Pomare ailesinin Tahiti’nin kontrolünü ele geçirmesine yardım eden Protestan Londra Misyoner Topluluğunun üyeleri olmuştur. II. Pomare’nin (1803–24), 1815’te Hıristiyanlığı benimsemesinden ve rakiplerini sindirmesinden sonra misyonerler adaya tamamen hâkim olmuşsa da Tahiti Kralı III. Pomare ile eşi Kraliçe Pomare IV (1827-77) döneminde adada salgın hastalıklar, fuhuş ve alkolizm yerli toplumu pençesine aldığında misyoner etkisine tepki gösterilmiştir. Kraliçe IV. Pomare’nin 836’da iki Fransız misyoner rahibi kovmasının ardından Fransızlar, hem tazminat talep etmek hem de adada Fransız mandası kurmak için 1842’de bir savaş gemisi göndermiştir. Bu gelişme üzerine Kraliçe Pomare’nin oğlu V. Pomare 1880’de Tahiti’nin bir Fransız sömürgesi olduğu ilan etmek zorunda kalmış, böylece Tahiti Krallığı resmen lağvedilmiştir.
Tahiti Gezi ve Turizm
Fransız Polinezyası 19. yüzyılda Avrupalı gezginlerin dikkatini çekmiş olup, Fransız sanatçı Paul Gauguin 1891–93 ve 1895-1901 yılları arasında Tahiti’de yaşamış
tır hatta güney sahillerindeki Paul Gauguin Müzesi, ressamın bir dizi resmine ev sahipliği yapmaktadır. İstanbul aşığı Fransız yazar Pierre Loti, 1880’de “Loti’nin Evliliği” isimli kitabını Tahiti’de yazmıştır.
Tahiti, Fransa’nın denizaşırı topraklarından Fransız Polinezyası’nın ekonomik, kültürel ve politik merkezi olup hem adanın hem de Fransız Polinezyası’nın başkenti Papeete, adanın kuzeybatı kıyısında yer almaktadır. Fransız Polinezyası’nın tek uluslararası havaalanı olan Faaa Uluslararası Havaalanı (PPT IATA) ile transpacific limanı başkent Papeete yakınlarındadır.
Tahiti’ye Nasıl Gidilir?
Fransız Polinezyası, Türkiye’den gidebileceğiniz en uzak kara parçalarından birisi olup, Tahiti’ye üç, diğer meşhur adası Bora Bora’ya dört farklı uçak yolculuğundan sonra ulaşmanız 35 saatten fazla sürmektedir. Tüm uluslararası uçuşlar Tahiti’ye indikten sonra Ulusal havayolu şirketi ile diğer Polinezya adalarının tümüne uçmak mümkündür. Fransız Polinezyası, Amerika Birleşik
Devletleri, Japonya, Avustralya, Yeni Zelanda ve Paskalya Adası dâhil dünyanın birçok yerinden hava yoluyla kolayca gidilebilmektedir. Amerika ve Avustralya’nın tam ortasında yer alan Tahiti’ye ABD üzerinden ancak Los Angeles’tan 8 saat, Hawaii’den 5 saat ve New York’tan 12 saatlik uçak yolculuğu ile gitmek mümkündür. Tahiti’ye Air Tahiti Nui, Air France, Air Yeni Zelanda ve LATAM havayolları firmaları düzenli uçuş gerçekleştirmektedir. Fransız Polinezyası’nın güzel bir geleneği adaya gelenlerin genç bayanlar tarafından günün neredeyse her saatinde çiçeklerle karşılanmasıdır. Moorea ve Huahine adalarına Tahiti’den feribot veya katamaran servisi ile ulaşılabilmektedir. Tahiti ve Moorea arasında feribotla seyahat süresi yaklaşık 30 dakikadır.
Tahiti Sağlık Sorunları
Fransızların gösterdiği özen dolayısıyla Tahiti’deki sağlık standartları Batı Avrupa’da bulunanlarla eşit durumda olduğundan Tahiti’ye giriş için özel bir aşılamaya gerek duyulmamaktadır. Fransız Polinezyası, sağlık ve diş hizmetleri, eczaneler, özel klinikler ve Tahiti’de büyük bir devlet hastanesi ile yüksek bir sağlık standardına sahiptir. Tüm adalarda tropikal hastalıkların potansiyel salgınlarıyla mücadele etmek için hijyenik kontroller yapılmaktadır. Fransız Polinezyası adalarında yılan, zehirli örümcek ya da yırtıcı kara hayvanları bulunmamaktadır. Otellerde musluk suyu ve restoranlarda verilen su sağlık açısından güvenlidir gazlı içecek seviyorsanız yerel maden suyu Eau Royale ve diğer Fransız maden suları da mevcuttur.
Tahiti vizesi
Fransız vatandaşlarının Fransız Polinezyası’na dolayısıyla Tahiti’ye girmesi için sadece Ulusal Kimlik Kartı gerekirken, AB üyeleri, ABD dâhil Kuzey veya Güney Amerika ülkelerinin çoğunun vize başvurusunda bulunmaları gerekmeden 1 aya kadar adada kalmalarına izin verilmektedir. Bunlar dışında kalan tüm ülke vatandaşlarının en yakın Fransız Konsolosluğu’ndan vize almaları ve Fransız Polinezyası’na giren tüm yabancıların bir dönüş biletine sahip olmaları gerekmektedir.
Dil
Adada Fransızca tek resmi dil olarak kabul edilmekle birlikte Tahiti dili (Reo Tahiti) yaygın olarak konuşulmaktadır. Adalarda turistik alanlarda büyük otel, mağaza ve restoranlarda İngilizce konuşup anlaşmanız mümkün olmakla birlikte kullanacağınız birkaç Fransızca ama özellikle Tahiti dilindeki kelimeler sempati ile karşılanmanıza sebep olabilecektir: Iaorana (Merhaba), Mauruuru (Teşekkürler), Vahine (Kadın), Tane (Erkek), Nana (Hoşça kal), Maeva (Hoşgeldiniz), Fare (Ev) gibi…
Para
Fransız Polinezyası’nda kullanılan para birimi Pasifik Fransız Frangı (CFP) olup, EURO ile aynı değerde değildir. ABD Doları ile ilgili olarak CFP’nin ortalama değeri 1 ABD Doları başına 75-100 CFP arasında değişmektedir. Papete’deki Faaa Uluslararası Havaalanında ve eğer ABD üzerinden gidiyorsanız Los Angeles Uluslararası Havalimanı’ndaki döviz bürolarından Pasifik Fransız Frangı (CFP) temin etmeniz mümkündür. Büyük kredi kartları (American Express, Visa ve MasterCard) otellerde, çoğu restoran ve büyük adalardaki mağazalarda kabul edilmektedir. Bununla birlikte, kredi kartlarının Huahine, Rangiroa, Tikehau ve Manihi gibi küçük adalarda sadece nakit para hatta pek çok yerde sadece Pasifik Fransız Frangı (CFP) ile alışveriş yapılabilir. Tahiti, Moorea ve Bora Bora ana adalarında birkaç ATM makinesi bulunmaktadır.
Tahiti gezilecek yerler
Le Marché
Le Marché veya Marche, Papeete’nin iki katlı 250 yıllık büyük pazar yerinin adı olup, rengârenk kumaşlardan yerel mücevherlere, kokulu sabunlar, vanilya
çubuklarından dans kostümlerine, taze olgun meyvelerden balığa her şeyi bulmak mümkündür. Cumartesi günleri pazarın en kalabalık zamanı olup, rahat dolaşmak için hafta içi günler gidilmesi tavsiye edilir. Marche pazarından cildinizi bronzlaştırmak ve nemlendirmek için kullanılan monoi adlı kokulu yerel tahiti yağını makul bir fiyata alabilirsiniz. Kadınlar örtü, elbise, şort, şal gibi farklı yollarla ve amaçlarla bağlanabilen tipik Tahiti kıyafeti pareu alabilirler.
Arahoho
Tahiti Nui’nin kuzey tarafındaki Arahoho hava deliğinden kıyıya çarpan dalgalar bu delikten yukarı yol üzerine püskürmesini seyredebilirsiniz.
Les Trois Cascades
Tahiti Nui adası içlerinde üç güzel şelalenin adı olup, gitmeden önce yolun heyelan yüzünden bazen kapandığını unutmadan önceden bilgi edinin.
Kral V. Pomare’nin Mezarı
Fransız yönetimi başlamadan önceki son Tahiti kralı V. Pomare’nin mezarı olup aynı zamanda ülkedeki tek kral mezarıdır.
Pointe Venus Deniz Feneri
Pointe Venus Deniz Feneri’nin önündeki siyah volkanik kumlu plaj ve balıkçı resifi üzerindeki sığ berrak sular genç Tahitililer arasında oldukça popülerdir.
Müzeler
Tahiti ve Adalar Müzesi (Musée de Tahiti et des Îles, +689 40 54 84 35;museetahiti.pf), Rober Wan İnci Müzesi (Musée de la Perle Robert Wan, +689 40 46 15 55) ve ONO’U Taihiti Sokak Sanatı Müzesi (+689 40 81 30 31;tahitifestivalgraffiti.com) ile Şehir merkezinden arabayla 1 saat uzaklıkta olmasına karşın nedense şu anda ziyaretçilere kapalı tutulan Paul Gauguin Müzesi görülebilir. Gaugin Müzesi yakınlarında Papeari’de, Harrison Smith tarafından yapılan girişi ücretli botanik bahçesi de ziyaret edilebilir.
Heiva I Tahiti
Avrupalıların gelişinden önce, Tahiti müziğine heiva denen festivaller egemendi. Dans etmek, Tahiti geleneksel yaşamının önemli bir parçasıydı ve danslar, yaşamın hemen hemen tüm olaylarını kutlamak ve dua etmek için kullanılmaktaydı. Bu dansların en önemlileri erkeklerin ote, çiftlerin upa upa dansları olup çoğunluklar arioi adlı profesyonel dans gruplarınca gerçekleştirilmektedir. 19. yüzyılın başlarında, Avrupalılarca yerleştirilen sömürge yasaları, ahlaki sayılmayan ve erotik kabul edilen bu dansları ciddi biçimde kısıtlamıştır. Tahiti’de ilk gelen İngiliz misyonerler olduğundan Hıristiyan müziği eşliğinde himene tarava adı verilen danslar da geliştirilmiştir. Polinezya müziğinin eşsiz ve ilginç bir niteliği akorun 6. Sesinin vokal müziğinde sürekli olarak kullanılmasıdır. Geleneksel Tahiti enstrümanları arasında pu adı verilen bir kabuklu bir deniz hayvanı ve vivo olarak adlandırılan bir burun flütünün yanı sıra oyulmuş ağaç gövdeleri ve köpekbalığı derisinden yapılan çok sayıda varil bulunmaktadır.
Fransız Polinezyası’nda Haziran ve Temmuz aylarında gerçekleşen tüm ada festivallerinin 7 haftası olan Heiva (festival) Tahiti’de bu yıl 5 Tem 2018 – 8 Tem 2018 arasında yapılmıştır. Heiva I Tahiti Festivali başlangıçta Bastille Günü kutlaması iken (2018’de Fransa’da 14 Temmuz’da kutlandı) Polinezyalı yerlilerce abartılı bir kutlamaya dönüştürmesiyle başlamıştır. Fransız Polinezyası’nın 115 adasından Polinezyalılar Tahiti’ye şarkı söyleme, geleneksel sporları ama özellikle de geleneksel dansları işin özü ortak kültürel mirasa dayanan ve tutkuyla gerçekleştirilen işler için bir araya gelmişlerdir.
Sadun Boro Tahiti Festivali’nde (Heiva I Tahiti)Dünyanın çevresini 1965-1968 yılları arasında eşi Oda ve Kısmet adlı yelkenli teknesiyle dolaşan ilk Türk denizcisi Sadun Boro ‘Bekar Cenneti’ olarak andığı Tahiti adasına tam da festival zamanı gelmiş ‘Pupa Yelken’ adını verdiği seyahat anılarında 113-115 sayfaları arasında şu sözlerle anlatmıştır: |
“… Tahiti’yi harıl harıl “14 Temmuz” şenlikleri için hazırlanıyor bulduk. 14 Temmuz Fransızların Bastille Günü ve milli bir bayramıdır. Ama bu bayram, Fransa’da dahi
Tahiti’de olduğu gibi böyle candan ve hararetle kutlanmaz. Eğlenceye pek düşkün olan Polimnezyalılar, kutladıkalrı bayramın manasını daha bilmeden, bunu bahane addedip, kendileri için temmuz sonuna kadar devam eden bir festival haline sokmuşlar. Zaten seyahatimiz boyunca bilen kime rastladıysak ‘aman 14 Temmuz’da muhakkak Tahiti’de olun’ diye bizi ikaz etmişlerdi. Sahil boyunca asırlık ağaçlar arasında uzanan ana caddenin birkaç yüz metrelik kısmı trafiğe kapatılmış. Yolun her iki tarafında muvakkaten yapılan eğlence yerleri, baştan aşağı palmiye yaprakları ile süslenmiş. Büyük festival, 13 Temmuz gecesi limandan atılan havai fişekleri ve bir açık hava balosu ile başladı. Bir ara yağan kuvvetli yağmur dahi bu neşeli insanlar için bir eğlence mevzu oldu. Ellerinde uzun tuvaletlerinin eteği, bir geniş muz yapağını başlarının üzerinde siper edip, gene danslarına devam ettiler. Sahil boyun yerlerinde iğne düşecek yer yok. Herkes sabahtan başlamış içmeye, genci, ihtiyarı, kadını, erkeği salkım sepet. Bir gazinoda, yerli orkestra oynak tamoreler çalarken, yanında bir başkası Amerikan cazına özeniyor, bir diğeri bu cümbüşe pikapla katılmakta. Domuz yavrusundan tutun da motosiklete varana kadar her türlü hediyeler vadeden çığırtkanlar, bir elde hoparlör, şimdi dönecek rulete oyuncu toplarken, yanındaki lokantada, bir yarım varil kor ateş üzerinde kızaran dananın çıkardığı koku tok adamın bile ağzını sulandırıyor. Ve herkes bir neşe girdabı içinde. Zaten Tahitili, bütün bir yıl bu şenlikleri görmek için yaşar, onun için para biriktirir. Biz de, daha üç gün evvel Tuamotlar arasında döktüğümüz ecel terlerini çoktan unutmuş, yeni muhitimize ayak uydurmaya çalışıyoruz. Gündüzleri muhtelif gösteriler tertiplenmiş. Bir sabah ananevi meyve yarışı yapıldı. Kalın bir bambu kamışının ucuna muz hevenkleri, ananas, Hindistan cevizleri asılmış, ağırlığı 50 kilonun üzerinde. Sırtlarında ki meyveleri düşürmeden şehirde bir tur attılar. Peşinden, envai renkte tropikal çiçekleri ile süslenmiş arabalar, faytonlar üzerinde genç kızlar, saz etekleri havalarda, tamore yaparak resmigeçide katıldılar. Muhtelif spor gösterileri arasında en enteresanı, ağaç gövdesinden oyularak yapılmış yerli kayıklarının yarışı idi. Kendilerine has yelkenleri ile irili ufaklı tekneler, koyun mavi suları üzerinde kelebek gibi serpildiler. Hele 16 tek kadınlar arası kürek yarışı apayrı bir eğlence idi. İnce, upuzun yerli futalarda yarışa giren sekiz ekip de ayrı renk pareu giymiş, başlarında tiareden taçlar. Finale doğru iki tanesi birbirine çapariz verip de devrilince, sahile yığılmış seyircilerin avazeleri limanı ayağa kaldırdı. Tahiti Yerli DanslarıBizim bilhassa görmek istediğimiz, bu şenlikler münasebetiyle tertiplenen dans müsabakaları idi. Bunun için, her adanın dans ekipleri aylarca çalışır, giyecekleri kostümler hususi şekilde hazırlanır. Bu vesile ile bütün Polinezya danslarını, hem de en iyilerini bir arada görme fırsatı oluyor. Şehrin ortasında, etrafını koca koca ağaçların çevirdiği 50’ye 50 metre ebadındaki bir çim sahanın üç tarafında tribünler yapılmış, fakat biletleri çok pahalı. Sahanın bir tarafını halka serbest bırakmışlar. Biz de bedavacılar kısmına gider, bir varilin üzerinden dans müsabakalarını seyrederdik. Her dans ekibinin 8-10 kişilik ayrı bir müzik topluluğu var. Bunalr 5-6 gitar ‘ukulele’ dedikleri Hindistan cevizinden yapılmış bançolar, ‘muro’ ağacından içi oyularak yapılan ve sopa ile vurunca tok bir ses çıkartan ‘toere’ler, köpekbalığı derisinden tamtam davulları ve daha birkaç yerli müzik aletinden müteşekkil. Onların çaldıkları oynak tamoreler, yerli havaları ile kızlı erkekli gruplar, kuvvetli projektörlerin aydınlattığı çimenler üzerinde yalınayak dans ediyorlar. Dansların çoğu bizim göbek havalarını andırıyor. Bütün yük değirmen gibi dönen etli kalçalarda. Yalnız göğüsler hareketsiz. Eskiden belden yuakrısı çıplak olduğu için, göğüslerini hareket ettirmemek o zamandan kalma bir adetmiş. Bazı danslarda ellerin rolü çok mühim. Ekseriya oturarak yapılan ve Aparima denen dansta, eski bir efsaneyi el ev aprmak hareketleri ile canlandırırlar. Mesela bir balık avı, bir kuşun hikâyesi veya Hindistan cevizinden kopranın hazırlanışını yalnız hareketleriyle anlatmaya çalışırlar. Bazı dans grupları, hepsi birbirinden güzel, yalnız kızlardan müteşekkil. Kömür karası uzun saçları bronz omuzları üzerinden ince bellerine kadar düşmüş, başlarında tiareden bir taç, siyah badem gözleri çakmak çakmak, ufacık bir saz sutyen koca dolgun göğüslerini saklamaktan aciz, saz eteklerini havalara uçurarak o kadar güzel dans ederler ki, yutkunmaktan bademciklerim şişmiş, kaç kere tünediğimiz varilden aşağı düşüyordum! Bu dans gösterilerinin ayrı bir özelliği müsabıkların giydikleri kostümlerdir. Bunların eski orijinal kıyafetleri gibi olması şart. En güzel hazırlanan ekip, büyük mükâfat alıyor. Her adanın dans ve şarkıları ayrı olduğu gibi, elbiseleri de ayrıdır. Mesela Tuamotulardan gelen bir dans grubunun etek, sutyen, başındaki taç yalnız ufak deniz böceklerinin kabuklarından yapılmış. Markiz adalarının ki, gene üzeri kabuklarla süslenmiş, ’tapa’ denilen ağa. Kabuğundan dövülerek hazırlanan yerli kumaşından yapılmış. Tahitili dansözlerinki ise, kurutulmuş palmiye yapraklarından taranarak meydana gelen saç gibi ince sazdan etekler. Bir hafta devam eden bu müsabakalarda ömrümüzün sonuna kadar yetecek danslarını zevkle seyrettik. Hele son gece, lambalar sönmüş, yerdeki tablalar içinde harıl harıl yanan ateşin üzerinde yalınayak ve ellerde meşalelerle oynanan ateş dansı, yaşadığımız müddetçe hafızalarımızdan silinmez… |
Tahiti’de Nerede Kalınır
Tahiti’de rüya gibi ideal konaklama, deniz suyu bungalovlarında olmakla birlikte küçük aile pansiyonlarından 5 yıldızlı en lüks oteller de gerçekleştirilebilir. InterContinental, Sofitel, Novotel, Le Meridien, Starwood-Sheraton, Orient Express, Club Med ve Radisson 5 yıldızlı lüks tahiti otellerinin başlıcalarıdır. Bazı su üstü bungalovları, ayaklarınızı ıslatmadan balıkları izlemek için cam tabanlı masalarla donatılmıştır. Huzur dolu, sessiz, tabiatın keyfini çıkaracağınız bir tatil deneyimi istiyorsanız, yoğun araç ve insan trafiğine sahip Papeete dışında kalmanız tavsiye edilebilir. Tahiti’deki ekonomik konaklama tesislerinin çoğu ve aile otelleri 1970’lerin başlarından kalma eski bir tarza sahip olup yanınıza böcek ilacı almanız tavsiye edilmektedir.