Şiva, Shiva Hint Mitolojisinde Trimurti adı verilen büyük tanrılar üçgenindeki tanrılardan birisinin adı olup, Brahma ‘yaratıcı’, Vişnu ‘koruyucu’ iken Şiva ‘yıkım ve rejenerasyondan sorumludur. Vişnu inancı Kuzey Hindistan’da İndus vadisindeki Aryanlara dayanmakta olup, Vedik dönemde fırtına, şimşek ve yangın gibi doğanın yıkıcı gücünün kişileştirilmiş formu olan Rudra epik dönemde Şiva’ya dönüştürüldüğü sanılmaktadır. Şaivitler, Şiva’nın nihai gerçek olduğuna inanırlarken Smarta mezhebinde tanrının 5 başlangıç formundan birisi kabul edilmektedir.
Sembolü lingam adıyla bilinen fallik obje olup, Nandi adlı bir öküze binen tanrı, Kailaşa dağının zirvesinde münzevi bir hayat yaşayan bilge bir yogidir. Şiva, Parvati’nin (Devi) eşi olup, tanrıçadan Ganeşa ve Kartikeya adlı iki oğlu ve Aşoka Sundaria adlı bir kızı vardır.
Hint sanatında çoğunlukla derin meditasyon yaparken, karısı Devi ile birlikte Tandava dansını yaparken veya iblisleri öldürürken üç gözlü, beş yüzlü ve dört kollu korkunç bir yaratık olarak tasvir edilmektedir. Alnının ortasındaki üçüncü gözü yüzünden Triloçana (Üç Gözlü) adıyla da bilinen tanrı aynı zamanda okyanusun çalkalanması sırasında oluşan zehri içtiği için boynu maviye boyandığından Nilakantha (Mavi Boyunlu), Mahavişnu gibi puranalarda ise Paramatman (En önemli ruh) olarak adlandırılmıştır.
Şiva, Mahabharata’da en önemli tanrı olarak gösterilen Vişnu’nun ardında yer almakla birlikte Harivamşa’da iki tanrı eş seviyede görülmüştür. Destanda dağlı kılığına girerek Arjuna’ya silahlarını veren tanrının kendi silahı trişula adlı verilen üç uçlu mızraktır. Şiva’nın yıkıcı ve kara görünümleri Ugra (Şiddetli), Mahakala (Ölüm) ve Bhairava, yardımsever görünümleri ise Mahayogin (Büyük yogi) ve Nataraja (Dansın kralı) olarak adlandırılmaktaydı. Eril ve dişil özellikleri birlikte taşıyan Ardhanarişvara da Şiva’nın bir formuydu. Şiva, Seylan adasında İşvara adıyla da bilinmekteydi.
Shiva Nataraja Dans Tanrısı
Shiva Nataraja veya Şiva Nataraja Hint Mitolojisinde Dans etmesi evrendeki tüm hareketlerin sebebi olarak görülen Şiva’nın yorgun evreni yaptığı kıvrak hareketlerle yıkarak Barahma’ya yeniden yaratma fırsatı vermesidir.
Dans sırasında yaratılış “davul”, yıkım “ateş”, koruma “el hareketi”, cisimleşme “ayağın yere koyulması”, kurtuluş ise “ayağı havada tutma” figürleri ile sembolize edilmekte ayrıca tanrının kol ve boynu etrafındaki kobralar da Şiva’nın diğer tehlikeli varlıklara tahakkümüne dolayısıyla gücüne atıfta bulunmaktadır.
Kaynak: Özhan Öztürk. Dünya Mitolojisi. Nika Yayınları. Ankara, 2016