LANET Büyülü sözler ya da hazır formüllerle yapılan bir kişiye, yere veya nesneye zarar verme büyüsünün adı olup, lanetin başarısızlık, hastalık hatta ölüm getirmesi amaçlanmaktadır. İlkçağdan buyana pek çok kültürde lanetin varlığına inanılmakta olup, Tevrat, İncil ve Kuran gibi kutsal kitaplarda da bahsi geçmektedir.
Sözgelimi Hristiyan toplumlarda yaratılan ilk kadın olduğuna inanılan Havva’nın işlediği günah yüzünden lanetlendiği için kadınların adet gördüğüne inanılmaktadır. Eski Mısır ve Hindistan’da hedef kişilerin kil, ahşap hatta kıyafet giydirilmiş heykelcikleri yapılarak lanet amacıyla kullanılmaktaydı. Eski Yunan’da “katadesmoi”, Roma’da “tabulae defixiones” adı verilen kurşun bir levha üzerine beddualar yazıldıktan sonra düşmanın yaşadığı yere yakın bir yere gömülerek lanet gerçekleştirilmekteydi. MÖ 4. Yüzyılda Platon “Devlet” adlı çalışmasında insanların düşmanlık besledikleri kişilere kötülük yapmak için büyücülere bir miktar para vererek tanrıların kendi amaçlarına hizmet etmesini sağladığını kaydetmiştir. Kral James’in Daemonologie (1597) adlı çalışmasından anlaşıldığı kadarıyla Ortaçağ Avrupa’sında sadece cadılık değil kil ve balmumundan heykeller vasıtasıyla kötü ruhlarla iletişim kurmayı amaçlayan her tür çaba da ölüm ile cezalandırılmıştır. Afro-Amerikan halk büyüsünde (hodoo) jinx adı verilen lanet çeşitli objeler kullanılarak gerçekleştirilmektedir. Ortadoğu ve Akdeniz kültüründe lanetin kıskanma ve haset duygusundan kaynaklandığına inanılıp nazar olarak adlandırılmaktadır.
Tarih boyunca lanetlenmiş olduğuna inanılan pek çok kişi, yer ve nesne var olmuştur. Mısır firavunu Tutankhamun’un mezarını ziyaret edenlerin lanetleneceğine dair bir yazıt bizzat mezarlıkta yer almaktaydı. 1922’de firavunun mezarını bulan arkeolog Howard Carter ile kazıyı finanse eden Earl Carnarvon’un kısa süre sonra beklenmedik şekilde ölmeleri bu lanet ile ilişkilendirilmiştir. Masal ve efsaneler de lanet önemli bir yer tutmakta olup, “Uyuyan Güzel” ve “Kurbağa Prens” adlı masallar bunların en ünlüleridir. Anadolu’da ilenç ve beddua olarak anılan lanetlemenin özellikle birisi üzerinde hakkı olan sıradan kişilerce de kötü sözler sarf edilince gerçekleşeceğine inanılmaktadır.
Kaynak: Özhan Öztürk. Dünya Mitolojisi. Nika Yayınları. Ankara, 2016