Kutsal Kâse, Holy Grail (Kral Arthur Efsanesi)
Kutsal Kâse (Holy Grail), İsa’nın son akşam yemeğinde şarap içtiğine ve ölümünden sonra peygamberin akan kanının Aramatyalı Yusuf tarafından içinde toplandığına inanılan doğaüstü güçlere sahip efsanevi kâsenin adıdır.
Balıkçı Kral ve Grail efsanesi
Kral Arthur efsane serisine göre Grail ya da Graal kâsesi, Büyük Britanya’ya getirilerek saklanmış, bir şatoda şifasız bir yaradan mustarip ‘Balıkçı Kral’ adlı bir muhafız tarafından korunmaktaydı. Başlangıçta mucizevi şifa gücüne sahip kutsal bir kâse olarak bahsi geçen Grail kabının adı Eski Fransızca (Ortaçağ Latincesi) Graal (tabak) kelimesiyle ilişkiliydi. Öykünün kaynağının ise Galler kralı Bran’ın ölüleri dirilten kazanında olduğu gibi doğaüstü niteliklere sahip nesnelere sıkça rastlanan Kelt mitolojisi olduğu sanılmaktadır. Grail, 12. yüzyılda Chrétien de Troyes tarafından yazılıp, şövalye Percival’in maceralarını konu alan ‘Le Conte du Graal’ adlı dini hikâyede ilk kez Hıristiyanlıkla özdeşleştirilmiştir. Burgonyalı Robert de Boron’un 1202-1212 arasında yazdığı ‘Joseph d’Arimathe’, ‘Merlin’ ve ‘Perceval’ şiir üçlemesinde Nikomedia gospelinden alıntılar yaparken Aramatyalı Yusuf’un İsa’nın kanını doldurmak için kullandığı kabı İngiltere’ye getirdiğini belirtmiştir. 1215–1230 arasında anonim bir Fransız yazar tarafından yazılan Lancelot adlı nesirde Grail kabı Sankgreal (Eski Fransıza sang real ‘kutsal kan’) olarak geçmektedir. Sir Thomas Malory’nin 1485 tarihli Arthur’un Ölümü (Le Morte d’Arthur) adlı eserinde ise Grail Camelot’ta Yuvarlak Masa Şövalyelerinin bulmaya yemin ettiği sihirli bir obje olarak ortaya çıkmıştır. Kutsal Kâseyi arayan şövalyelerden Malory’nin sözünü dinleyen Lancelot, Grail’e ulaşamazken oğlu Galahad ve Perceval ulaşmış ama gördükleri anda ölmüşlerdir. Sadece kralın akrabalarından Bors Grail’i kabı görmesine rağmen yaşam ayı başarmışsa da öykünün sonunda topraktan çıkan bir el Grail’i alıp cennete götürmüştür.
Kutsal Kâse’nin aranması Kral Arthur ve Yuvarlak Masa şövalyelerinin başlıca uğraşıyken, bazı öykülerde Tapınak Şövalyeleri’nin Grail’i koruduğu konu alınmıştır. Hıristiyan sembolizminde ise kâsenin aranması motifi gerçekte kişinin nefsine karşı verdiği mücadeleyi, kabın elde edilmesi ise aydınlanmayı sembolize etmekteydi. Gerçekten de Arthur romansında 13. Yüzyılda Perceval’ın yerini alan Galahad’ın ancak saf akılla (pura mens) erişilebilecek en yüksek kutsal sır bilgisine ulaştığı oysa Perceval ve Bohort’un Grail kabına daha alt kademe olan sezgiyle yaklaştıkları teması ön plana çıkarılmıştır. Bununla birlikte Grail öyküsünün Kelt mitolojisinde Ceridwen’in sihirli kazanı Amen hatta İskandinav söylencelerinde ki Kvasir ve Soma mitleri ile de ilişkili olduğu iddia edilmektedir.