KOYUN Ortadoğu, Yakındoğu ve Akdeniz bölgesinde, Çatalhöyük’te, Eski Mısır dininde, Fenike geleneği ve İbrahimi dinlerin tümünde koyunun önemli bir rol oynadığı görülmekte olup, İbrahim, İshak, Yakup, Musa, Davud hatta İslam peygamberi Muhammed’in çoban olması dikkat çekicidir.
MÖ 8 binlerde Çatalhöyük’te boğanın yanı sıra koçbaşının dini amaçlı kullanımının yanı sıra Eski Mısır dininde Khnum, Heryşaf ve Amun gibi tanrıların, Babil tanrıçası İştar’ın, Fenike tanrısı Baal Hamon’un, Babil tanrısı Ea Oannes’in koç ile ilişkilendirilmesi bu inanışın bilinen en eski örnekleridir. Mısır’da Amun-Ra onuruna yılda bir kez koç kurban edilmekte, hayvanın postu tanrı heykelinin önüne bırakılarak tanrının koç olarak bedenlenmesi beklenmekteydi.
Eski ve Yeni Ahit’te yer alan çok sayıda örnekten de anlaşılacağı gibi koyun ile yavrusu kuzu Antik Ortadoğu’da kurbanlık hayvan olarak görülmüştür. İbrahim’in oğlu İshak’ı kurban edeceği sırada Tanrı’nın oğlu yerine kurban etmesi için bir koç indirmiştir (Tekvin 22: 13). Yeni Ahit’te İsa Tanrı’nın Kuzusu olarak tanımlanmış (Yuhanna 1: 29), ilk dönem Hıristiyan tasvirlerinde havariler kuzu olarak gösterilmiştir. Vahiy Kitabında kuzu tapımına dair izler bulunmaktaysa da 692’de toplanan Trullo konseyinde İsa’nın kuzu ile özdeşleştirilmesi yasaklanmıştır.
Koyun Yunan mitolojisinde de önemli yer kaplamış olup Khrysomallos (altın postlu koç) bilinen en eski Yunan söylencelerinden birisini oluşturmaktadır. Ayrıca Yunan burçlar kuşağının ilk burcu Aries olarak adlandırılan koç olup, Çin’in hayvanlı takviminde ise koyun 12 hayvandan birisini oluşturmaktadır. Madagaskar adasın halkı ise atalarının beden bulmuş formu oldukları koyunlara büyük saygı gösterip koyun eti yememektedir.
Kaynak: Özhan Öztürk. Dünya Mitolojisi. Nika Yayınları. Ankara, 2016