Hiciv
HİCİV İğneleyici söz ve alaylı ifadeler kullanılarak bir kişi, olay ve durumun eleştirildiği manzum edebi eserlerin adı olup, ilk kayıtlı örneklerine Eski Yunan ve Roma yazarlarında rastlanmaktadır. Batı edebiyatında bir şiir türü olarak gelişen hiciv kelimesinin karşılığı satire olup, Latince çok sayıda malzemeyi karıştırarak yapılan bir yemek çeşidi olan “satura”dır. Hicivciler tarih boyunca bağnaz kişi, kurum ve gelenekleri alaya alarak reform ve değişim çağrısını amaçlamışlardır. Aristophanes’in MÖ 422’ye tarihlenen “Eşek arıları” oyunu bilinen en eski hiciv kaydı olup, yazar “Bulutlar” adlı eserinde ise pek hoşlanmadığı Sokrates’i hicvetmiştir. Romalı şair Quintus Horacius Flaccus veya bilinen adıyla Horace (MÖ 65–8) son derece zarif, Iunius Juvenal (MS 55–138) ise sert ama her ikisi de edebi açıdan kaliteli hicivler üretmiştir. Ortaçağda hiciv gezgin ozan ve jonklörlerin ilgi alanına girerken İngiliz yazar Geoffrey Chaucer bunların en güzel örneklerini Canterbury Öyküleri (1387–1400) adlı çalışmasında derlemiştir. Rönesans döneminin en parlak çalışması İspanyol yazar Miguel de Cervantes’in şövalye edebiyatını hicvettiği Don Quixote (1605) adlı eserl olmuştur. Jonathan Swift’in Gulliver’in Seyahatleri (1726), Molière’in Fransa kralı XIV. Louis’in sarayını hicvettiği dramaları, Voltaire’in “İyimserlik” romanı (1759) sonraki dönemin bu alandaki önemli örnekleridir.
Kaynak: Özhan Öztürk. Dünya Mitolojisi. Nika Yayınları. Ankara, 2016