Cehennem
Makale: Özhan Öztürk.
CEHENNEM, çeşitli din ve mitolojilerde ölümden sonra sonsuza dek ceza çekilen yer olup, çoğu zaman yerin altında tasvir edilmiştir. Hıristiyanlık, İslam ve Ortaçağ Yahudiliği insan ruhunun Tanrı ve melekleri tarafından yargılandıktan sonra günah ve sevapları oranına bakılarak öteki dünyada mükâfat olarak Cennet ceza olarak ise Cehennem adlı yerlere gönderileceğini bildirmiştir. Eski Ahit’te ölenler iyi veya kötü olmalarına bakılmaksızın Şeol adı verilen yeraltı dünyasına gönderilmekteydi ki Yahwe’nin (Yehova) nefret ettiği Kral Saul ve peygamber Samuel Tanrının kontrol edemediği bu diyara gitmişlerdi. Bununla birlikte Yahudilik pagan dinler ve Hıristiyanlık ile temas edince Yahudi düşüncesinde bugünkü Cennet ve Cehennem kavramları oluşturulmuştur.
İslam dinine göre Cehennem
Kâfir, müşrik ve münafık kişilerin öteki dünyada azap çekecekleri yer Daru el-Bawar’ın ilk tabakasının adıdır. Cehenneme giren günahkâr müminlerin eninde sonunda çıkacağına inanılmakla birlikte bazı mezhepler, muhalif mezheplere mensup olanların da kâfirler gibi ebedi azap çekeceği görüşündedir. Cehennem, Arapça’ya İbranice’den geçmiş olup, ‘Hinnom Vadisi’ (Ge Hinnom) anlamına gelmektedir. Kuran’da Cehennemin yedi kaplı olduğu ve her kapının ayrı bir bölüme açılıyor olmasından (Hicr, 15/44) yedi tabakasının olduğu sonucu çıkartılmaktadır. İslam geleneğinde bu katmanlar Cehennem, Lâzâ (alevli ateş), Saîr (pılgın ateş), Sakar (kırmızı ateş), Hâviye (uçurum), Hutame (kalpleri saran ateşli kaygı) ve Cahim (yanan kızgın ateş) olarak açıklanmaktadır. İslami söylencelerde Cehennem 70 bin halkadan oluşan inleme ve uğultu seslerinin sürekli duyulduğu, her yanı ateş ve duman ile kaplı bir yer olarak tasvir edilmekte ve burada her biri dağları yok edecek kudrette 70 bin iblisin insanlara zulmettiğine inanılmaktaydı.
Pers Mitolojisinde Cehennem
Kıyamet günü cezalandırılacak ruhların gideceği bir yer olarak Cehennemden bahseden ilk peygamber Zerdüşt’tür (MÖ 6. yüzyıl). Zerdüşt’e göre ölen kişinin ruhu üç gün yargılanmayı bekledikten sonra dördüncü gün bir köprüden geçirilmekte kişinin hayatı boyunca yaptığı iyilikler kötülüklerden fazlaysa köprü genişlemekte ve cennete açılmakta tersi durumda köprü daralmakta ve ruh cehenneme düşmektedir.
Hıristiyan inancında Cehennem
Şeytan ve ona sadık meleklerin yaşadığı, Tanrıyı inkâr edenlerin sonsuza dek yanarak acı çekeceği bir yer olarak tasvir edilmektedir. Hıristiyan Cehennem konsepti pek çok yönüyle İslam ve ortaçağ Yahudi düşüncesindekiler ile benzerlik göstermekte olup, St. Peter’in Cehennem tanımından etkilenen Dante “İlahi Komedya” adlı eserinde detaylı bir tasvirini yapmıştır.
Kuzey Amerika Yerlileri Mitolojisinde Cehennem
Kötü insanların ölümlerinden sonra yiyeceğin olmadığı, içi kanla dolu büyük ve karanlık bir zindana atılacağına inanılmaktadır.
İskandinav Mitolojisinde Cehennem
Ölümden sona gidilen yer için kötü ve iyi ayrımı yapılmamakta olup gökyüzünde gündüz savaşla gece şölenle geçirilen bir mekân olarak tasvir edilmektedir.
Yunan Mitolojisinde Cehennem (Hades)
Ölenlerin tanrı Hades ile Persephone’un yönettiği yeraltı dünyası Hades’e gideceğine inanılmaktaydı. Hades, yer altında bulunan dünyaya eş büyüklükteki Ölüler Dünyası’nın da adı olup, buraya çeşitli mağara ve geçitlerin yanı sıra Okeanos’un ötesindeki sisler ülkesindeki esas girişinden de ulaşılabilmekteydi. Yeraltı dünyasına giren ruhlar Minos, Rhadamanthys ve Aeakus adlı yargıçlar tarafından bir mahkemede yargılanmakta, suçsuz bulunanlar Lethe’nin pınarından su içip Elysion adlı cennet çayırlarına, suçlular ise sonsuz bir işkenceye mahkûm oldukları Tartaros’a gönderilmekteydi. Hades’e kapısını bekleyen üç kafalı şeytani bir köpek olan Kerberos’u atlatıp girmeyi başaran, dahası ölmeden geri dönen Herakles gibi kahramanlar da olmuştur.
Hint Mitolojisinde Cehennem
Sanskrit Naraka kelimesiyle ifade edilen cehennemde sıcak ve soğu pek çok katmandan oluştuğuna ve ölü ruhların işkence gördüğüne inanılmaktadır. Vişnu Purana’ya göre 28 (II, 6), Manu’ya göre 21 ayrı cehennem olup, suçun cinsine göre kimlerin hangisine gideceği belirtilmiştir.
Maharaurava, Naraka adıyla bilinen cehennemin katmanlarından birisi olup, 4.725.000 km genişliğinde bakırdan yapılan bir kazan olup, insanlar elleri ve ayakları bağlı olarak kaldığı, altında ateş yanan olağanüstü sıcak bir yer olarak tasvir edilmektedir.
Tamas, Naraka olarak adlandırılan cehennemin bir tabakası olup, karanlık ve soğuk bir yer olarak tasvir edilmekte burada insanlar, açlık ve susuzluk çekip, soğukla boğuşmaktadır. Anneleri tarafından terk edilen çocuklar çöle gitmişlerse de burada Vişnu’nun beden bulmuş formu Rama tarafından öldürülmüşlerdir.
Taptakumba, Naraka olarak bilinen cehennemin, Sanskrit “Yanan kazan” anlamına gelmekte insanlar içi erimiş demirle dolu sıcak kazanlara atılarak cezalandırılmaktadır.
Kaynak: Özhan Öztürk. Dünya Mitolojisi. Nika Yayınları. Ankara, 2016