İtalyanca’nın koca Roma İmparatorluğu’nun kültürel mirasını taşıdığı akla geldiğinde kelime ve deyim açısından çok zengin olmasına şaşırmamak gerekir ki aşağıdaki İtalyanca’ya özgü bazı ilginç deyimler sözlüğünde İtalyanca deyimlerin bazıalrı ve anlamları yer almaktadır.
In bocca al lupo (Kurdun ağzında) ve In culo alla balena (Balinanın kıçında) ifadeleri İİtalya’da yaygın olarak zor bir işin başarılması için iyi şans dilemek (buona fortuna) amacıyla kullanılmaktadır.
Avere le braccine corte (Kısa kollu olmak) Yoksul veya pinti insanlar için kullanılan başkalarına bir şey vermek veya ısmarlamakta zorlanan insanların kollarının cebe ulaşmakta zorlandığı kastedilmektedir.
Non mi rompere i maroni (Bana kestane kırma!) Can sıkıcı şeyler söylenildiğinde verilen tepki ifadelerinden birisidir.
Hai voluto la bicicletta? E adesso pedala! (Bisiklet mi istedin? Şimdi pedal çevir) Yaptıklarının sonuçlarıyla yüzleşmeyen, davranışlarının sorumluluğunu kabul etmeyen kişilere karşı kullanılan bir ifadedir.
Braccia rubate all’agricoltura (Tarımdan çalınan kollar) Kendisini entelektüel sanan, fikir ve sanat ürettiğini ileri süren kişilerin pozisyonlarını hak etmediklerinin gerçek yerlerinin tarla olduğunu ima eden ifadedir.
Tirare il pacco (Paketi çekmek) Bir arkadaşla buluşamadığınız anlamında kullanılmaktadır.
Si chiama Pietro e torna indietro (Bunun adı Pietro ve geri döner) Ödünç istenilen şeyin geri verileceğini vurgulayan ve muhatabınızdan size güvenmenizi isteyen bir ifade olupdir. İngilizce’de kullanılan Its name is Jack and I want it back. (Adı Jack ve onu geri istiyorum) deyiminde Jack ve Back kelimelerinde olduğu gibi Pietro ve indietro aralarında kafiyelidir.
Fare le corna a qualcuno (Boynuzları vermek) Bir kadının kocasına boynuzları vermesi anlamında kullanılan ifade ile kadının kocasını başka bir erkekle aldattığı kastedilmektedir.
Non avere peli sulla lingua (Dilde saç yok) Türkçe’de ‘dilin kemiği yok’ ile benzer anlamında kullanılan bir ifadedir.
Vai a farti benedire (Git kutsan) ve Vai a quel paese (O yere git) ifadeleri birisine ‘defolup gitmesini’ söylemek için kullanılmaktadır.
avere la scimmia addosso veya ubriaco come una scimmia (maymun gibi sarhoş) İtalyanların kendini içip kendini kaybedenler için kullandığı terimlerdir.
Avere la botte piena e la moglie ubriaca (şarap dolabı dolu, eş sarhoş ) Birisinin birbiriyle uyuşmayan iki şeyi olması halinde kullanılan bi deyimdir.
A fagiolo (Fasulyeye) Bir işin doğru yer ve zamanda gerçekleşmesi istediğini ifade eden bir deyimdir.
Solo quattro gatti (Sadece dört kedi) Bir yerde beklenenden daha az kişinin bulunması veya arzu edilen kişilerin bulunmamasını ifade edilen deyimdir.
Far ridere i polli (Tavukları güldür) Aptalca işler yapmayı ifade eden bir deyimdir.
Tanto va la gatta al lardo che ci lascia lo zampino (Kedi ne kadar domuz eti yerse yesin ardında ancak küçük bir pençe bırakır)
Il diavolo fa le pentole ma non i coperchi (Şeytan tencereyi yapar, kapağını değil) Kötü bir isnsa ne denli zeki olursa olsun yaptığı kötülükleri tamamen saklayamaz geride bir iz bırakır anlamında kullanılan bir deyimdir
Mangiare cadaveri (ceset yemek) Ağzı kokan kişiler için kullanılan bir deyimdir.
Mangia questa minestra o salta da questa finestra (Bu çorbayı iç veya bu pencereden atla) Sev veya terk et deyiminin İtalyan versiyonudur.
Ogni morte di papa (Her Papa öldüğünde) Nadiren anamında kullanılan bir deyimdir.
Fare la gatta morta (Kediyi öldürmek) Aptal rolü yapmak anlamında kullanılan bir deyimdir.
Fare il contropelo (Yanlış yapmak) Birisini azarlarken söylenir.
Trattare a pesci in faccia (yüzündeki balıklarla uğraşmak) Birisine saygısızlık yapmak anlamında kullanılır.
Fuori come un balcone (Balkon gibi dışarıda) İçin baymak anlamında kullanılan bir deyimdir.
Dormire come un ghiro (fındıkfaresi gibi uyumak) Türkçe’deki leş gibi uyumak deyiminin karşılığıdır.
Andare a letto con le galline (Civciclerle yatağa gitmek(Erken yatmak anlamında kullanılan bir deyimdir.
Acqua in bocca (Ağızda su) Ağzını kapalı tutmak, sır saklamak anlamında kullanılan bir deyimdir.
Rimanerci di stucco (Sıva kalmak) Şaşırmak, küçük dilini yutmak anlamında kullanılan bir deyimdir.
Avere argento vivo addosso (Üzerinde civa olmak) Kıpır kıpır, yerinde duramayan anlamında kullanılan bir deyimdir.
Tirare la corda (ipi çekmek) Fazla ileri gitmek, suyunu çıkarmak anlamında kullanılan bir deyimdir.
Cotto a puntino (her noktasına dek pişmiş) Pişkin et alamında kullanılmaktadır.
Piovere a catinelle (lavabodan yağmur yağıyor) Şiddetli yağmur yağışı için kullanılan bir deyimdir.
Ayrıca Oku: İtalyanca hakkında bilgi
İTALYANCA İtalya’da konuşulan dil.
İtalyan dili Tarihi: ilk İtalyanca belgeler 960’ta düzenlenmiştir; ama belli bir hacmi bulan ilk esere rastlamak için, XIII. yy.da Cielo d’Alcamo’nun yazdığı ünlü Tenson’u beklemek gerekir; Cielo d’Alcamo’ nun eseri duygulu, küçük bir şaheser olduğu gibi, çağın konuşma ve yazı dilini, de sadık bir biçimde yansıtır. Ortaçağın ilk yarısında Roma toprakları üzerinde oturan bütün halklar «taşra Roma dilini» anlıyordu. Ama IX. yüzyıldaki kültür bunalımı lehçelerin (özellikle İtalyan lehçelerinin) bu ortak dilin zararına hızlı ve düzensiz bir şekilde gelişmesine yol açtı. XIII. yy.da Palermo’daki II. Federico’nun sarayına yalnız Sicilya’dan değil Toscana, Roma, Apulia’dan da birçok şairin akın ettiği görülür; bu şairler, orada «Sicilya okulu» adı verilen okulu kurdular. Sicilya okulu, hem Latinceyi bozulmaktan kurtardı, hem de edebiyat İtalyancasını yaratmak başarısını gösterdi. İtalyanca, her şeyden önce, yeni medeniyetin çeşitli görünümlerini anlatabilmek için Latinceden daha esnek ve daha canlı, o devirde konuşulan ağızlardan daha soylu ve sanatlı yeni bir dile ihtiyaç duyan yazarların yarattığı bir dildir. Bu dil, Sicilya okulu şairlerinin çeşitli lehçelerden beğenerek aldıkları bütün malzemeyi eriten, uyumlu şekilde kaynaştıran, tespit eden bir dildi. Daha sonra, 1260’a doğru, Floransa’da hürriyetin artması, şehirdeki sanayi, güzel sanatlar ve edebiyatı geliştirdi: Meselâ Floransa, İtalya’nın en canlı kültür merkezlerinden biri haline gelmeğe başladı. Şüphesiz ne’ Ciclo’nun dili Sicilya okulu etkisinden ne de Guido Guinizelli’ninki (XIII.yy.) Bologna lehçesi biçimlerinden kurtulabilmiştir; Dante, Boccaccio ve Petrarca’nın dili, doğdukları bölgenin dili olan Toscana lehçesinden, daha sonra Boiardo ve Ariosto’nunkiyse Emilia lehçesinden biraz uzaklaştı; bununla birlikte, bu yazarların dili daha çok, çevrelerinde konuşulan lehçelerden gelen özelliklerle süslenen tek bir dildi. İtalya’daki lehçeler arasında yazı diline daima en yakın kalan Toscana lehçesiydi. Bu durum iki sebebe bağlanır: önce, ilk iki büyük şair (Dante ve Petrarca) ve ilk büyük nesir yazarı (Boccaccio) Toscana’lıydı ve bu yazarların çok değerli eserleri tamamen olgunlaşmış bir dili zorla benimsetti (bu yazarlar büyük ölçüde örnek tutuldular); öte yandan İtalya tarihi boyunca Floransa olağanüstü parlaklığını devam ettirmişti. |
Ayrıca Oku: İtalyanca Lehçeleri
İtalyan lehçeleri 4 öbeğe ayrılır:
1. Galya – İtalya lehçeleri: Piemonte, Lom- bardia, Liguria (veya Cenova) lehçeleri ve Emilia Romanyolcası. Güney İsviçre’de konuşulan ağız ve bazı doğu sicilya (San Fratello, Nicosia) ağızları da bu öbeğe girer; 2. Orta İtalya lehçeleri: Toscana (bu lehçenin en önemli biçimi olan Floransa lehçesi edebiyat italyancasımn oluşmasında başlıca rolü oynadı; Ajaccio’nun kuzeyindeki Korsika ağızları da bu lehçeye bağlanır), Umbria lehçeleri ve Marche ve Latium ağızları. Venedik lehçesi coğrafî durumuna rağmen birinci öbekten çok ikinci öbeğe yakındır. 3. Güney İtalya lehçeleri: Abruzzi, Calabria, Campania (en çekici biçimi Napoli lehçesidir), Apulia, Lucania ve Sicilya lehçeleri; 4. Sardinya lehçeleri (bunların İtalyan dilinden türediği kabul edilir): Adanın güneyinde, Campidano lehçesi, merkezde ve kuzeybatıda Logudoro lehçesi; kuzeydoğuda, Korsika’da (Ajaccio’nun güneyinde) konuşulan lehçelerle akraba olan Gallura lehçesi. (M.L) |