Site icon Özhan Öztürk Makaleleri

Tarabya

Tarabya sahili ve tarihi evler, 1910

Makale: Özhan Öztürk

Tarabya, İstanbul Boğazı Avrupa yakasında, kuzeyde Kireçburnu ve Büyükdere güneyde ise Yeniköy arasında yer alan tarihi bir semt olup, günümüzde idari açıdan Sarıyer ilçesine bağlı bir mahalledir. Tarabya Mahallesi, güneyinde Yeniköy, kuzeyinde Kireçburnu ve Cumhuriyet Mahallesi, güneybatısında ise Ferahevler (Yavuz Sultan Selim) Mahallesi ile çevrilidir.

Tarabya nerede? Tarabya’ya nasıl gidilir?

Tarabya tarihi

Tarabya adı Yunanca “tedavi, şifa” anlamına gelen Therapeia (θεραπεία) kelimesiyle alakalı olmakla birlikte Antik Çağ’da Pharmakea olarak adlandırılmaktaydı. Söylenceye göre Argo gemisin kaptanı İason’un Kolhis’ten getirdiği büyücü Medea burada karaya çıkıp içi çeşitli ilaçlarla dolu sandığını açtığından dolayı bölgeye Yunanca “zehir” anlamına gelen φαρμάκι adı verilmiştir.  Bir şeyin kötü şöhret ve kaderi düzeltmek için için adının değiştirilmesine dayanan köklü bir Yunan geleneğine inanan İstanbul patriği Attikos Pharmakea adını tam zıttı Therapeia ile değiştirmiştir.  Bölgeye balık yemek için gelip bir de saray inşa ettiren II. Selim’in

Tarabya sahili, 1890

(1524 – 1574) yerleşime Osmanlıca şenlik anlamına gelen “Rabiye” adını vermesi söylencesi ise Osmanlı’da çok sayıda örneği bulunan halk etimolojilerinden birisidir.

Öncesinde dalyanı bulunan bir Rum yerleşimi iken II. Selim (1566-1574) döneminde bahçeli bir köşk inşa ettirmiş, bu tarihten itibaren köy Osmanlıca Tarabiye adıyla anılmıştır. Tarabya diğer Boğaz yerleşimleri gibi 1624’de Kazaklarca yağmalanmışsa da IV. Murad döneminde yeniden imar edilmiştir. 17. yüzyılda Evliya Çelebi bölgede geçmişte

Tarabya sahili, gemiler, kayıklar ve sünger satıcısı 1910

ıssız olan bölgenin II. Selim döneminde (1524-74) göçmenlerle iskân edildiğini kaydederken Hristiyanların 7 İslamların 1 mahallede toplam 800 hanede yaşadığını bildirmiştir. Çelebiye göre bağlık ve bahçelik olan köyün Müslüman Mahallesi 1 cami ile Gümrük Emini Ali Ağa’ya ait büyük bir yalıyı barındırmaktaymış. Eremya Çelebi Kömürciyan Rum köyü olduğunu bildirdiği Therapeia, Kazaklarca yağmalanmasına karşın etnik yapısı değişmemiştir ki yüz yıl sonra Saraf Hovanesian birkaç hane Ermeni ve Müslüman istisna halkının Rum olduğunu kaydetmiştir.  1794’te Ermeni rahip G.V. İnciciyan yazdığı bir manzumeden “Linos” adı verilen Tarabya burnunda bir yeldeğirmeni ile eski bir

İngiltere yazlık sefaret binası

deniz fenerinin bulunduğu öncesinde Terkos yöresinde oturan metropolitin buraya taşındığı anlaşılmaktadır.

17. Yüzyıl ortalarına dek basit bir balıkçı köyü olan yerleşim 1655’te Dereköy piskoposluğunun merkezi olunca nüfusu hızla artmış, Mourouzis ve İpsilantis Rum elitlerinin yazlık olarak kullandığı semt yazlık ve mesire yeri olarak ün kazanınca Boğaziçi’nin önemli yerleşimlerinden birisine dönüşmüştür. II. Mahmut’un yazlık saray inşa ettirdiği, Avrupalıların da ilgi gösterdiği Tarabya’da III. Selim devrinde (1789-1807) Fransa, İsviçre, Napoli elçilikleri II. Mahmut döneminde (1808-1839) Danimarka ve Romanya elçilikleri, II. Abdülhamid döneminde ise (1876-1909) İngiltere ve

Fransız Hastanesi, 1919

Almanya elçilikleri yazlık mülk edinmişlerdir.

Tarabya’nın ilk okulu 1775 yılında prens Alexandros Mourouzis’un bağışıyla 1775 yılında inşa edilmiş, 1821 Mora isyanı sırasında yakılan yapının yerine 1828’de yenisi yapılmıştır. 19. Yüzyıl başlarındaki bir Bostancıbaşı defterinde Rum ve Ermeni halkına ait 52 yalı, 23 hane, birer kayıkhane, hekim dükkânı, kasap dükkânı, bahçe, köşk ve bir parsel boş arsa, Müslüman halkına ait ise 4 hane ile 1 mescit bulunmaktaydı. Tarabya’da ayrıca 2 iskele, 1 yasakçı kolluğu yeri bulunmaktaydı.

Tarabya açıklarında yandan çarklı Şirketi Hayriye vapuru

4 Haziran 1821 günü Tarabya’da ikamet eden Terkos Metropoliti Grigorios ile Rum ileri gelenlerinden dördü Mora’daki Yunan isyanına destek verdikleri gerekçesiyle evlerinin önünde idam edilmişlerdir. Aynı şekilde Rum isyanına destek veren kişilerin mallarına el konulmuş sözgelimi İpsilanti ailesine ait sahilhaneleri ellerinden alınarak Franısz Büyükelçiliğine verilmiştir.

1853-56 Osmanlı-Rus savaşları sırasında Kırım’da Osmanlı ordusu ile birlikte savaşan İngiliz ordusunun yaralılarının tedavisi için Trabya’da bir hastane kurulmuştur.  Skarlatos Vizantios, 1862’de tüm rüzgârlara kapalı olduğu için balıkçılığa uygun Tarabya koyunun çevresinin 1400 adım olduğunu, çevresinde

Tarabya’da deniz giren İstanbullular, 1930’lu yıllar

üzüm bağları ile kiraz ağaçlarının bulunduğunu bildirirken geçmişte yaz-kış suyu akan derenin yaz zamanı kurumaya başladığını, Osman Reis caniinin varlığını, Yolağzı mevkiinde Kriovirisi’nin (Soğukçeşme) varlığını kaydetmiştir.

1906’da 500 hane Rum, az miktarda Katolik Ermeni ile bazı Avrupalı ailelerin yaşadığı semtin etnik yapısı 1923 sonrası hızla değişecektir. Bu dönemde Tarabya’da 85 öğrencinin eğitim gördüğü 5 yıllık bir Rum Okulu, 4 yıllık Elisaveteio Kız okulu ile 1879’da Georgios Zarifis tarafından yaptırılan 150 çocuğun eğitim gördüğü Zarifeion hemşirelik okulu bulunmaktaydı. Rum gazetesi Makedonia’ya göre 1951’de 120 Rum ailenin semt 6-7 Eylül olaylarından olumsuz etkilenmiş, Metropolitlik binası yakılmış, Aya Yorgi kilisesi yağmalanmıştır. 1958 yılında yıkılan kilisenin yerine Büyük Tarabya Oteli inşa edilmiş, kilise içerisindeki kıymetli eşyalar Aya Paraskevi kilisesine taşınmış, 1974 Kıbrıs olaylarının ardından Rum cemaati bölgeyi tamamen terk etmiştir. 1955 yılında 861 kişinin yaşadığı Tarabya’ya Tarabyaüstü, Kireçburnu, Kefeliköy, Hacıosman Bayırı civarında ilk gecekondular belirmeye başlamış, dış göçle hızla artan nüfus 1975’te 5.700’ü, 1985’te 9.400’ü günümüzde ise 26 bin kişiyi bulmuştur.

Bir zamanlar Tarabya

Tarabya Otelleri

Tarabya burnunda yer alan eski konak oteli yerine 1958-1964 yılları arasında Büyük

Tarabya, Summer Palace Oteli Osmanlı dönemi posta kartı

Tarabya Oteli inşa edilmiş aynı dönemde sahil yolu da ulaşıma açılmıştır.  Tarabya Merkez Camii kompleksi 1964’de inşa edilmiş olup,  tek katlı ahşap bir yapı olan Tarabya Vapur iskelesi ise 1980 yılında yıkılmıştır.

Tarabya’nın ilk spor kurulu Amerikan Robert Koleji’n’de okuyan Rum öğrencilerinin kurduğu futbol ve binicilik benzeri aktivitelerde bulunan “Olympia” olup, Tarabya Gençlik Kulübü ise 1947’de kurulmuştur.  Tarabya’da halen Rus, İngiliz, Fransız, Alman ve italyan konsolosluk binaları ile Irak Ateşliği binası

Eski Tokatlıyan Tarabya Oteli (Hotel d’Angleterre)

bulunmaktadır. Aya Paraskevi kilisesi, Mahmud II ve Bezm-i Alem Valide Sultan çeşmeleri, Tarabya Kültür Akademisi (Eski Alman Sefareti), Hristaki Zoğrafos yalısı, Huber Köşkü (Başkanlık rezidansı) ile Grand Tarabya Hotel (Eski Tokatlıyan Tarabya Otel) Tarabya’nın görmeye değer yerleridir.

KAYNAKÇA

Bachmann, Martin (2003). Tarabya. Alman Büyükelçisi’nin Boğaziçi’ndeki Tarihi Yazlık Rezidansının Tarihçesi ve Gelişimi. Alman Arkeoloji Enstitüsü ve Ege Yayınları, Istanbul

Βουτυράς, Σ.Ι. – Καρύδης, Γ., Λεξικόν Ιστορίας και Γεωγραφίας. Konstantinople, 1881. s.969

Βυζάντιος, Σ., Η Κωνσταντινούπολις. Περιγραφή Τοπογραφική, Αρχαιολογική και Ιστορική. Atina, 1862. s. 151.

Gyllius, P., İstanbul Boğazı. İstanbul, 2000. s. 130-131

Kömürciyan, E.Ç., İstanbul Tarihi. XVII asırda İstanbul. İstanbul, 1988. s. 43.

Σταματόπουλος, Κ.Μ., Η τελευταία αναλαμπή. Η κωνσταντινουπολίτικη ρωμηοσύνη στα χρόνια 1948-1955. Atina, 1996.s.291.

Türker, O., Therapia’dan Tarabya’ya Boğaz’ın Diplomatlar Köyünün Hikâyesi. İstanbul, 2006. s. 9-27

 

Exit mobile version