Köşk ve Kasırlar

Alman Yazlık Sefarathanesi, Tarabya

Alman Yazlık Sefarathanesi ya da günümüzde kullanılan tam adıyla Almanya Federal Cumhuriyeti Büyükelçiliğinin Yazlık Rezidansı öncesinde Pharmacia veya Phamakias olarak anılırken adı Therapia (Şifa) olarak değiştirilen Tarabya koyu içinde, eski Tarabya Kasrı’nın bulunduğu mevkiide Tarabya – Yeniköy yolu üzerinde yer alan Alman yazlık sefareti 17 bin hektarlık bir alana yayılmıştır.

Alman Yazlık Sefarathanesi veya Almanya Federal Cumhuriyeti Büyükelçiliğinin Yazlık Rezidansı nerede? Nasıl gidilir?

Adres: Haydar Aliyev Cad., The Grand Tarabya Yanı, Tarabya, Sarıyer, İstanbul

Almanya Federal Cumhuriyeti Büyükelçiliğinin Yazlık Rezidansı Tarihi

Çam ağaçlarıyla kaplı bir koru içerisinde yer alan II. Selim döneminden kalma Tarabya Kasrı II. Mahmut döneminde genişletilerek yenilenmiş, Kırım Savaşı sırasında İngiliz Askeri Hastanesi olarak kullanılan yapı, Abdülaziz zamanında oturması için Sultan Abdülmecid’in oğullarından şehzade Abdülhamid Efendi’ye verilmiştir. Henüz sultan olmayan Abdülhamid kasrın bahçesini imar etmiş ve ek binalar yaptırmıştır. Abdülhamit’in amcası sultan Abdülaziz bir süre sonra Tarabya kasrını yerine beton yapı inşa etmek için yıktırmışsa da inşaat bir türlü gerçekleşmemiş, II. Abdülhamit tahta çıktıktan sonra boş araziyi 1880 yılında Almanya Devleti’ne yazlık ikametgâh olarak bağışlanmıştır. 13 Mayıs 1880’de İstanbul elçiliği aracılığıyla yapılan teklif Berlin tarafından 22 Mayıs 1880 tarihinde teşekkürle kabul edilmiştir. Alman İmparatorluk Meclisi’nin 4 Şubat 1885 tarihinde imar izni vermesini itibaren İstanbul’un merkezinde yeralan eski Prusya Elçiliği’nin satılmış, elde edilen para ile yazlık sefarethane inşa edilmiştir. Alman sefarethanesinin yeni binaları 1887-1900 yılları arasında İstanbul’da bulunan ‘Land & Building’ müteahhitlik firması tarafından 19. yüzyıl sonunun eklektisist anlayışında ama Osmanlı mimarisini dikkate alınarak inşa edilmiştir. Elçilik arazisi içerisine zamanla yeni ek binalar da inşa edilmiş olup, eski hamam binasının yerinde artık bir şapel bulunmaktadır. Sefarethanenin bahçesinde bulunan mezarlar I. Dünya Savaşı sırasında özellikle Çanakkale Savaşı’nda Osmanlı toprakları üzerinde ölen Alman askerlere ait bunlardan bir tanesi 19 Nisan 1916’da tifüs hastalığı yüzünden Bağdat’ta ölen Mareşal Colmar von der Goltz Paşa’ya (1843-1916) aittir. Ayrıca üst bahçe terasında 1835-1839 yıllan arasında Türkiye’de görev yapan Alman Feldmareşal Helmuth von Moltke (1800-1891) onuruna dikilmiş, kaidesinde II. Abdülhamid’in tuğrası ile imparator II. Wilhelm’in “W” ve “R” harflerinden oluşan monogramını birlikte barındıran bir dikilitaş bulunmaktadır.

Almanya Parlamentosu 2008 yılında yazlık binanın akademiye dönüştürülmesi kararını almış ve bu amaçla yapılan çalışmalar sonunda 13 Ekim 2011’de Alman Büyükelçiliği Yazlığı Alman-Türk Diyaloğu’nun hizmetinde kültür rezidansı olarak hizmete açılmıştır.

TARABYA ALMAN ASKERİ MEZARLIĞI

Tarabya’da Alman sefarethanesinin de bulunduğu koruda yer alan mezarlıkta I. Dünya Savaşı sırasında Osmanlı topraklarında hayatını kaybetmiş Alman askerleri gömülüdür.

Kaynakça

Bachmann, Martin (2003). Tarabya. Alman Büyükelçisi’nin Boğaziçi’ndeki Tarihi Yazlık Rezidansının Tarihçesi ve Gelişimi. Alman Arkeoloji Enstitüsü ve Ege Yayınları, Istanbul

Batur, Afife (1993). Alman Elçiliği Yazlık Köşkleri. Dünden bugüne İstanbul Ansiklopedisi. Tarih Vakfı Yayınları 1:73-74. I: 210-111

Alman Sefarethanesi

Gümüşsuyu, 1883 (Günümüzde İstanbul Alman Başkonsolosluğu)

1871’de yeni kurulan Alman İmparatorluğu, elçilik binası için Bâb-ı Âli’den arsa talebinde bulunduğunda Berline, Taksim Tepesindeki eski mezarlığın dört adasından birinin seçilmesi teklif edilmiştir. Bununla birlikte bugün konsolosluk bahçesinde mezarı bulunan Silahtar Ali Ağa’nın mezarının korunması şart koşulmuştur. Binanın inşaasına 1874 yılında başlanmış ve 29 yaşındaki mimar Albert Kortüm’un önderliğinde tamamlanmıştır. Yapının çıkma ve köşelerine imparatorluk armasında yer alan kartallar yerleştirilmişse de çinkodan dökülmüş kartallar 1918’den sonra kaybolmuştur.

İstanbul’u üç defa ziyaret eden Alman İmparatoru Kayzer II. Wilhelm, Sultan V. Mehmed Reşad’a Gelibolu zaferi şerefine armağan edilmek üzere bir tablosunu yaptırmışsa da 1918 yılında Sultan Reşad’ın vefat etmesi sebebiyle kendisine hediye edilemez ve Sefaret Köşkünde kalmıştır. Bugün aynı binada İmparatorluk Salonunun yanındaki şömine odasında sergilenmektedir.

1880’lerden itibaren önce askeri öğrenciler, ardından tıbiyeliler ve sonrasında farklı meslek grubundan çok sayıda insan Almanya’ya eğitim amacıyla gönderilmiştir. 1914’te Dârülfunûn’da yeni bölümler açılarak buralara 20 Alman profesör atanmıştır. 1870 öncesinde neredeyse bilinmeyen bir dil olan Almanca 1900’lerde Osmanlı okullarında yabancı dil olarak okutulurken, Alman kültürü ilk olarak Osmanlı ordusunun genç mektepli subaylarını etkilemiştir. II. Wilhelm’in sivri uçlu bıyığı Osmanlı askerleri arasında yaygın bir modaya dönüşmüş, Mahmud Şevket Paşa bu modanın Osmanlıdaki öncüsü olmuştur.