Hitit ve İnka Duvarlarındaki Gizemli Benzerlik: Kayıp Medeniyetlerin İzleri mi, Evrensel Mühendislik mi? İşte çok ilginç bir benzerlik:
Üstteki duvar MÖ 1500’e tarihleniyor ve Hititler tarafından Anadolu’da inşa edilmiş. Alttaki duvar ise MS 1500 civarında İnkalar tarafından Peru’da yapılmış.Aralarında 3.000 yıl fark olmasına rağmen, bu dev taşların şekillendirilme ve birbirine tam oturtulma biçimleri dikkat çekici şekilde benziyor.
Bu durum, bu yapıları gerçekten bildiğimiz uygarlıkların mı yaptığı sorusunu akla getiriyor. Belki de çok daha eski, ileri düzey mühendislik bilgisine sahip bir uygarlık vardı ve bu bilgi zamanla ya aktarıldı ya da tamamen unutuldu.Bu benzerliği açıklayabilecek Muhtemel Sebepler…
1. Bağımsız Gelişim Teorisi (Convergent Evolution in Architecture) – Bilimsel Yaklaşım
Bu teoriye göre, farklı uygarlıklar benzer mühendislik sorunlarına benzer çözümler üretmiş olabilir. Deprem riski, taş işçiliği gelenekleri, araçsız taş yerleştirme ihtiyacı gibi nedenlerle büyük taşların puzzle gibi yerleştirilmesi evrimsel olarak tekrar eden bir mimari çözümdür. Özellikle poligonal taş işçiliği (birbirine sıkı geçen, şekilli büyük taşlar) hem stabilite sağlar hem de alet kullanımını minimize eder.
Destekleyen örnekler:
Hititlerin Hattuşa’daki surları (Türkiye)
İnkaların Sacsayhuamán’daki duvarları (Peru)
Mykenai’deki “Aslanlı Kapı” (Yunanistan)
2. Kayıp Medeniyet Teorisi – Alternatif Teori
Bu teori, söz konusu yapıları günümüze bilinen uygarlıklardan çok daha önce yaşamış, ileri teknolojiye sahip “kayıp bir uygarlığın” inşa etmiş olabileceğini öne sürer. Bu uygarlığın taş kesme ve yerleştirme teknikleri günümüzden bile daha ileri olabilir.
Bilgi, zamanla parçalı olarak farklı kültürlere aktarılmış ya da tamamen unutulmuştur.
Popüler versiyonları:
Atlantis teorisi (Platon’un metinlerine dayanır)
Mu Kıtası veya Lemurya gibi spekülatif medeniyetler
Bu görüşler genellikle arkeolojik kanıtlarla değil, gözleme ve karşılaştırmaya dayanır.
3. Ticaret ve Bilgi Transferi Teorisi
Bazı araştırmacılar, antik çağlar arasında kültürler arası bilgi paylaşımı olduğunu öne sürer. Bu bilgi:
Göç eden zanaatkârlar,
Yolculuk eden tüccarlar,
Veya farklı halkların zamanla birbirini gözlemlemesiyle
yayılmış olabilir.
Ancak Amerika kıtasındaki İnkalar ile Anadolu’daki Hititler arasında doğrudan bir temas kanıtı yoktur. Bu yüzden bu teori genellikle Eski Dünya içinde geçerlidir.
4. Doğal Tesadüf ve İnsan Beyni
Arkeologların bazıları, bu benzerliklerin tesadüfi ve insan beyninin benzer sorunlara benzer çözümler üretme eğiliminin bir sonucu olduğunu savunur.
Bilimsel Duruş
Arkeoloji bilimi genel olarak “bağımsız gelişim” (convergent evolution) açıklamasını benimser. Eldeki kanıtlar ışığında, bu yapıların o dönemin yerel halkları tarafından inşa edildiği ve mühendislik becerilerinin sanıldığından daha gelişmiş olduğu kabul edilir.
Konuyla İlgili Bazı Bilimsel ve Akademik Kaynaklar
-
Hattusha ve Hitit Mimarisi:
-
Bryce, Trevor. The Kingdom of the Hittites. Oxford University Press, 2005.
-
İnka Mimarlığı ve Taş İşçiliği:
-
Protzen, Jean-Pierre. Inca Architecture and Construction at Ollantaytambo. Oxford University Press, 1993.
-
World Monuments Fund – Sacsayhuamán
-
-
Poligonal Taş İşçiliği Üzerine Teoriler:
-
Marcone, Giancarlo. “Inka Architecture: Construction and Cosmology.” The Oxford Handbook of the Incas.
-
Aveni, Anthony F. Empires of Time: Calendars, Clocks, and Cultures. (Taş işçiliğiyle ilişkili zaman kavramları da incelenir.)
-
-
Kayıp Medeniyetler ve Tartışmalı Teoriler (Eleştirel Bakış Açısıyla):
-
Fagan, Brian. Frauds, Myths, and Mysteries: Science and Pseudoscience in Archaeology. Routledge, 2020.
-
Archaeological Institute of America – Debunking Ancient Aliens
-