Aspendos, Pamfilya bölgesinde bugünkü Antalya ili Serik ilçesinde Belkıs köyünde yer alan iyi durumdaki antik tiyatrosuyla meşhur bir antik kentin addır. Kapria Gölü‘nden elde dilen tuz dışında, bağcılık ve buna bağlı olarak şarapçılık, zeytin ve zeytinyağı ile diğer tahıl ürünleri ve yaş meyve şehrin önemli ihraç ürünleriydi.Bir zamanlar ulaşıma elverişli olan Eurymedon nehri kıyısındaki konumu nedeniyle, değerli kaynakların ticaretiyle zenginlik ve ün kazanan yerleşim sırasıyla Yunanlılar, Persler ve Romalılar tarafından yönetilmiştir. Nymphaeum, bazilika ve agora da dahil olmak üzere bir dizi antik yapı günümüze ulaşmışsa da Aspendos’un mimari şaheseri tiyatrosu olup, dünyanın en iyi korunmuş antik tiyatrosu olarak kabul edilmektedir.
Duvarlarındaki Latince ve Yunanca yazıtlar sayesinde kimin tasarladığını tam olarak biliyoruz ki tiyatro, Theodorus’un oğlu Zenon tarafından Roma imparatoru Marcus Aurelius (160-180) döneminde inşa edilmiştir. Aspendos doğumlu mimarın, tiyatroyu şehre armağan eden A. Curtius Crispus Arruntianus ve A. Curtius Crispinus adlı iki zengin kardeş tarafından finanse edildiği de yine yazıtlardan anlaşılmaktadır. Tiyatro Roma döneminde inşa edilmiş olmasına rağmen birçok Yunan özelliği sergilemektedir. Yunan geleneğine uygun olarak, seyirci tribünü akropolün doğu yamacından çıkarılmıştır. Geri kalan kısım yani sahne, arka duvar ve yan kuleler, taştan yapılmış kemerler ve tonozlardan oluşan bir sistemden inşa edilmiştir. Genişliği 96 metre olan Aspendos Tiyatrosu’nun büyüklüğü etkileyici olup, sahnenin genişliği yapının genişliğinin yarısı, orkestranın çapı ise sahnenin genişliğinin yarısıdır.
Seyirci tribünü diazoma adı verilen yatay bir yürüyüş yolu ile ikiye bölünmüş olup, alt kısımda 20 sıra koltuk, üst kısımda ise 21 sıra koltuk bulunmaktadır.
Yarım dairelerin iki ucunda oturma sıralarının en altında cella magistratus (İmparator Locaları) bulunmaktadır. Tiyatronun kapasitesinin en az 7.300 ila 7.600 kişi olduğu ve merdivenlerin de oturma yeri olarak kullanılması durumunda 8.500 seyirci kapasiteli olduğu tahmin edilmektedir.
Aspendos tiyatrosu mükemmel akustiği ve zarif mimari süslemesi ile tanınmakta olup, iki katlı sahne binası özellikle etkileyicidir. Tiyatronun son derece iyi korunması büyük ölçüde kentin Bizans ve Selçuklu dönemlerine dek kesintisiz yerleşim yeri olmasından kaynaklanmaktadır. 13. yüzyılda Selçuklular, onardıkları Alaaddin Keykubad döneminde kısa bir süre yazlık saray sonrasında kervansaray olarak kullanmışlardır ki sahne binasında yapılan çalışmalarda turkuaz renkli çiniler bulunmuştur.
1909’da bölgeye gelen İngiliz arkeolog David George Hogarth, tiyatrodan çok etkilenmiş ve şu notu düşmüştür: “Bu daha önce gördüğüm hiçbir şeye benzemiyor. İtalya, Fransa, Dalmaçya ve Afrika’daki amfi tiyatroları görmüşsünüzdür; Mısır ve Yunanistan’daki tapınaklar; Girit’teki saraylar; Antik çağa doyabilirsiniz veya onu küçümseyebilirsiniz. Ama Aspendos tiyatrosunu görmediniz.”
Mustafa Kemal Atatürk de 9 Mart 1930 tarihinde tiyatroyu ziyaret ettiğinde “Bu tiyatroyu restore ediniz ama kapısına kilit vurmayınız. Burada temsiller veriniz, güreşler düzenleyiniz” sözleriyle “onarılıp yeniden kullanılması” direktifini vermiştir. Neyse ki günümüzde tiyatro hala asıl amacına uygun olarak kullanılmaktadır. Aspendos Tiyatrosu, 1994 yılından bu yana her yıl, tıpkı 2000 yıl önce olduğu gibi, binlerce kişinin kürsüye çıktığı Aspendos Uluslararası Opera ve Bale Festivali’ne ev sahipliği yapmaktadır.
Gitmeden önce bilinmesi gerekenler
Akdeniz dünyasının en iyi korunagelmiş Roma Dönemi tiyatrosu olan Aspendos Tiyatrosu, Antalya – Alanya karayolunun 44’üncü kilometresinden kuzeye dönen yolun ikinci kilometresinde, Köprüçay (Antik Eurymedon nehri) yakınlarındaki tepe düzlüğünde yer almaktadır. Antalya ya da Side’den günübirlik turlara katılarak Aspendos’u ziyaret edebilirsiniz. Tiyatro dışında şehir merkezinin yapıları olan agora, bazilika, anıtsal çeşme, meclis binası ile anıtsal tak, cadde ve Hellenistik tapınak görülmesi gereken diğer önemli yapılardır.
30 metre yüksekliğindeki kulelerden 15 metre yüksekliğindeki taş bloklar aracılığıyla antik yerleşime su dağıtarak kentin su ihtiyacını karşılayan Aspendos su kemeri MS 2. yüzyılda Tiberius Claudius Italicus tarafından yaptırılmışsa da günümüze ulaşmayı başarmıştır. Aspendos Antik Kenti Tiyatrosu ve Su Kemerleri 2015 yılından bu yana UNESCO Geçici Miras Listesi’nde yer almaktadır.