KAPLUMBAĞA , sert ve kemiksi bir kabuk içinde yaşayan, dört ayaklı ağır yürüyen sürüngen bir hayvanın adıdır.
Hint Mitolojisinde Kaplumbağa
Sanskritçe “Kurma” adıyla bilinen bu hayvan
Vedik dönemde yarı tanrı olarak görülmüş ve Prajapati ile eş tutulmuş, sonradan Vişnu’nun Kurmavatara adlı avatarlarından birisine dönüşmüştür. Vişnu, Satya Yuga döneminde selden kaybolan bazı değerli şeyleri (Amrita, Parijata, Surabhi, Airavata, Şankha, Sura, Dhanvantari, Uççaişravas, Vişa, Dhanus) bulmak için kaplumbağa avatarına bürünmüştür.
Kuzey Amerika Yerlileri Mitolojisinde Kaplumbağa
İrokua ve başka halkların inanışında dünya dalgıcı olarak düşünülen mitolojik figürdür. Kaplumbağanın sırtında ada formunda yeryüzü oluşmuştur.
Japon Mitolojisinde Kaplumbağa: Kappa
Şinto inanışında kaplumbağanın vücudu, maymunun kafası ve kurbağanın bacaklarına sahip bir su ruhunun (Sujin) adıdır. Japonya’nın çeşitli bölgelerinde Kawako (Nehir çocuğu), Kawataro (Nehir genci), Komahiki (At çeken), Kawappa, Kôgo, Mizuşi, Mizuçi, Enkô, Kawaso, Suitengu ve Dangame benzeri adlarla bilinmekteydi. Akşamları yemek için sudan çıktıktan sonra kurban olarak seçtiği at ve sığırların kanını anüslerinden içen ayrıca salatalığa da düşkün olan bir yaratıktır. Kappa’ya dair öyküler özünde tıpkı Finlandiya’da Nakki, İskoçya’da Kelpie adıyla bilinen su ruhları gibi çocukları nehir ve derelerden uzak tutmak için anlatılmaktaydı. Kappa, Oni ve Tengu ile birlikte Japon folklor ve mitolojisinin en tanınan doğaüstü yaratıklarından (Yokai) birisiydi. Bununla birlikte iblis Oni’den daha akıllı ve daha az kötü olarak tasvir edilmekte hatta insanlara kırık çıkıkçılığı öğreten bir çeşit kültürel kahraman olarak da gösterilmektedir. Nehir kenarında yaşayan 10 yaşındaki bir çocuk boyundaki bu yaratık kendisine nazik davrananlara zarar vermemesine karşın, kötü davrananları avlayıp yemekte, yoldan geçen insan ve atları avlamakta, bilge insanlarla arkadaşlık etmektedir. Kappaların başında içi suyla dolu çukurların bulunduğuna bunların boşaltılması durumunda yaratıkların gücünün kaybolacağına inanılmaktaydı. Bu yaratığın insanlarla karşılaşmasını konu alan çok sayıda öykü olup, kurnazlıkla bu yaratığın başını önüne eğdirerek Kappa’ya gücünü veren suyun dökülmesini sağlamak kişinin kurtulmasını sağlamaktaydı.
KAPLUMBAĞA ile KUŞLAR
Pek çok masal koleksiyonunda yer alan Ezop fabllarından birisi olup, gökyüzünde uçan kuşlara özenen bir kaplumbağanın hazin sonunu anlatmaktadır. Kaplumbağa bir gün kartala kendisine uçmayı öğretirse kendisine denizin hazinelerinin yerini göstereceğine söz vermiş, kartal muhatabını isteğinin mantık dışı olduğu konusunda uyarmışsa da kaplumbağanın kararlılığını görünce pençeleri arasına alıp dağların zirvesine bulutların üzerine dek çıkarmıştır. Kartal bir noktadan sonra “hadi” diyerek kaplumbağayı bırakmışsa da zavallı hayvan külçe gibi aşağıya düşüp kayalıklarda parçalanmıştır. Öykü Yunan tragedya yazarı Yunan Aeskhylus (MÖ 524-455) bir çalışmasında ve Hint masal koleksiyonu Kakçapa Jataka’da küçük değişikliklerle yer almıştır.
KAPLUMBAĞA ile TAVŞAN MASALI
Tavşanların üst dudaklarının neden iki parçalı olduğunu açıklamaya yönelik bir Kore masalının adıdır. Ejderha kral tedavisi taze tavşan ciğeriyle sağlanan amansız bir hastalığa yakalanınca kaplumbağayı tavşanı bulup getirmekle görevlendirmiştir. Tavşan kaplumbağanın sırtına kralın sarayına doğru yola koyulmuşsa da kaderini öğrenince kaplumbağayı akşamları ciğerini yarık dudakları arasında dışarı çıkardığı yalanını söyleyerek kandırıp kaçmıştı. Kaplumbağa çaresizce geri dönerken karşısına çıkan bir tanrı hayvana ginseng kökü vererek kralın tedavisini bununla yapmasını öğütlemiş, başarılı olan kaplumbağa sarayda vezirlik rütbesine yükseltilmiştir.
Kaynak: Özhan Öztürk. Dünya Mitolojisi. Nika Yayınları. Ankara, 2016