Monte Cassino veya Montecassino Manastırı dünyanın en ünlü manastırlarından birisi olup, 529’da Subiaco’dan keşiş arkadaşlarıyla birlikte yola çıkan Aziz Benedict tarafından eski bir Apollo tapınağının yıkıntıları üzerinde kurulmuştur. Aziz Benedict’in 543’te ölümünden sonra, Benediktin manastırı stratejik konumu adına çok sayıda savaşın merkezinde yer almış, 577’de Lombardlarca yıkılmıştır.
Lombard saldırısı sırasında keşişler Roma’ya kaçmış ve yaklaşık 100 yıl kadar burada kalırken Aziz Benedict cesedi Fransa’ya taşınmıştır. Benevento Dükü II. Gisulf 744’de manastıra önemli miktarda arazi bağışlamışsa da, 887’de Araplar başpiskoposu öldürüp manastırı yıkmış, Historia Longobardorum Benevantanorum Degentium’a göre manastırın eski ihtişamına dönebilmesi için iki yüzyıl geçmesi gerekmiştir. 11. Yüzyılda Desiderius‘un yönetimi sırasında Ortaçağın en meşhur el yazmaları da dâhil olmak üzere çok sayıda dini ve sanatsal eser üretilen manastır Avrupa’nın çeşitli yerlerinden gelen sanatçıları da ağırlamıştır. 1349’da ise şiddetli bir deprem sonucu yıkılan manastır, 4 yüzyıl sonra, 1799’da Napolyon’un askerleri tarafından işgal edildi ve bir kez daha yıkıldı.
Montecassino Savaşı
İkinci Dünya Savaşı sırasında Monte Cassino’na denk düşen Gustav hattının batısında Müttefik Güçleri ile Alman ordusu arasında şiddetli çatışmalar gerçekleşmiş 17 ve 25 Ocak günü gerçekleşen Müttefik saldırıları başarısız olmuşsa da Alman askerlerince tutulan manastır ise 15 Şubat 1944’de bir Amerikan hava bombardımanda son kez yıkılmıştır. Genel Wladyslaw Anders‘in komuta ettiği 2. Polonya Kolordusu, İngiliz 8. Ordusu ile dağ savaşı konusunda etcrübeli Faslı kabile askerleri, Alman 1. Paraşütçü bölüğünü geri çekilmeye zorlamıştır. Böylece Montecassino tepesi 54 bin müttefik ve 20 bin Alman kayıp verme pahasına Müttefiklerce ele geçirilmiştir. Montecassino’nun ele geçirilmesi Amerikalıların Normandiya Çıkarması öncesinde Roma‘ya yürümesine olanak sağlamıştır. Yıkılan manastırdaki sanat eserleri Roma’ya taşınmış olup, savaşın bitiminden sonra yeniden inşa edilen yapı 1964’te Papa VI. Paul tarafından yeniden takdis edilmiştir.
Montecassino Gezisi
A1 Otoyolu boyunca giderken görebildikleri yirmi bin metrekarelik manastır, 520 m yüksekliğindeki aynı isimli tepenin zirvesinde yer almaktadır. Aziz Benediktin tarikatının sloganı Ora et labora et lege (Dua ve Çalışmak ve Okumak) Montecassino Manastırı için de geçerli olup, buranın iç huzur ve dinginlik veren ortamında tarihi kitaplar ve el yazmaları ile dolu kütüphanede araştırma yapan, pek çok keşiş bulmanız olasıdır. Her gün dünyanın dört bir yanından gelen binlerce hacı ve ziyaretçiyi ağırlayan manastır ‘Batı Uygarlığı’nın Deniz Feneri’ adıyla anılmakta, özellikle Scholastica’nın mezarı ve bazilikanın altın mozaikleri rağbet görmektedir. Kış aylarında kapalı tutulan ama yazın Pazar günleri açık bulunan Kent Müzesi’de manastır görülürken ziyaret edilmelidir. Manastır’da ise Cuviolu Mascioni tarafından yapılan 5 bin boruluk kilise orgu, 1544’de inşa edilen yeraltı kilisesi, Altın bezemeli Meryem ve İsa tablosu, mozaik ve freskler ile çatışmalarda ölen Polonyalı askerlerin gömüldüğü Polonya Askeri Mezarlığı görülebilir.