Makale: Özhan Öztürk
GÜNAH KEÇİSİ Salgın hastalık veya kötü şans getirdiğine inanılan, yok yere başkalarının suçunu yüklenmek zorunda bırakılan kişi, hayvan, nesne ya da topluluğa verilen isimdir.
Yahudi Mitolojisinde Günah Keçisi
Pek çok toplumda benzer uygulamaları olan geleneğin yazılı en eski versiyonu Eski
Ahit’in üçüncü kitabı Leviticus’ta kayıtlıdır. Öyküye göre Harun halkının günahlarını sembolik olarak bir keçiye yüklemekte ve hayvanı çölün ortasında ölmesi için bir başına bırakmaktadır. Harun’un yöntemi Yom Kippur (Kefaret günü) sırasında Yahudi toplumunun benzer şekilde Azazel adlı kötü ruhu yatıştırmak için, günahlarını sembolik olarak “Sair Lazazel” adı verilen keçiye yükleyerek hayvanı bir uçurumdan aşağı atma geleneğini başlatmıştır.
Eski Yunanistan’da Günah Keçisi
Eski Yunanistan’da da benzer şekilde salgın hastalıklar ve kuraklık gibi afetlerin etkisini hafifletmek veya olmasını engellemek amacıyla insanlar günah keçisi olarak kullanılmaktaydı. Atina’da düzenlenen Thargelia Şenliği’nde bir kadın ve bir erkek kurban olarak seçilmekte, şölenden sonra bu çifti kentte dolaştırılırken, ince yeşil dallarla dövülmekte sonra da kent dışına sürülüp orda taşlanarak öldürülmekteydiler. Böylece Atina’nın bir yıl boyunca kötü talihten korunacağına inanılırdı. Seçilen bir kişi tüm kentin günahlarını üstlenerek kent dışına çıkarıldıktan sonra taşlanarak öldürülmekteydi.
Güney Amerika’da İnka imparatorluğu döneminde köylere musallat olan salgın hastalıkları defetmek için siyah bir lama veya gine domuzu seçilerek öldürülmekteydi.
Bazı yazarlar İsa peygamberin kendini insanoğlunun günahlarını üstlenerek öldürülmesinin de bir çeşit günah keçisi motifi olduğunu ileri sürmüşlerdir.
Kaynak: Özhan Öztürk. Dünya Mitolojisi. Nika Yayınları. Ankara, 2016