Makale: Özhan Öztürk
ENKİ Sümer panteonunda tüm sırların, bilginin ve ölümsüzlüğün kaynağı olduğuna inanılan yaratıcı su (abzu), şifa, akıl, bilgelik ve zanaat tanrısının adıdır. Sonradan Akad Mitolojisinde ve Babil’de Ea olarak bilinen tanrı ayrıca Nudimmud, Nidim, Ninsiku ve “Abzu’nun erkeği” lakaplarıyla da anılmaktaydı.
Enki kimdir?
Enki/Ea’nın Ansar ile Kişar’ın oğlu, Ana tanrıça Damkina’nın kocası ve Marduk’un babası olduğuna inanılmaktaydı. Her şeyi bilen, akıl, büyü ve şifa ile de ilişkilendirilen Ea’nın ülkelerin sınırlarını saptayan ve diğer tanrılara çeşitli görevler veren bir tanrı olduğu düşünülmekteydi. Karısı Damalguna’dan (Damkina) Marduk, Asarluhi, Enbilulu, Adapa ve Nanse adlı çocukları olan tanrının Uşu adlı ters yönlere bakan iki ayrı yüzlü Usmu (İsimud) adlı bir yardımcısı vardı. Babil destanı Enuma Eliş’te Ea’nın her şeyi yaratıp, her şeyi bilmekle kalmayıp, insanoğluna pek çok zanaat ve geleneği öğrettiği vurgulanmıştır. Ea’nın sembolü koç veya keçi kafalı, balık gövdeli bir varlık olup, bakır ile ilişkilendirilmekteydi.
Sümer Yaratılış Efsanesinde Enki ve Enlil
Yaratılış efsanesinde önemli bir rol oynayan su tanrısı Enki rüzgâr tanrısı Enlil ve gök tanrı An ile birlikte Sümer panteonundaki 3 yaratıcı tanrıdan birisidir. Bazı efsanelerde gök tanrı An’ın oğlu olarak tanımlansa da genellikle rüzgâr ve bilgelik tanrısı Enlil’in oğlu olarak gösterilen Enki zamanla An’ın önemini kaybetmesiyle Enlil’den sonra Sümer panteonunun en güçlü tanrısı kabul edilmiştir. Sümer ülkesine bereket veren Dicle ve Fırat nehirlerinin su tanrısı Enki’nin penisinden fışkıran su ile oluşuğuna bitkilerin yeşermesi ve hayvanların üremesinin, insanlara dostça davranan Enki sayesinde gerçekleştiğine inanılmaktaydı. Enki, Atra-hasis efsanesinde tufan, salgın hastalık ve açlık sorunlarıyla boğuşan Atrahasis’e, Gılgamış efsanesinde ise Utnapiştim’e tufandan kurtulması ve ölümsüz olması için yardım etmiştir. Enki ile İnanna efsanesinde ise aşk ve cinsellik tanrıçası İnanna Eridu’da ki tapınağa babası Enki’yi ziyarete gelip, babasını sarhoş ederek “Me” güçlerini ele geçirmeye çalışmışsa da babası durumun farkına varıp Uruk’a giderek güçlerini geri almıştır. MÖ 2. Binyılda “Enki ile Ninhursag” adlı efsanede Dilmun adlı cennetin yanı sıra hayat ve hastalığın yaratılışı anlatılmaktadır.
Enki, “Me” adlı Tanrı buyruklarının (kutsal güçlerin) koruyucusu ve kaderin belirleyicisi kabul edilmekteydi. Enki’nin baş tapınağı ve kült merkezi Güney Mezopotamya’da Eridu kentinde “Yeraltı sularının evi” anlamına gelen E-abzu tapınağıydı. Bu tapınak “Enki’nin Nippur’a Seyahati” adlı efsaneye göre Mezopotamya’daki en eski tapınağı olup, kıymetli metaller ve lapis lazuli taşından inşa edilmişti.
Muhtemelen yazılı tarihin ilk düzenbazı da (trikster) olan Enki tasvir edilirken keçi ve balık sembolleri sıkça kullanılmıştır. Modern yazarlar Hıristiyanların ilk dönemlerde kullandıkları ikhthys (balık) sembolünün su tanrısı Enki ile ilgili olduğunu iddia etmektedir. Ea, Hititlerce A’as adıyla ödünçlenmiş kader tabletlerini koruyan bilge bir tanrı olarak görülmüştür.
Enki’nin Usmu (İsimud) dışında suda Abzu’nun derinliklerinde yaşayan pek çok yardımcısı olup, bunlardan Enkum (erkek) ile Ninkum’u (dişi) kendisinden Me’yi çalan İnanna’nın teknesinin arkasından göndermiştir. Bunlar dışında Agade’nin laneti söylencesinde bahsi geçen “Engur’un (abzu) 50 koruyucu devi (lahama)”, Enki ile Eridu söylencesinde Uruk’un bekçileri olarak bahisleri geçen dev balıklar, Kuara’daki Asarluhi tapınağında yaşayan “7 abgal (kâhin)” Enki’nin diğer yardımcılarıdır.
Kaynak: Özhan Öztürk. Dünya Mitolojisi. Nika Yayınları. Ankara, 2016