Site icon Özhan Öztürk Makaleleri

Uyuyan Savaşçılar, Uyuyan Prensler, Uyuyan Güzeller ve Prensesler

Uyuyan Savaşçılar, Uyuyan Prensler, Uyuyan Güzeller ve Prensesler

Makale: Özhan Öztürk

UYUYAN SAVAŞÇILAR Avrupa masallarında bir avcı veya maceracı tarafından ölmemiş ama kendisine ihtiyaç oluncaya dek sürecek büyülü ve derin bir uykuya yatmış kahramanın uyandırılması motifi sıkça rastlanılan bir motiftir. Çoğunlukla prens, avcı veya maceraperest uyuyan veya uyuyanlardan birisinin krallığı savunma zamanı gelip gelmediğini sorusuna muhatap olmakta, hayır cevabı verdiğinde büyülü uyku hali devam etmektedir. İsveç ve İskoçya’da farklı varyantları kaydedilen öykünün İngiliz-Gal versiyonu aşağıdaki gibidir.

Uyuyan Savaşçılar Masalı

Fındık dalından yürüyen sihirli bir değneğe sahip Gallerli bir adam İngiliz bir büyücü ile karşılaştığından adamdan sihirli sopasını keseceği noktada büyük bir hazine bulacağı kehanetini duymuştur. Craig-y-Dinas’a giden ikili burada sopanın gösterdiği yeri kazınca büyük bir mağaranın girişini keşfetmiştir. Geçidin ortasında bir çan görmüşlerse de büyücü adamı dokunmaması konusunda uyarmıştır. Bir süre yürüdükten sonra içerisinde binlerce savaşçının yanlarında silahlarıyla daire formu oluşturacak şekilde uyuduğu meşalelerle aydınlatılmış büyük bir salona gelmişlerdir. Savaşçıların oluşturduğu dairenin ortasında yığın haline biri altın diğeri gümüş iki hazine olduğunu gören ikiliden Galli yanına alabildiği kadar altın alırken İngiliz hiçbir şeye dokunmadan dönüş yoluna koyulmuşlardır. Dehlizin ortasındaki çanın yanına geldiklerinden büyücü adamı yeniden dokunmaması konusunda uyarmışsa da eli kolu altınla dolu olana adam geçerken sürtündüğü çanın çalmasına sebep olmuştur. Bunun üzerine savaşçılardan birisi uyanmış ve “Zamanı geldi mi?” diye sormuş, büyücünün tavsiyesiyle Galli “Hayır, zamanı gelmedi, uyumaya devam et” cevabını vererek tehlikeyi savuşturmuştur. Büyücü ayrılırken adama altına ihtiyacı olursa ve yeniden mağaraya dönerse çan sesiyle uyanan savaşçılara verdiği cevabı unutmamasını öğütlemiş, dahası buy savaşçıların Kral Arthur ile birlikte bir gün uyanarak Galler’in düşmanlarıyla savaş açacağı günü beklediğini anlatmıştır. Bir süre sonra Galli altınlarının tümünü harcadıktan sonra mağaraya tek başına inmiş ve ağırlığınca altın yüklenip dışarı çıkarken çanın çalmasına sebep olmuştur. Yanına gelen savaşçıya ne diyeceğini unutunca da diğer savaşçılar da uyanmış, adamı bir güzel dövdükten sonra altınları geri alıp, mağaranın dışına atmışlardır. Yediği dayağın izlerini hayatı boyunca taşıyan adam daha sonra pek çok arkadaşıyla bölgeye gelip tüm tepeyi karış karış kazmışsa da mağarayı bulmamış, sefalet içerisinde ölmüştür.

ALFATİN

[Afrika Mitolojisi] Müslüman Berberilerin inanışında mağarada yaşayıp, yeşil bir ata binen, Sierra de Agner’da uyumasına karşın acil durumlarda halkının yardımına yetişen bir kültürel kahramanın adıdır. Yeşil hem İslam hem de Hızır ile ilişkili olup, Alfatin gerçekte “Uyuyan Prens” varyantlarından birisidir.

BARBAROSSA

12. yüzyılda yaşamış Almanya kralı ve Kutsal Roma Cermen İmparatoru Friedrich Barbarossa ya da I. Friedrich’i (1122 –1190) konu alan bir efsane Grimm Kardeşlerin koleksiyonunda yer almaktadır. Boğularak ölen kızıl saçlı imparator efsaneye göre ölmemiş Kyff hauser dağlarında bir mağarada kafası elleri arasında bir tabureye oturur şekilde uykuya dalmıştır. İnanışa göre sakalları uzamaya devam imparator etrafında üç kez dönülmesi halinde uyanacaktır.

ERCILDOUNE

İskoçya’da yer alan Eildon Hill tepesinde askerleriyle birlikte uyuduğuna inanılan bir İngiliz soylusunun adı olup tam adı Thomas Ercildoune’dir.

MARKO KRALJEVİCH

(1335–1394) Güney Slavlarınca ulusal kahraman kabul edilen Sırp kralı olup, ‘Prens Marko’ adıyla 14. Yüzyılda çok sayıda destan ve söylenceye konu edilmiştir. Söylencelerde sadık atı Şaratz ile birlikte Ortodoks Hıristiyanların özgürlüğü için Osmanlı hâkimiyetine karşı savaşan gözüpek ve zeki bir kahraman olarak gösterilmiştir. Vila’nın oğlu olan Marko’nun ölmeyip Urvina mağarasında atıyla birlikte derin bir uykuya daldığına inanılmaktaydı.

MULLAGHMART KONTU GERALD

[Kelt Mitolojisi] Kildare’de bir kalenin mahzeninde adamlarıyla birlikte uyuduğuna inanılan bir soylunun adıdır.

STOYMİR

[Slav Mitolojisi] Arkadaşlarıyla birlikte Bohemya’da Blanik dağındaki bir mağarada uyuyan bir şövalyenin adıdır.

YEDİ UYURLAR

[Hıristiyan-İslam Mitolojisi] Roma İmparatoru Diocletian’ın (MS 284-305) veya Decius’un (MS 251-249) Hıristiyanlara zulüm uyguladığı günlerde Efes yakınlarındaki Kelion dağındaki bir mağarada 200 yıl sürecek bir uykuya yatan yedi gencin adıdır. Söylenceye göre Yedi Uyurlar II. Theodosius döneminde uyanmış, içlerinden biri erzak için kasabaya inmiş döndüğünde bu sefer İsa’nın tekrar yeryüzüne ineceği tarihe dek sürecek uykuya yatmışlardır. St. Gregory 6. yüzyılda yazdığı De Gloria Martyrum adlı eserinde söylencenin bir varyantını kaydetmiş olup buna göre imparator Decian’ın sarayından kaçan yedi soylu gencin peşine düşülünce girdikleri bir mağarada 230 yıl boyunca uyuyan yediler uyandıktan kısa bir süre sonra ölmüşlerdir. Aynı söylence yedi uyurların cesetlerinin Marsilya’da St. Victor kilisesine gömüldüğünü ve adlarının Konstantius, Dionysius, Joannes, Maximianus, Malkhus, Martinianus ve Serapion olduğu kayıtlıdır. Anadolu’da Antalya ya da Urfa çevresindeki bir mağarada üç yüz dokuz yıl uyuyan yedi ermişin yanlarında birde Kıtmîr adlı bir köpek de bulunmaktadır. İlk Hıristiyanlar olarak kabul edilen yedi kişiden Kefeştateyus dışında diğer altısının adı hükümdara yakınlıklarına göre hükümdarın sağında oturanlar (Ashab-ı yemin) Yemliha, Mekselina, Mislina ile hükümdarın solunda oturanlar (Ashab-ı yesar): Mernuş, Debernuş, Şazenuş olarak adlandırılmıştır. Yedi Uyurlar İslam söylencelerinde Ashab-ı Kehf (Mağara insanları) adıyla anılmakta ve Kuranda Kehf Suresi’nin 9 ile 26. ayetleri arasında bahisleri geçmektedir. Yedi sayısının söylencelerdeki öneminin yanı sıra özellikle Danimarkalı Ogier gibi Ortaçağ söylencelerindeki diğer uyurların varlığı dikkat çekicidir.

WENCESLAUS ile LUDMİLLA, St.

[Hıristiyan Mitolojisi] Bohemia’nın koruyucu azizleri olan torun ile büyükannenin adı olup, yortu günleri 16 Eylül günü yapılmaktadır. Wenceslaus’un pagan annesi Drahomia oğlunun ülkeyi Hıristiyanlaştırmasına karşı çıkmış hatta kiralık katiller vasıtasıyla Ludmilla’yı öldürtmüştür. Bir süre sonra aile içinde barış sağlansa da tahta çıkan Wenceslaus’un pagan erkek kardeşi Boleslaus krallığın kendisine kalmayacağını anlayınca benzer şekilde Wenceslaus’u öldürtmüştür. Bir söylenceye göre Wenceslaus ölmemiş şövalyeleriyle birlikte bir dağın içindeki mağarada uyumaktadır.

UYUYAN GÜZEL

Büyü ile uyutulan güzel bir prenses ile yakışıklı bir prensin aşkını konu alan popüler bir Avrupa masalının adı olup, en ünlü versiyonları Perrault’un “Ormanda uyuyan güzel” (La Belle au bois dormant, 1697) ile Grimm kardeşlerin “Küçük çalıgülü” (Dornröschen, 1812) adlı derlemeleridir.

Aarne–Thompson sınıflandırmasında 410 sayıyla yer alan masala göre uzun süre çocuğu olmayan bir ülkenin kral ve kraliçesi henüz bebek olan kızının doğum gününe ülkenin tüm perilerini çağırmak istemiş ama ellerinde 12 altın kadeh olduğundan bir peri davete çağrılmamıştır. Tören sırasında tüm periler kıza hediyelerini sunarken çağrılmayan peri de saraya gelmiş ve peri kıza 15. doğum gününde geldiğinde eline bir çıkrık iğnesi batarak ölme lanetini hediye etmiştir. Periler arasında henüz hediyesini vermemiş sonuncusu ise gücünü kullanarak bu kaderi 100 yıllık bir uykuya dönüştürebilmiştir. Gerçekten de kız 15 yaşında uykuya dalınca iyi peri kızın tebaasını da prensesle birlikte uykuya yatırmış ve korunmaları için sarayın etrafını sarmaşıklarla ördürmüştür. Sonunda inatçı bir prens sarmaşıkları kesip saraya girmeyi başarmış ve kızın alnına kondurduğu bir öpücükle büyüyü bozarak, prensesi ve saray halkını uyandırmıştır.

UYUYAN PRENSLER Bkz. Uyuyan Savaşçılar

Exit mobile version