Makale: Özhan Öztürk
Trabzon Kalesi ve Surları
Bıjışkyan’a göre eski kale masa şeklinde olduğu için kente adını veren[1] Trabzon Kalesi dörtgen formda kıyıdan başlayıp dik eğimde yükselerek kuzeyden güneye Boztepe dağına dek uzanmakta İç Kale (Kule Hisar), Orta Hisar ve Aşağı Hisar adlı 3 bölümden oluşmaktadır.[2] Selina Ballance, İç Kale ve Ortahisar duvarlarının ortalama 1.30 x 0.55 x 0.45 m ölçülerinde olup, tıpkı Zağnos köprüsü, Tabakhane köprüsü ve Yeni Cuma Kapısı gibi büyük ölçüde Roma dönemine denk gelen MS 1. yüzyıl ya da sonrasında inşa edilmiş olduklarını bildirmiştir.
Got saldırısı sırasında tahrip edilen yapı, yüzyıl sonra Andronikos tarafından
onarılmışsa da 14. yüzyılda yeniden inşa edilmiştir. Deniz seviyesinden 950 m yukarıda yer alan 50 m yüksekliğinde surlara sahip olan İç Kale 19.200 m2 alan kaplamakta, Komnenos sarayı, çok sayıda oda, kışla, kiler, daire ve şapellerden oluşmaktaydı.
Bizans, Trabzon ve Osmanlı devletlerinde binlerce yıl boyunca kentin yönetim merkezi olan kalenin ortasındaki avlu Trabzon İmparatorluğu döneminde Epiphaneia olarak adlandırılmaktaydı. Evliya Çelebi, İç kale içerisinde cehennem çukuruna benzer derin hendeklerin, bir caminin, korucuların ev, mahzen ve cephaneliklerinin varlığını bildirirken 19. yüzyılda kente gelen Bıjışkyan
Avrupalıların bu hendeklerde devlet müsaadesiyle hafriyat yaptıklarını ama bir şey bulamadıklarını belirtmiştir.[3] İç Kale Osmanlı döneminde günde 5 akçe maaş aldıkları için “Beşli” adı verilen muhafızlar tarafından gece-gündüz korunmakta olup, Abaza korsanlar Kazakların kenti basması durumunda Trabzon halkı buraya sığınmaktaydı. İç Kale ayrıca ikincisi Rum yapısı olan Kule ve İmaret[4] isimli 2 hamamı barındırmaktadır.
Kuzeyden güneye 600 x 200 m’lik bir alanı çevreleyen Orta Hisar surları Orta Hisar Camii, Çifte Hamamlar, Amasya Camii, Şirin Hatun Camii, Musa Paşa Camii, Zağnos ve Tabakhane köprülerinin etrafını sarmakta, Yeni Cuma, Dabakhane, Zindan ve Aşağı Hisar kapısıyla dışarı bağlanmaktadır. Kuzgundere mahallesine bakan surlar arasında St. Eugenios kapısı, 6-7 m yüksekliğinde rölyefler ve surun 1541’de Şirvanzade Mehmet Mirza Bey tarafından onarıldığına dair bir kitabe bulunmaktadır.
Zağanos köprüsünün güneybatısında başlayan ve toprakla birleştiği noktada 3 m kalınlığa ulaşan kuzey duvarı ile deniz kıyısında olan Aşağı Hisar surları batı duvarında yer alan 2 kitabeye göre[5] II. Aleksios tarafından 1324 tarihinde inşa ettirilmiştir[6]. 15 x 12 ölçülerinde güneybatı kulesinin 8 m kuzeyinde 3 m yükseklik ve 2 m genişliğe sahip II. Mehmed’in vezirlerinden Zağanos Paşa[7] tarafından yaptırılan Zağnos Kapısı yer almaktadır. Çok sayıda ev, han, çeşme, cami, medrese ve hamamı çevreleyen Aşağı Hisar ise Zağanos, Süthane, Moloz ve Mumhane kapılarıyla dışarı bağlanmaktadır.
Trabzon imparatoru III. Manuel’in 1404’de başında sansar kürküyle bezenmiş, tepesinde turna tüyleri olan yüksek bir şapkayla karşıladığı İspanyol kralının elçisi Ruy Gonzale de Clavijo’yu etkileyen[8] Komnenos Sarayı, kent merkezinde yer almaktaydı. Kemer taştan yapılmış, kare planlı sarayın yerleri beyaz mermer döşeli olup, yüksek kubbeli ve duvarları Roma imparatorlarının portreleriyle süslenmişti[9]. Sarayın hemen yanında dörtgen planlı, üzeri tonozla örtülü, tek kapılı bir hamam bulunmakta olup, halk arasında “Kral Kızı Hamamı” olarak adlandırılmaktadır. Henüz arkeolojik kazı yapılmayan bölgede I. Dünya Savaşı sonrasında büyük ölçüde tahrip edilen surlar 1960’larda modern malzemelerle restore edilmeye çalışılmıştır.
St. Savvas Mağaraları, Maşatlık Mağaraları
Esentepe mahallesinin Boztepe yamaçlarında yer alan, Hristiyanların ibadet etmek için kaya içerisine oyarak hazırladığı mağaraların Trabzon İmparatorluğu zamanında hapishane olarak kullanıldığı sanılmaktadır. Günümüze ulaşmayan taş merdivenli girişi olan doğu mağarası Arafilboyu mahallesinin güneyinde yer alırken, içinde duvarına freskler çizilmiş bir şapel dışında tek bir mezar, güneyindeki bir kaya oyuğundan içine girilen batı mağarasının kapısı önünde 3 mezar bulunmaktadır. Tavanında Hz. İsa ve meleklerin tasvir edildiği freskler bulunan bir şapel bulunan kuzey mağarası ise bir pencereyle aydınlanmaktadır. Mağaraların yakınında ayazma adı verilen çeşmelerin mevcudiyeti ise zamanında vaftiz amacıyla da kullanıldıklarını düşündürmektedir.
Panagia Khrysokephalos, Theotokos Khrysokephalos, Fatih Camii, Ortahisar Camii
Ortahisar semtinde Zağnos ve Tabakhane köprüleri arasında yer alan üç nefli bir bazilika olup söylenceye göre 6. yüzyılda Justinian tarafından inşa ettirilmiş[10], çatısında kullanıldığı sanılan bronz materyalden[11] veya kilise sütunlarından birine asılı altın bir ikonadan[12] dolayı
13. yüzyılda “Altınbaşlı Meryem” anlamına gelen adını almış, Osmanlı fethiyle birlikte yapının güney koridoru yıkılıp, mihrap ve minare eklenerek 1461 yılında camiye çevrilmiştir.
28.63 x 15.05 x 11.83 metrelik ölçüleriyle Trabzon’un en büyük kilisesi olan Khrysokephalos, Trabzon Kilisesi’in ilk metropolitlik kilisesi ve Trabzon imparatorlarının gömüldükleri ilk imparatorluk kilisesi olup, II. John Eylül 1342’de burada taç giymiş, Μichael Panaretos’a göre imparatorlardan I. Αndronikos Gidon (1235), II. John (1297) ve imparatoriçe Theodora Kantakouzene (1426) ile Laonikos Khalkokondyles’e göre IV. Aleksios (1429) burada gömülmüşlerdir. Ayrıca yine Panaretos’a göre Barnabas (1333) ve Niphon (1364) adlı metropolitler ile Joseph Lazaropoulos’a göre Athos dağında aynı isimli manastırı kuran Dionysios buraya gömülmüşlerdir[13].
Kentte birkaç gün geçiren II. Mehmed’in bu camide yapıya sonradan eklendiği anlaşılan “makâm-ı fevkâni” adı verilen yerde cuma namazı kıldığı rivayet edilmişse de doğruluğu şaibelidir[14]. Mihrabın doğusundaki oda 1842 yılında kütüphane haline getirilmiş, 1860 tarihli bir belgeye göre[15] Trabzon eyaletinde arazi ve diğer hususlara ait defter, senet ve evraklar da burada saklanmışsa da kitapların tümü 1916-17 Rus işgali sırasında kaybolmuştur.[16]
F. Uspensky bu dönemde yapıyı camiye dönüştürmek için doğu ve kuzey bölümüne eklenen fazlalıkları çıkarmış[17], 1918’de Rusların Trabzon’u terk etmesinden sonra yapının arkasında kemerin altında yer alan imparator IV. Aleksios’un mezarı tahrip edilmiştir[18]. Son cemaat yerinin doğusundaki oda bir süre için Sübyan mektebi olarak kullanılmıştır. G. Millet tarafından 1895’te incelenen kilisenin bahçesinde bugün şadırvan bulunan yerde yaprak ve haç bezemeli başlıkları olan dört sütunlu bir mezar anıtının bulunduğunu, Uspensky ise anıtın sonradan yağmalanmış Trabzon imparatoru IV. Aleksios’un mezarı olduğunu ileri sürmüştür.
Kentin fethi sırasında II. Mehmet’in haksız yere başını kestirdiği bir yeniçerinin buraya gömüldüğüne dair Türkleşme döneminde yayılan bir efsane mezar yerinin “Hoşoğlan” adıyla ziyaret yeri haline dönüşmesine sebep olmuştur. Trabzon imparatorluğu döneminde kilisenin dışında ejderha başlı bir çeşmenin varlığı bilinmekteyse de muhtemelen 1877’de yıkılmıştır[19].
Küçük Ayvasil, St. Anna Kilisesi
Maraş Caddesi üzerinde, St. Basil’in yakınlarında, Merkez postanesinin karşısında yer alan, içten ve dıştan yuvarlak planlı üç nefli, üç absidli nartekssiz bazilika formunda bir kilise olup Trabzon İmparatorluğu döneminde mezarlık kilisesi olarak kullanılmıştır[20]. Kilisede 2 kitabe bulunmakta olup, Aya Sofya’da saklanan ilkinde 10. yüzyıl öncesinde yaşamış Gregory adlı bir papaza atıf yapılmakta, güney giriş üzerindeki ikinci kitabeden ise kilisenin 884/83 yılında restore edildiği anlaşılmaktadır:
Ἀνενεό θι ὁ ναòς τ[ῆ ς ἁ γί ας]
Ἀν[νη]ς ἐ πì Βασιλεί [ου] Λέ [οντος καì Ἀλε]
ξά νδρου, στρατηγ[οῦ ]ντος Ἀλε
ξί ου κ(καì) (πρωτο)σπαθ[αρί ου] τοῦ ἀ να[νεώ ]σαντος τòν ναὼ ν ἔ τ(ους) ςτογ΄[21]
Bryer ve Winfield yakın zamanda yapının duvarlarını incelemiş ve gerçekten 9. yüzyılda yapıldığı kanaatine varmış[22], G. Millet ise 1895’te kilise duvarlarındaki fresk ve dini yazıları 13-14. yüzyıl arasına tarihlemiştir.[23] Günümüzde kapalı olan yapı Hrisantos’un hatıratında anılmış, 1903’de Trabzon’u ziyaret eden Papamichalopoulos kötü durumda olduğunu, 1929’da D. Talbot Rice kısmen tahrip edildiğini, 1958’de S. Ballance ise iç ve dış fresklerin büyük ölçüde yok olduğunu kaydetmiştir.[24]
St. Basil, Ayvasil Kilisesi
Tarihi kentin doğusunda çarşı içinde doğu surlarının önünde, rıhtımın güneyinde yer alan haç formunda bir kilise olup, kubbeli ve 5 köşeli merkez apsid ile 2 yarımdaire formunda apsidden oluşmaktadır. Trabzon İmparatorluğu döneminde daha eski bir yapının üzerine inşa edilmiştir. Yapıda 2 kitabe bulunmakta olup, narteksin üst eşiğinde imparator Jusitinian döneminde 542 yılında inşa edildiği kayıtlı olsa hatta metropolit Hrysanthos tarafından tartışılsa da Bryer ve Winfield bu yapının 19. yüzyılda inşa edilmiş eski yapının taklidi olduğunu iddia etmiştir.[25] İkinci kitabe ise kuzey duvarında yer almakta ve yapının 1867’de onarıldığını bildirmektedir. 1923 mübadelesi sonrasında depo olarak kullanılan kilise 1972’de yok edilmiştir.[26]
St. Andrea Kilisesi, Molla Nakıp Camii
Pazarkapı mahallesinde yer alan X.-XI. yüzyıl yapımı üç nefli bir bazilika olup, imparator Diocletian zamanında (MS 284–305) Trabzon’a gelip, Kemerkaya mahallesinde bir mağarada yaşayarak Hıristiyanlığı yaymaya çalıştığına inanılan havari Andrea’ya ithaf edilmiştir. Kilise, Trabzon’un fethinden sonra camiye dönüştürülmüş, 1975 yılında restore edilmiştir.
St. Eugenius Kilisesi, Yeni Cuma Camii
Yeni Cuma mahallesinde yer alan beşgen apsidli, üç nefli bir bazilika olup, imparator Diokletian döneminde Boztepe’deki Mithra heykelini yıkarken şehit edilen ve sonradan kentin koruyucusu olarak kabul edilen ilk Hristiyanlardan Trabzonlu aziz Eugenius’un adını taşımaktadır. Fetih sonrası camiye dönüştürüldüğüne ve II. Mehmet’in cuma namazını burada kıldığı için Yeni Cuma adını aldığına inanılmaktadır.[27]. Rus işgali döneminde 1895 yılında kurulmuş bulunan Konstantinopolis Arkeoloji Enstitüsü Müdürü Arkeolog Uspensky camide yüzeysel arkeoloji incelemesi yapmış, mihrabın sol tarafında yaklaşık yarım arşın derinliğinde çimentolanmış döşemede bir oyuk içerisinde iki iskelet bulunmuş, bunların mihraba başka yerden getirildiği ve Hristiyanlarca kutsal sayılan kişiler olduğunu gösterdiği anlaşılmış, ayrıca mihrabın kuzey tarafındaki tepecikte bir türbede yine Hristiyanlara ait olduğu anlaşılan 2 iskelet daha bulunmuştur.[28]
St. John Kilisesi, Sotha Kilisesi
Hızırbey mahallesinde bulunan yapı 1306’da Theodora Tzanichites ve Gregory Kamachenos tarafından yaptırılmış, 1856’da Trabzon metropoliti Konstantinos tarafından orijinaline uygun restore ettirilmiş üç nefli bir kilisedir. Osmanlı döneminde minare eklenmeden bir süre cami olarak kullanıldıktan sonra Rum cemaatine geri verilmiş, mübadele sonrası bir süre için tekrar cami, sonrasında askeri depo olarak kullanılmış olup günümüzde ise papaz evi olarak kullanılan binayla birlikte Kuledibi İlkokulu olarak hizmet vermektedir.
St. Philip Kilisesi, Kudrettin Cami
Çömlekçi mevkiinde Esentepe mahallesinde bulunan dikdörtgen planlı, üzeri tonozla örtülü, tek nefli bir kilise olup, III. Aleksios Komnenos’un kızı Anna tarafından aziz Philippe’in anısına yaptırılmıştır. 1665 yılında camiye dönüştürülen yapı 1968’de büyük ölçüde restore edilmiştir.
Panagia Theoskepastos, Theotokos Theoskepastos, Kızlar Manastırı
III. Aleksios döneminde, muhtemelen imparatorun annesi Trabzonlu İrene tarafından Boztepe üzerinde geniş bir alana inşa ettirilen manastır, 2 kilise, çan kulesi, misafirhaneler, çeşitli amaçlarla kullanılan odalar ve yemekhaneden oluşmaktadır. Avlunun güneyinde kaya içerisine oyularak yapılan mağara kilisesinin girişinde III. Aleksios, annesi İrene[29] ile eşi Theodora Kantakouzene’nin harap durumdaki freskleri bulunmaktadır.[30] Manastır daha eski dönemde yapılmış mağara kilisenin etrafında oluşturulmuştur[31]. Manastırın arka bahçesinde yer alan şapel ise Trabzon piskoposu St. Konstantin (1830-1879) tarafından inşa ettirilen tek nefli, tek apsidli bir yapı olup, rahibin mezarı da şapelin bitişiğindedir. III. Aleksios’un saray penceresinden düşerek ölen gayrimeşru oğlu despot Andronikos (1376), II. Manuel (1419) ile IV. Aleksios’un (1429) mezarlarının da manastır bahçesinde olduğuna ve ayazma suyunun içine ölümsüzlük verdiğine inanılmaktadır. Trabzon Müzesi, 2006 yılında Boztepe Mahallesi, 75 pafta, 426 ada, 8 parsel olarak adreslediği manastırda bir kurtarma kazısı başlatmıştır.
Hatuniyye Camii, Gülbahar Hatun Camii
Atapark semtinde, Zağanos köprüsü yakınlarında bulunan kare planlı caminin yanı sıra imaret, fırın, matbah, medrese, hamam, sıbyan mektebi ve türbeden oluşan bir dini yapıdır[32]. Trabzon valisi I. Selim’in annesi Gülbahar Hatun tarafından yapımına başlanılan (1505) cami, annesi ölünce 1512’de Osmanlı sultanı olan oğlu tarafından 1514’de tamamlanmıştır[33]. Caminin 1.20 m kalınlığındaki duvarlarında kullanılan beyaz kesme taşlar develerle Ordu’dan getirilmiştir. Külliyeden günümüze sadece 1803 ve 1967 yıllarında onarım gören camii ile Gülbahar Hatun’un kabrini barındıran, kurşun kubbeli sekizgen türbe ulaşabilmiş, imaret, medrese, hamam, kütüphane[34] ve mektep yıkılmış, yerine Gülbahar Hatun İlkokulu inşa edilmiştir. Türbenin giriş kapısı üzerindeki Farsça kitabe Halil Edhem ve Murat Yüksel[35] tarafından okunmuş olup, kitabede geçen “Bânû-yı Rûm” terimindeki “Rûm” teriminin coğrafi veya etnik açıdan yorumlanması gerektiği çeşitli yazarlarca tartışılmıştır.[36]
Sancta Maria Kilisesi
Çar I. Nikolas’ın emriyle 1 Ocak 1845 günü Rusya’dan kovulan 8 İtalyan Katolik rahip 21 Ocak’ta Trabzon’a varmış ve burada Fransız konsolosu Clairambault’un desteği ile satın alınan araziye 1852-54 yılları arasında dini amaçlarla kullanılması için bir kilise inşa edilmişse de Sultan Abdulmecit ise Trabzon bölgesine gelen yabancıların ibadet etmesi için kiliseye resmi inşa iznini ancak 28 Şubat 1855 günü Kırım Savaşı’nın başlangıcı sırasında vermiştir. Kemerkaya mahallesindeki barok üsluplu, üç nefli bazilika formundaki yapı günümüzde Trabzon’da ibadete açık tek kilise özelliğini taşımaktadır. Kilisede görev yapan İtalyan papaz Andrea Santoro 5 Şubat 2006 tarihinde kilisede uğradığı silahlı saldırı sonucu öldürülmüştür.
St. Elefterios Kilisesi, Hüsnü Paşa Camii, Hüsnü Göktuğ Camii
Çömlekçi mahallesinde yer alan üç nefli bir Bizans bazilikası olup, 1923 mübadelesine dek kilise sonrasında ise askeri depo olarak kullanılmış, 1953 yılında Trabzon’da görev yapan Tümgeneral Hüsnü Göktuğ tarafından camiye dönüştürülmüştür.
Hoşmesalos Kiliseleri
Trabzon havaalanından güneye doğru uzanan yol üzerinde Derbent çeşmesinden sonra ulaşılan Hosmesalos (Çimenli) köyünde, bir fındık bahçesi içerisinde, birisinde 1333/4 tarihli bir kitabe ve Theophany konulu fresk bulunan iki kaya kilisesi yer almaktadır.
Kaymaklı Manastırı, Amenapırgiç
Boztepe’nin Değirmendere vadisine bakan doğu yamacında Kaymaklı köyünde
bulunan bir Ermeni kilisesinin adı olup, zhamatunlu[37] ana kilise, çeşme, kule, Asduadzadzin, Surp Ohannes ve Surp Yerortutyun adlı 3 küçük şapel ile Lusağpür[38] adı verilen ayazmadan oluşmaktadır.[39] Manastırın Ermenice adı Amenapırgiç unutulmuş olup pek çok yazar tarafından yalnızca Türkçe adıyla anılmıştır. Manastırın giriş kapısı üzerinde bulunan kitabesinde 1424 yılında imparator Aleksios döneminde Hoca Stephanos Şemseddin tarafından yaptırıldığı, hatıra defterinde kayıtlı rahibelerin adları ve verdikleri paranın çeşidinden Trabzon Ermenilerinin Ani kentinden geldikleri anlaşılmaktadır[40].
Dikdörtgen formunda 30×45 m ölçülerindeki ana kilise 3 kilise ortası ile biri beşgen formunda 3 apsidden meydana gelmektedir. 12-13. yüzyıllarda Rum Ortodoks yapısı olarak inşa edildiği 15. yüzyılda Ermeniler’e verildiği sanılan yapı, 18. yüzyılda restore edilmiş, 1915’e dek İstanbul’daki Ermeni Patrikliğine bağlı olarak hizmet görmüş, I. Dünya Savaşı sırasında Rusların Trabzon’u ele geçirmesiyle Ermeni rahipler manastıra dönmüş[41] ve tahminen 1923’e dek kalabilmişlerse de yeniden kaderine terkedilen yapı, ahşap çatısı 1929’da çökünce iyice tahrip olmuş, günümüze ancak enkaz olarak ulaşabilmiştir. Kilisenin batı duvarlarında 3 bölümde kıyamet gününü tasvir eden 17-18. yüzyıla tarihlenen freskler, dış duvarlarında haçkar[42] örnekleri, kuzeybatı duvarında ise çan kulesinin kalıntılarına rastlanmaktadır.
St. Gregory Nyssa Kilisesi
Trabzon imparatoru II. John Komnenos’un (1280-1297) eşi Eudokia Komnene Palaiologina tarafından Nyssalı (Nevşehir) aziz St. Gregory (MS 330-395) onuruna yaptırıldığına inanılan yapının duvarlarında çifti tasvir eden freskler bulunmaktaydı. 1665’de St. Philip kilisesinin camiye dönüştürülmesinden sonra katedral olarak kullanılmaya başlanmıştır. 1850’lerde kenti ziyaret eden Finlay St. Gregory’nin küçük bir yapı olmasına rağmen pispkoposun ikamet ettiği metropolitlik binası olduğunu kaydetmiştir. 1863’de Trabzon metropoliti Konstantius (1830-79) döneminde yeniden inşa edilen yapı, Cumhuriyet döneminde 1930’da dinamitlenerek yıktırılmıştır[43].
Trabzon’da ki diğer önemli tarihi eserler
Kemerkaya Şapeli, 13. yüzyıl yapımı olup, Kemerkaya mahallesi Şatıroğlu sokaktadır. Kemerkaya mahallesi, Çömlekçi mahallesi ve Yeni Bahçecik semtlerinde üçü de 14. yüzyıl yapımı üç nefli bazilika formunda birer kilise bulunmaktaysa da Yeni Bahçecik’te ki kilise fethin ardından Küçük Fatih Cami adıyla camiye dönüştürülmüştür.
Şirin Hatun Cami, Şehzade Abdullah’ın annesi Şirin Hatun tarafından 1470’de Ortahisar İç Kale semtinde yaptırılmıştır.
Hacı Kasım Camii 1531 yılında Trabzon Defterdarı Hacı Kasım tarafından Hacı Kasım semtinde yaptırılmış, sonradan Trabzon valisi Haznedar Süleyman Paşa tarafından tamir ettirilmiştir.
Hasan Ağa Camii, 1548-1552 yılında Semerkandlı Hasan Ağa tarafından Mumhane önü mevkiinde yaptırılmıştır.
İskender Paşa Camii Trabzon valisi İskender Paşa tarafından 16. yüzyılda Gâvur Meydanı’nın doğu ucunda mevkiinde yaptırılmış, 1882 ve 1973’de onarım görmüştür.
Pazarkapı Camii Trabzon valisi Kasım Bey tarafından 1563’de Pazarkapı semtinde yaptırılmış, 1876’de belediye başkanı İzzetlü Rıza Efendi tarafından onartılmıştır.
Erdoğdu Camii 15. yüzyılda Erdoğdu mahallesinde inşa edilmiş, 1899’da onarım görmüştür. Tek şerefeli, dört duvar üzerine bir çatıdan ibaret olan caminin minberi 16. Yüzyıl yapımıdır.
Tekke Camii, 1591’de Derviş Ali Baba tarafından Tekke mahallesinde tekke olarak yaptırılan kare planlı bir yapı olup, 1923’de camiye çevrilmiştir.
Hatuncuk Camii, Kavak meydanında Emir Mehmet türbesinin yanında bulunan 16. yüzyıl yapımı bulunan kare planlı kesme taştan yapılmış tekke iken 1923’de camiye çevrilmiş, 1971’de minare eklenmiştir.
Tabakhane Camii, 1533 yılında Tabakhane semtinde inşa edilen kalın taştan örülmüş, kare planlı, tek şerefeli, çatısı kiremitle örtülü bir yapıdır.
Musa Paşa Camii, 1668 tarihinde Musa Paşa tarafından Musa Paşa mahallesinde yaptırılan kesme taştan kare planlı, tek şerefeli bir yapıdır.
Hacı Yahya Camii, 1781 tarihinde Hacı Yahya tarafından Mumhane semtinde yaptırılmış, dikdörtgen planlı bir cami olup, şadırvanı da bulunmaktadır.
Ahi Evren Camii, II. Abdülhamit döneminde sultandan aldığı 900 altın ile Hacı Hakkı Baba tarafından Boztepe semtinde yaptırılan kare planlı, tek şerefeli bir cami olup, 1976’da onarım görmüştür.
Konak Camii, 18. yüzyılda Uzun Sokak’ta yaptırılan kare planlı, ahşap tavanlı bir yapı olup, 1883 yılında onarım görmüştür.
Semerciler Camii, 18. yüzyılda Çarşı mahallesinde yaptırılan kare planlı, kuzey girişi 2 kubbeli bir yapı olup, 1820’de onarım görmüştür.
Tavanlı Camii, Gazipaşa mahallesinde 1874 yılında Ketencizade Hacı Mehmet tarafından yaptırılmış, kare planlı, tek şerefeli, çatısı kiremitle örtülü bir yapıdır.
Çarşı Camii, 1839 yılında Trabzon valisi Hazinedarzade Osman Paşa tarafından yaptırılan dikdörtgen planlı, tek şerefeli bir camidir.
Zeytinlik Cami, Uzun Sokak’ın güneyinde, Saray sinemasının yanında 17-18. yüzyıllarda Ofluoğlu Hacı Mustafa Efendi, Hacı Salih Efendi ve Ahmet Efendi’nin ders verdiği medresenin yerine 1962’de inşa edilen caminin adıdır. Daha öncesinde ise ancak bir tanesi günümüze ulaşabilmiş 3 yarım daire formunda apsidli bir kilisenin bulunduğu anlaşılmaktadır.[44]
İrene Kulesi, Fatih Kulesi ve Cephanelik adlarıyla da bilinip Yeni Cuma mahallesinde yer alan kule, Trabzon İmparatorluğu’nda iç çekişme ve kamplaşmaların doruğunda olduğu imparatoriçe İrene Palaiologina (1340-1341) iktidarında muhtemelen siyasi karargâh olarak inşa edilmiştir. 25 m yüksekliğinde kesme taştan dairesel yapı Osmanlı-Rus hatta I. Dünya Savaşı’nda Rus işgali sırasında cephanelik olarak kullanılmış, 1918 yılında meydana gelen bir patlama sonucu önemli ölçüde harap olmuşsa da yakın zamanda yapıyı turizme kazandırmak amacıyla restore edilmiştir.
Orta Hisar’da bulunan Kule ve Çifte Hamam dışında İmaret, Aşağı Hisar, İskender Paşa, Gâvur ve Tekfur Saray hamamları tarihi öneme sahiptir.
Bedesten, Çarşı mahallesinde Semerciler caminin batısında, Taş Han’ın yanında bulunan 11. yüzyıl Cenevizli yapımı kesme taştan 20.60 x 22.60 m kare planlı, 48 gözlü kubbesiz taş yapı olup, Osmanlı döneminde de aynı amaçla kullanılmıştır.
Kaynak: Özhan Öztürk. Pontus: Antik Çağ’dan Günümüze Karadeniz’in Etnik ve Siyasi Tarihi (Genişletilmiş 3. Baskı). Nika Yayınları. Ankara, 2016
[1] Bıjışkyan, 1988: 90. Ayrıca Bkz. Etimoloji
[2] Trabzon surlarının son derece detaylı incelemesi Bryer ve Winfield tarafından yapılmıştır (Bryer, 1985: 178-195)
[3] Evliya, 2008: 2, 102; Bıjışkyan, 1998: 92
[4] Erkekler ve kadınlar kısmı ayrı olduğundan Çifte Hamam adıyla da bilinmektedir (Usta, 1999: 41)
[5] Bryer ve Winfield, 1985: 183 not: 51
[6] Papadopoulos-Kerameus, 1965: 120
[7] İstanbul’un fethinde de yararlılık yapmış olan Zağanos Paşa 1467-1469 tarihleri arasında Trabzon’da valilik yapmış, sonrasında Balıkesir valiliğine gönserilmiş ve orada gömülmüştür. II. Murad’ın damadı olan Zağanos Paşa bir süre için –o dönem için Hristiyan olan- Trabzon prensesi Anna ile de evli kalmıştır. Zağanos adı iddia edildiği gibi (Gövsa: 1945, 410) “şahin” olmayıp, kanımca Rumca /c/, /ç/ /z/ ses değişimi Türkçe’ye çağanos olarak geçen bir yengeç türüdür (Trabzon’da cahana/zahana olarak bilinir). Hatta “omzunu ileri sürüp çenesini çarpıtarak yürüyen kimselere” takılan bir lakaptır. Rum veya Arnavut dönmesi veya saraya çocukken alnmış bir köle olmalıdır ki baba adının Abdullah olması da bu düşünceyi güçlendirmektedir.
[8] Clavijo, 1859: 59-64
[9] Horuluoğlu, 1978: 10; Bryer ve Winfield, 1985: I, 185-86
[10] S. Balance yapının duvarlarını incelediğinde 10, 11 ve 12. yüzyıllara tarihlendiğini bildirince Bryer ve Winfield yapının 10. yüzyıldan önce inşa edildiği iddiasına şüpheyle yaklaşmıştır (Ballance, 1960:151; Bryer ve Winfield, 1985: 239)
[11] Βaklanov, 1927-1928: 389.
[12] Joseph Lazaropoulos, IX. Konstantine Monomakhus (1042‑1055) döneminden beri bilindiğini ve kilisenin içerisinde bulunan Theotokos adlı altın bir ikona ile ilişkili olduğunu bildirmiştir (Bryer ve Winfield, 1985: 239, not. 452; Hrisantos, 1933: 379‑380, 386, 390.)
[13] Khalkokondyles, 1834: 463-464; Lazaropoulos, 1965: 131; Hrisantos, 1933: 392, dipnot. 3, 9, 393 dipnot. 4; Bryer ve Winfield, 1985: 242, dipnot. 471
[14] Horuluoğlu, 1978: 17-18. Rivayeti 1598’de kaydeden Trabzonlu Mehmet Aşıktır (Usta, 1999: 40)
[15] Başbakanlık Osmanlı Arşivi. Bâb-ı Âli Evrak Odası Sadaret Evrakı Mektubi Kalemi, Umum Vilâyat Kısmı Dosya No: 444, gömlek no: 56
[16] Akbulut, 1953: 9
[17] Uspenski, 1916 yazı boyunca yapının çatısını restore ettirerek, kendi deyişiyle Trabzon’daki son imparatorun mezarını yok olmaktan kurtarmış ve Trabzon’dan ayrılmadan önce imparatorun kemiklerini metropolit Hrisantos’un adamlarına bir belge karşılığında teslim etmiştir (Bryer – Winfield, 1985: 20)
[18] Hrysantos, 1933: 382, 389
[19] Hrysantos, 1933: 79, 389; Bryer ve Winfield, 1985: 239
[20] Bryer ve Winfield, 1985: 219
[21] “St. Anne Kilisesi Basil, Leo ve Alexander zamanında yenilendi. Strategos ve protospatharios Alexios kiliseyi MS 884/885 yılında yeniledi”.
[22] Bryer ve Winfield, 1985: 183, 246
[23] Μillet, 1895: 437
[24] Hrysanthos, 1933: 375; Ballance, 1960: 154
[25] Hrysanthos, 1933: 439; Bryer ve Winfield, 1985: 220
[26] Rice, 1929-1930: 55; Bryer ve Winfield, 1985: 220
[27] Horuluoğlu, 1978: 29-31. Aşık, 1598’de II. Mehmet’in burada değil Ortahisar Camii’de cuma namazını kıldığını bildirmiştir (Usta, 1999: 43)
[28] Mintslov, 1991b: 41-42
[29] İrene tapınağın küçük bir modelini avuçları arasına almış olarak tasvir edilmişse de 1834’de İrene’nin portresi despot Andronikos Komnenos’un ki ile değiştirilmiştir.
[30] Bıjışkyan, 1998: 104-5; Bryer ve Winfield, 1985: 244; Tournefort, 2005: 120-24
[31] Cumont, mağaranın Mithra kültü döneminden kaldığını iddia etmiştir.
[32] Babası caminin batısındaki “darü’t-ta’lim”de fakir çocuklara kuran öğreten Trabzonlu Mehmet Âşık, caminin kıble tarafından mahbah ve fırının yanı sıra misafirlerin hayvanları için ahır, mutfak zahiresi için mahzen ve kiler bulunduğunu, yetimlere günde 2 defa yemek verildiğini bildirmiştir (Usta, 1999: 42)
[33] Caminin giriş kapısı üzerindeki 1885 (Hicri 1301) tarihli kitabe onarım tarihini göstermekte olup, türbenin yapım tarihini gösteren (Hicri 911) tarihli kitabeden ve Evliya Çelebi’nin notlarından caminin yapım tarihlendirilmektedir.
[34] Kütüphane bir süre sonra tahrip olunca Trabzon valisi Hazinedarzade Osman Paşa yenisini inşa ettirmiş, 444 kitap bulunan kütüphanenin açılışını kardeşi 1860 yılında Abdullah Paşa yapmıştır (Alikılıç, 2001: 309)
[35] Yüksel, 1991: 74
[36] Goloğlu, 2000: 34; Gökbilgin, 1952: 46¸ Yüngül, 1982: 104. Osmanlıca bânu “hatun; gelin” (Devellioğlu, 2002: 70) Rûm “Romalı; Anadolu; Sivas yöresi; Osmanlı” Rumi “Anadolulu” (Devellioğlu, 2002: 898) anlamlarına gelmektedir. 16. yüzyıl Anadolu’sunda bir kadına yakıştırılan ve muhtemelen lâkabın 20. yüzyılın “ulusçu” algısıyla yorumlanması hele ki “yanlışlıkla veya kasıtlı olarak bazı yabancılar, Gülbahar Hatun’u Maçkalı bir Rum kızı olarak tanıtmaktadır. Gerçekte kendisi özbeöz bir Türk kızıdır” (Albayrak,1999: 141) gibi ifadeler kullanılarak bizzat II. Mehmed’in eşi, Yavuz’un babaannesi Abdullah kızı Hüma Hatun’un Sultan anası olmasına Hristiyan doğup, Hristiyan ölmesi gibi örnekler ortadayken (Kinross, 1973: 89) kabul edilebilir değildir. Gülbahar Hatun’un kimliğine dair iki görüş ileri sürülmüştür: İlki Trabzon folklorunda II. Mehmed’in Trabzon seferi sırasında beğenip saraya getirdiği Maçka’nın Livera (Yazlık) köyünden Rum kızı Maria’nın Gülbahar Sultan olduğuna dair bir söylence diğeri ise bazı araştırmacıların Gülbahar Hatun’un aslında Dulkadirli Beyi Alâeddin’in kızı Ayşe Hatun olduğudur ki (Goloğlu, 200: 34-36) her ikisi de ispatlanabilir delillere sahip değildir.
[37] Ermenice “toplantı salonu”. Ortaçağ döneminde Manastır komplekslerinde kiliseye önünde giriş olarak kullanılan dikdörtgen yapılardır.
[38] Ermenice “Nurlu Su” (Bıjışkyan, 1998: 109)
[39] Bryer ve Winfield, 1985: 208; Bıjışkyan, 1998: 108
[40] Bıjışkyan, 1998: 109
[41] Ballance, 1960: 169
[42] Ermeni kültüründe özel bir yeri olan anıtsal taşların adı olup, taş üzerine kazınmış haç figürünün çevresinde çoğunlukla gül, yaprak, üzüm, düğüm, güneş diski motiflerine de yer verilmektedir.
[43] Bryer ve Winfield, 1985: 226-8
[44] Bryer ve Winfield, 1985: 245