Site icon Özhan Öztürk Makaleleri

El Cid

El Cid heykeli. Kastilya, İspanya

El Cid, gerçek adı Rodrigo Díaz de Vivar (1044-1099) olup, El Cid Campeador olarak da bilinen, Müslüman Araplara karşı savaşmış Kastilyalı askeri ve politik lider ve diplomattır. Araplarca “El Seyid” (Efendi) olarak tanınan kahramanın lakabı İspanyol ağzında El Cid’e dönüşmüş ayrıca Hıristiyanlarca şampiyon anlamına gelen El Campeador olarak adlandırılmıştır. Ölümünden 1 asır kadar sonra anonim bir yazar El Cid’in kahramanlıklarını El Poema de Mio Cid (Benim Cid’imin şiiri) adlı manzum destanında anlatınca ünü hızla yayılan El Cid zamanla İspanya’nın milli kahramanı kabul edilmiştir.

El Cid’in hayatı

1040 veya 1043’de Kastilya başkenti Burgos’un kuzeyinde küçük bir köy olan Vivar’da doğan bir asilzade olan Cid, Kastilya sarayında zamanının prensi ve geleceğin kralı olan II. Sancho’nun hizmetinde bulunmuştur. Kahraman daha delikanlılık çağındayken sarayda görev alan Kastilya asillerinden birisi olan babası Don Diego Lainez’e hakaret eden Don Gómez’den kafasını keserek intikamını almıştır. Ferdinand, Rodrigo’nun davranışını bağışlamayarak sürgün edince 300 şövalye ile birlikte krallıktan ayrılmışsa da Araplarca kuşatılan bir kaleyi kurtararak kahraman olunca affedilip ülkeye dönüşüne izin verilmiştir. Babası I. Ferdinand’ın 1065’te ölümünden sonra tahta geçen Sancho Endülüs üzerine yürüyerek Araplarca yönetilen pek çok kenti ele geçirirken, gerçekleşen savaşlarda El Cid büyük kahramanlık ve başarı göstermiştir. 1063’de Graus kasabasını Arap lider El Muktedir’e karşı başarıyla savununca “El Campeador” unvanını kazanmış ardından 1067’de Endülüs kenti Zaragoza’ya saldırarak şehrin yöneticisi Emir Al-Muktadir’ın Sancho’nun tebaası olmasını sağlamıştır. Kardeşi Sancho’yu öldürüp tahta geçen VI. Alfonso tarafından sürgüne gönderilen kahraman Araplarla mücadelesini sürdürmüş, Cantar del Destierro (Sürgün Şarkısı) adlı destanda bahsi geçen kahramanlıklarıyla gözüne girdiği yeni kral tarafından affedilmiştir. Onun yokluğunda Araplara kaptırılan Valencia kahraman tarafından geri alınmıştır. 1075’de Alfonso’nun akrabalarından Oviedo’dan Ximena ile evlenmiş, çiftin 3 çocuğu olmuştur. 1079’da Granada Emiri Abd Allah ve müttefiki García Ordóñez’i yenmeyi başarmışsa da sefer için Alfonso’nun iznini almadığı için 1080’de yeniden sürgüne gönderilmiştir. Barselona’ya giden Cid burada iyi II. Ramon tarafından karşılanmayınca Zaragoza’ya giderek El Mutamin’in emrine girmiş, o günden sonra da kenti Barcelona ve Aragon saldırılarına karşı başarıyla korumuştur. 1086’da Kuzey Afrikalı Araplar kalabalık bir orduyla Yusuf ibn Taşfin liderliğinde Endülüs’e girerek 23 Ekim 1086 tarihindeki Az-Zallaqah savaşında Hıristiyanları büyük bir yenilgiye uğratınca Toledo’ya kaçan Alfonso El-Cid’i geri çağırmıştır. 1090’da Hıristiyan ve Araplardan oluşan bir orduyla Barselona kralı II. Ramón Berenguer’i Tebar’da yenerek düşmanını esir etmiş, fidye karşılığı bırakırken kızını da düşmanının oğluyla evlendirmiştir. 1092’de ise Valencia’da çıkan ayaklanmayı bastırdıktan sonra kenti ele geçirerek Hıristiyan ve Müslümanların birlikte çalışıp ortaklaşa savunduğu kentte bağımsız prensliğini ilan etmiştir. Cantar de las Bodas (Evlilik Şarkısı) adlı destanda 1094’te Valencia’yı fetheden Cid’in burada evlendiği ve kenti 1099’da ölümüne dek yönettiği anlatılmaktadır. Kahramanın ölümü Poema del Cid adlı destanda anlatılmakta Fas kralı Cucar, Valencia’yı kuşattığında kahramanın rüyasına giren St. Peter 30 gün içinde zafer kazanacağını ama bunun yaşamına mal olacağını bildirmiştir. Gerçekten de 10 Temmuz 1099’da oklanarak öldürülen El Cid’in karısı Ximena, Valencia’yı 3 yıl daha yönetmişse de sonunda kenti Araplara bırakmak zorunda kalmıştır. El Cid’in atının adı Babieca (Aptal) olup, söylenceye göre daha çocukken vaftiz babası rahip Pedro El Grande Cid’e atlarından birisini seçmesini söylemiş o da gidip en zayıfını seçince rahip dayanamayıp aptal diye bağırınca atın adı Babieca olmuştur. El Cid’in kılıcının adı Tizona olup, yapılan incelemelerde günümüzde Madrid Askeri Müzesinde sergilenen kılıcın Kurtuba’da Suriye çeliğinden yapıldığı anlaşılmıştır.

Kaynakça

Özhan Öztürk. Folklor ve Mitoloji Sözlüğü. Phoenix Yayınları. Ankara, 2009

Özhan Öztürk. Dünya Mitolojisi. Nika Yayınları. Ankara, 2016

Exit mobile version