Aşağıda yer alan Alevi Mitolojisi Sözlüğü başlıklı özet çalışmada Alevi söylencelerinde yer alan bazı kavramlar maddeleştirilmiştir.
Âbâyı Sebâ Yedi gezegenin adı olup, yedi baba ya da yedi ata adıyla da bilinmektedir.
Abdallık Bektaşiliğin beşinci derecesinin adıdır
Âlemler 1. Beş ayrı âlemin olduğuna inanılmaktadır. Bunlar:
- Lahut: Tanrısal âlem
- Ceberut: Ruhsal âlem
- Melekler âlemi
- Nasut: Maddi âlem
- Misal: Tüm varlıkların öz formlarının bulunduğu âlem
Abdal Musa Cemleri Kurban kesimi ve diğer masrafların ortak karşılandığı, 12 hizmetin yerine getirildiği ayinlerin adıdır. Abdal Musa Elmalı’da bulunan tekkesinden ve Kaygusuz Abdal’ın şiirlerinden Elmalılı olduğu sanılan, Alp erenlik yakıştırılan bir Bektaşi dervişinin adı olup Nasihatnâme adlı bir kitabı bulunmaktadır.
“Abdal Musa oldum geldüm cihana
Ârifler anlar bizi ne boydanuz”
Alavi Suriye’de yaşayan ve kendini Nusayri, Nusairi, Namiriya, Ansariyya olarak tanımlayan Arap kökenli bir Şii mezhebinin adı olup Anadolu Alevileriyle kısmen benzer inançlara sahiptiler. Nusayri adı Hasan al Askari adlı Şii İmam’ın öğrencisi İbn Nusayr’den (ö. 868) kaynaklanıyor olması muhtemeldir.
Alevilik Hz. Muhammed’in ölümünden ölümünden sonra halifeliğin Hz. Ali’nin hakkı olduğunu savunanların siyasal örgütlenmesi niteliğinde başlayıp, Kuran’ın yorumu ve ibadet biçimleri konunda farklılaşan Şii İslam’ın özgü bir dalı olup etnik açıdan Türk, Zaza ve Kürt gruplardan oluşmaktadır.
Aleviler, Allah’a ve Hz. Muhammed’in peygamberi olduğuna inanmalarının yanı sıra Sünnilerden farklı olarak dört halife (Ömer, Osman, Abu Bekr, Ali) yerine tıpkı Şiiler gibi sadece Hz. Ali (Ali ibn Abi Talib) ile İmam Hüseyin ve İmam Hasan adlı iki oğlunu izlerler. Alevilere göre ehlibeyt ve Hz. Ali’nin yanı sıra sözleri Tanrı buyruğu olarak kabul edilen 12 imam en yüksek dinsel ve siyasal otoritedir.
İslam tarihçilerine göre 400 civarında kola ayrılabilen Alevilik başta Anadolu olmak üzere Suriye, Irak, İran, Mısır, Hindistan, Kuzey Afrika, Orta Asya’ya dek yayılmıştır.
Alevi felsefesi özellikle 13. yüzyılda yaşayan Yunus Emre ve Pir Sultan Abdal gibi sufi ekollerden büyük ölçüde etkilenmiş, hümanist bir karakter kazanmıştır. Timur’un ordusunun önünden kaçarak Anadolu’ya yerleşen Hurufiler, İran Şahı İsmail’in ‘Şah Hatayi’ takma adıyla Türkçe yazdığı şiirler, Orta Asya’dan göçen ozanların ama en önemlisi Hacı Bektaş Veli’nin kuruduğu Bektaşilik kolu bu mezhebin Anadolu’da benimsenmesinde etkili olmuştur.
Aleviler ibadetlerini cami yerine ‘Cemevi’ adı verilen minaresiz dini yapılarda müzik ve semah adı verilen dinsel nitelikli dansların eşliğinde yerine getirmektedir. Cem Ayini denilen toplantılar genellikle kış aylarında ve dedelerin önderliğinde yapılmakta, ayinlere çoluk çocuk kadın erkek tüm cemaat katılmaktadır.
Aleviler, 21 Mart günü kutladıkları Nevruz’u Hz. Ali’nin doğum günü olarak kabul etmenin yanı sıra çölde aç ve susuz bırakıalrak öldürülen Hz. Hüseyin’in anısına Muharrem ayında 12 gün oruç tutarlar.
Hz. Ali’nin imamlığı Hz. Muhammed’e atfedilen ‘ben kimin efendisiysem Ali’de onun efendisidir’ sözüne dayandırılmaktadır. Anadolu’da Aleviler Tahtacı, Kızılbaş, İran’da ise Göranlar adlarıyla da bilinmektedir.
Alevi inanışında Yaratılış [Anadolu]
Önce Tanrı yeşil bir derya yarattı. O derya Tanrının bakışı ile coştu; içinden bir cevher çıktı. Tanrı o cevheri ikiye böldü: biri yeşil biri ak. Yeşil ve kubbeye benzer bir kandile o iki cevher parçasını koydu: yeşil Muhammed’in nuru, ak, Ali’nin nuru idi. Sonra yarattığı beş Meleğe sıra ile: “Sen kimsin? Ben kimim?” diye sordu. Onların her birinden: “Sen sensin. Ben benim” karşılığını alınca onları kahretti. En sonunda Cebrâil’i yarattı. Ona da aynı soruyu sordu. Cebrâil cevap vermedi. Tanrı ona buyurdu, o da ard arda iki kez altışar bin yıl boşlukta uçtu. Sonunda bitkin bir hâle düşünce Tanrı onun ‘batın gözü’nü açtı. Cebrâil gidip yeşil kubbe biçimi kandile kondu. İki nur bir tek vücut olmuştu. Kandildeki ak nur Cebrâil’e Tanrının sorusuna verilecek karşılığı öğretti. Bu kez Tanrı aynı soruyu tekrarlayınca Cebrâil “Sen Yaradansın, ben yaratılmışım. Sen Sultansın, ben kulum” dedi. Tanrı: “Rahmet Üstadına ve Pirine!” diye Cebrâil’i okşadı. Üstat Ali, Pir de Muhammed’dir. Cebrail öteki dört meleğe de Tanrıya verilecek karşılığı öğretti. Azazil Tanrıyı tanımak istemedi ve kandildeki nura tükürdü. Bu tükürük bir halka olup Azazil’in (Şeytan’ın) boynuna takıldı: ‘lanet halkası’ oldu.
Ali-i Abâ Bektaşilerin Hz. Muhammed, damadı Hz. Ali, kızı Fatma ve torunları Hasan ve Hüseyin için kullandığı bir deyimdir. İnanışa göre Hz. Muhammed bir gün Ali, Fatma, Hasan ve Hüseyin’i abasının altına almış ve onları kötülükten koruması için ve günahlarını silmesi için Allah’a dua etmiştir.
Allah Ruhullah Alevi dualarında sıkça kullanılan bir terim olup Allah, Hz. Muhammed ve Hz. Ali üçlemesini içeren bir terimdir.
Altıya gitmek semahı Altı rakamıyla sembolize edilen Allah, Hz. Muhammed, Ali, Fatma, Hasan ve Hüseyin anısına sadece erkekler tarafından oynanan bir semah türüdür.
Aslan Hz. Muhammed göklerden uçarak Miraç’a giderken yolunu bir aslan kesmiştir. Hz. Muhammed yüzüğünü aslanın ağzına atınca aslan ona yol vermiş, Hz. Muhammed ertesi gün yolculuğunu anlatırken Hz. Ali ağzını açarak yüzüğü ona vermiştir. Alevi şiirlerinde Hz. Ali ‘Allah’ın aslanı’ olarak geçmektedir.
Aspare [Alevi Mitolojisi] Bkz. Düzgün Baba
Âyin-i Sûkvâri Kerbela şehitlerini anmak için Muharrem ayında düzenlenen törenin adıdır.
Baba Masur [Alevi Mitolojisi] 13. yüzyılda Tunceli’nin Nazimiye ilçesindeki Muhundu köyüne yerleştiği sanılan, bazı keramet ve mucizeleriyle anılan kutsal kabul edilen din adamı ve efsanevi karakterin adıdır.
Balım Sultan [Alevi Mitolojisi] Bulgar kralının kız dokuduğu seccade namaz kılan kişiyle evlenme sözü vermesine karşın yaşlı bulduğu Bektaşi Ereni Mürsel Baba’yı reddedince, yaşlı adamın kendisine hediye ettiği baldan hamile kalmış ve Balım Sultan adlı kızı doğurmuştur.
Birlenmek Vahdetin sembolü olan bir sayısı Alevi tasavvufunda tanrıyla birleşmek, insan benliğini tanrının bir parçası olarak görmeyi ifade eder.
Cem, Cem Ayini, Ayin-i Cem, Ayinü’l Cem Efsaneye göre eski İran hükümdarı Cem ya da Cemşid’in yılda iki defa gece ve gündüzün eşit olduğu günlerde düzenlenmesini buyurduğu içkili müzikli eğlence törenlerden kaynaklanan bugün sadece dini amaçla düzenlenen sazlı sözlü, kadın ve erkeklerin bir arada gerçekleştirdiği dini törenlerin adıdır. Yapılış amaçlarına göre beş grupta incelenirler:
- İkrar ayini
- Dervişlik ayini
- Baba ayini
- Halife ayini
- Mücerred ayini
Cem ayinlerine katılan on iki hizmet sahibi şunlardır:
1- Dede (Sercem): Cemi yönetir
2- Rehber: Katılanlara yardım eder
3- Gözcü: Düzeni sağlar
4- Çerağcı: Çerağ yakarak cemevinin aydınlatılmasını sağlar
5- Zakir: Üç kişilik saz ekibidir
6- Ferraş: Temizliğin ve düzenin sağlanması için rehbere yardım eder
7- Sakka: Su dağıtır
8- Sofracı (Kurbancı): Dağıtılan yemekler ve kesilen kurban ile ilgilenir.
9- Pervaneler: Semah yapanlar
10- Peyik: Cem yapılacağını etrafa yayar
11- İznikci: Cemevinin temizliğini sağlar
12- Bekçi: Ceme gelenlerin evlerini bekler
Çârdeh Mâsum-u Pâk, On dört Saf masum Hz. Muhammed, kızı Fatma, Fatma’nın eşi Hz. Ali ile Ali ile Fatma’nın soyundan gelen 11 kişi (Hasan, Hüseyin, Ali Zeynelâbidin, Muhammedül Bakr, Câferus Sadık, Musâ Kâzım, Ali Rıza, Muhammed Takiy, Ali Nakiy, Hasan Askerî, Mehdî) kutsal kabul edilmektedir.
Damızlık Tahtacı adı verilen Alevi Türkmenlerin her yıl ilkbahar mevsiminde kapı kapı dolaştırdıkları bir gence verdikleri isimdir.
Dardan İndirme Ölen kişinin borçları varsa onların karşılanmasını sağlamak ve ölünün öbür dünyada darda kalmasını engellemek amacıyla ölümün üçüncü veya kırkıncı gününde düzenlenen toplantının adıdır. Tahtacılarda diğer Alevilerin aksine bu uygulama olmayıp ölen kişinin borç ve alacakları çocuk ve kardeşleri tarafından üstlenilir.
Dede Karkın [Alevi Mitolojisi] Güneydoğu Anadolu’da yaşamış, keramet sahibi bir Türkmen babasının adı olup dervişleri geyik derisinden kıyafetler giymekteydi.
Dokuz ruh
- Meleklerin ruhu
- Peygamberlerin ruhu
- Ermişlerin ruhu
- Münimlerin ruhu
- İnançsızların ruhu
- Cinlerin, şeytanların ruhu
- Hayvanların ruhu
- Bitkilerin ruhu
- Doğa elementlerinin ruhu
Dört Kapı Tanrı katına yükselmek isteyen Sufilerin aşması gereken sembolik kapıların adı olup, bunlar ‘şeriat, tarikat, marifet, hakikat’tir.
Dört Kapı Selamı İkrar verme töreninde verilen selamın adıdır:
Esselam-ı aleyküm ey nur-u şeriat erenleri
Esselam-ı aleyküm ey pir-i tarikat erenleri
Esselam-ı aleyküm ey nur-u marifet erenleri
Esselam-ı aleyküm ey nur-u hakikat erenleri
Dört Köşe Sazlı sözlü muhabbetler sırasında aşka gelip okunan nefeslerin adıdır.
Fatma Ana Kuşağı Gökkuşağı’na verilen isim olup adını Hz. Muhammed’in kızı ve Hz. Ali’nin karısı Fatma’dan almıştır. Anadolu’da Ebemkuşağı adıyla bilinmektedir.
Arapça Abbas’ın eli ya da hamsa adı da verilmesinin yanı sıra Yahudi folklorunda Hameş eli ya da Miriam’ın eli olarak da bilinir. Kartaca ana tanrıçası ve bereket sembolü olan Tanit kültüyle alakalı olduğu sanılmaktadır.
Güneş Hz. Muhammed güneş, Hz. Ali ise ay olarak tasvir edilmektedir:
“Yer yok iken, gökte yeşil zenbil varken, içinde Muhammed ve Ali vardı. Her ikisi dünyayı aydınlatırlardı. Güneş, Hz. Muhammed, Ay, Hz. Ali’nin nurudur. Ondan beri insanlar Allah’ı, Muhammed’i ve Hz. Ali’yi severler, güneşi ve ayı ilk gördüklerinde yüzlerini o tarafa dönerek dua ederler. Sonra ellerini üç defa (Allah, Muhammed, Ali) diye yüzlerine sürerler”
Hazerat-Hamze, ‘Beş Hazretler’ Tanrı’dan doğan varlıkların kâmil insan olmalarına dek aşması gereken sembolik basamakların adıdır. Bunlar:
- Hazret-im gayb-ı mutlak: Tanrı’nın varlığı
- Âlem-i Cebrut: Ruh âlemi
- Melekler Âlemi: Ru ile Maddi âlem arasında geçiş bölgesinin adı.
- Âlem-i şehadet: Maddi âlem
- Kamil/Olgun/yetkin insan
İmam Hz. Ali’nin soyundan gelen din adamlarına verilen isimdir.
İmam Bakır İmam Zeynel Abidin’in oğlu, Hz. Hüseyin’in torunu olup on iki imamdan birisidir.
İman-ı Şahadet, Üçlü Şahadet Allah, Hz. Muhammed ve Hz. Ali birliğine inancın adıdır.
Kâbe Kavseyn Tanrı ile insan arasında bulunup hakka ulaşmayı, Tanrı ile hemhal olmayı engellediğine inanılan ‘iki mızrak uzunluğunda’ sembolik bir mesafenin adıdır.
Kaz Ayağı Tahtacıların üç parmak olarak da tanımladıkları Allah-Muhammed-Ali üçlemesinin sembolünün adıdır.
Kızılbaş Şah İsmail’in babası Şeyh Haydar kırmızı bir taç taktığından Aleviler kırmızı renkli başlık takmaya başlamışlar, zamanla Alevi dedeleri tarafından da benimsenmiş ve Aleviliğin sembolü olmuştur.
Kutbeyn, İki Kutup Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin’den bahsedilirken kullanılan terimdir.
Mevalid-i Selase Üç âlem, üç çocuk, üç doğurgan öz (cansızlar, canlılar ve Bitkiler) için kullanılan terimdir.
Muhabbet Sofrası, Ali Sofrası Okunan bir nefesin ardından birlikte yemek yenilen dost sofrasının adıdır.
Bektaşilikte zikirden sonra sofra kurulur. Mürşidin izniyle önce üç adet nefes, ardından içinde 12 imamın adının zikredildiği ‘Düvaz’ veya ‘Düvazde imam’ denilen manzumeler okunmakta, nefes okuyanlara saz heyeti eşlik etmektedir. Muhabbete başlarken çalınan ilk müziğe ‘Peşrev’ denir ve ardından ‘Dem’ler içilir. Muhabbet bölümünde semah gösterileri müzik eşliğinde yapılmaktadır.
Nevruz Alevi inancında farklı anlamlar kazanmış olup Hz. Ali’nin doğum günü, halife olduğu gün, Hz. Fatma ile evlendikleri gün, hatta oğulları Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin’in doğduğu gün ve Kerbela olayının olduğu gün olarak da kabul edimektedir
On iki 12 kapı, 12 imam gibi tanımlar rakamın sembolik bir değeri olduğunu göstermektedir. Yılın 12 aya bölünmesi Alevilikten daha eski bir gelenek olup sembolün muhtemel kaynağı da olabilir.
On iki Dilimli Külah Haydari tarikatının on iki imamın sembolü olarak taşıdıkları başlığın adıdır.
On iki İmam, Eimme-i İsnâ Aşer [İslam] Şii inancında Ali’den itibaren 12 imam halife kabul edilmektedir. Bunlar sırasıyla:
- Hz. Ali: Hz. Muhammed’in amcasının oğlu ve damadıdır.
- Hz. Hasan: Hz. Ali’nin büyük oğlu
- Hz. Hüseyin: Hz. Ali’nin ikinci oğlu
- Hz. Zeynelabidin: Hz. Hüseyin’in oğlu
- Muhammed Bakır: Hz. Zeynelabidin’in oğlu
- Caferi Sadık: Muhammed Bakır’ın oğlu
- Musa Kazım: Caferi Sadık’ın oğlu
- Ali Rıza: Musa Kazım’ın oğlu
- Muhammed Taki: Ali Rıza’nın oğlu
- Ali Naki: Muhammed Taki’nin oğlu
- Hasan Askeri: Ali Naki’nin oğlu
- Muhammed Mehdi: Hasan Askeri’nin oğlu
On iki İmam Orucu Bkz. Muharrem Orucu
On iki İmamcılar, Onikiciler, İtna Eşariye İran, Azerbaycan, Irak ve Bahreyn’de yaygın 12 İmam’a inanan en kalabalık Şii grubunun adıdır. Alevi olmayıp, Anadolu’da Şii, Caferi ve İmami isimleriyle bilinirler.
İmamiler:
- Kur’ân’a alternatif yorum getirirler
- Hadisleri farklı yorumlarlar
- Bazı hadislerin doğruluğunu kabul etmezler
- 12 İmamın masumiyeti ve doğruluğuna inanırlar
- Sünnilerin kesinlikle kabul etmediği mut’a ‘geçici evlilik’i uygun bulurlar
- Son imamın bir mağarada saklandığına ve zamanı geldiğinde Mehdi olarak ortaya çıkacağına inanırlar.
- Hüseyin’in şahadetini her yıl Muharrem ayının 10. gününde (Aşure) ‘Matem’ adı verilen törenler düzenleyerek anarlar.
- Bazıları Hz. Ali’yi tanrının habercisi olarak Hz. Muhammed’e eş tutar.
On iki Koyun On iki imamı tanımlamak için kullanılan bir terimdir.
On iki Post Tarikatın görev aşamalarını tanımlayan ve her biri bir imamı simgeleyen bir terimdir. Bunlar:
- Horasan postu
- Ahmet-i Muhtar postu
- Ali postu
- Aşçı postu
- Ekmekçi postu
- Nakibpostu
- Atacı postu
- Meydancı postu
- Türbedar postu
- Kurbancı postu
- Mihmandar postu
Rica-ûl Gayb Sayılarının yedi ya da kırk kişi olduğuna inanılan, Tanrının dünyanın manevi düzenini sağlamakla görevlendirdiği erenlere verilen isimdir.
Semah 1. Alevi dini ayinlerinde oynanan semahın iki formu vardır:
- Ali Nur Semahı: Bitiminde dua edilmekte, ağırlama, canlanma ve yeldirme aşamalarından oluşmaktadır.
- Aliyar Semahı: Silifke yöresinde evliler tarafından oynanılmakta, ‘Tarikat semahı, Kırklar semahı, İçeri semahı’ bölümlerinden oluşmaktadır.
- [Bektaşilik] Alevilerden farklı olarak Bektaşilerde tıpkı zikir de olduğu gibi semaha da tarikat üyesi olmayanlar alınmamaktadır.
Mürşidin huzurunda ve mürşide niyaz etmekle başlayan semahlar iki, dört, altı, sekiz, on ve ikişerli gruplar halinde kadın erkek bir arada icra edilmektedir. Semahlar genellikle ‘ağırlama’ adlı bölümle başlayıp, daha hareketli olan ‘yeldirme’ ile devam etmektedir. Bu sırada semahlar için bestelenmiş nefesler ve deyişler okunmaktadır. Semah nefeslerinde mısra ortasında ve sonunda “şah ya, şah, hü, eyvallah” ve benzeri eklemeler yapılmaktadır. Muharrem ayında yapılan ayin-i Cemlerde semah dönülmemekte bu toplantılarda Hz. Hüseyin ve Kerbala üzerine söylenmiş nefesler ve bilhassa mersiyeler okunmaktadır.
Şah Farsça hükümdar anlamına gelen terim Şii inancında tüm imamlar için kullanılmaktadır. Alevilerce ise Hz. Ali ve Şah İsmail’i tanımlamak için kullanılmaktadır.
Taç Giymek Alevi tasavvufunda dervişlerin sahip olması gereken on iki özelliğin adıdır:
- Bilgi sahibi olmalı
- Asi olmamalı
- Nefsine hâkim olmalı
- Gaflete düşmemeli
- Açgözlü olmamalı
- Dünyevi arzulardan uzak olmalı
- Arzularının esiri olmamalı
- Şehvet düşkünü olmamalı
- Kibir sahibi olmamalı
- Kimseye acı çektirmemeli
- Cimri olmamalı
- Vesvececi olmamalı
Tarikat Namazı, Halka Namazı Cem ayini sırasında cemaatin halka veya hilal formunda toplanarak kıldığı iki rekatlık namazın adıdır. Tarikat namazı, ‘Pir’ bulunan toplantılarda ve cem ayinlerinde yüz yüze dönülerek kıble olarak insan seçilerek (insana secde edilerek) Tanrı’ya ulaşmak amacıyla kılınmaktadır.
Tavşan Eti Alevi inancında tavşan uğursuz bir hayvan olarak algılanıp eti yenilmemektedir. İnanışa göre Hz. Ömer’in kadın olup iki çocuk doğurmuş, sonra bu çocukların tavşana dönüşmüştür. Aybaşı gördüğü, aslının kedi olduğu, anasının babasının eşe kolduğu, etsiz içi sadece kanla dolu bir canlı olduğu da söylenmektedir (Boratav 1984: 56).
Tevelli, Tevallâ Arapça ‘yakınlık’ anlamındaki ‘vela’ kelimesiyle alakalı olup Ali’nin soyunu dost saymak anlamına gelmektedir.
Üç Düğüm Eline-beline-diline sahip olma prensibinin sembolü olarak bir tığbente atılan üç düğümün adıdır.
Yedi Gök Evrenin yedi gökyüzünden oluştuğuna inanılmaktadır. Bunlar:
- Zühal
- Müşteri
- Merih
- Güneş
- Zühre
- Utarit
- Ay
Yedi İmamlar Alevilikte saygı gösterilen bu dini önderler sırasıyla Ali, Hasan, Hüseyin, Zeynel-Abidin, Muhammed Bakır, Caferi Sadık’tır. Yedi imam’ın ardından sekizinci imam konusunda anlaşmazlık olmuştur.
Yediler Tanrının olağanüstü özellikler bahşettiği Hak Erenleri’ne verilen isimdir.
Yezid Ebu Müslim kitabında yer alan kötüleme amaçlı bir hikâyede Muaviye’nin bir duvar dibinde tuvaletini yaparken cinsel organını bir akrebin soktuğu, ölümden kurtulmak için bir kadınla yatmak zorunda kalınca kısır bir cariye ile birlikte olduğu, cariyenin hamile kalıp Yezid’i doğurduğu anlatılmaktadır. Alevi inancından olmayan kişiler de Yezid olarak nitelendirilmekteydi.
Zülfikâr Hz. Ali’nin uç kısmı çatal şeklinde ikiye ayrılan çentiğe sahip formdaki kılıcının adıdır. Söylenceye göre bu kılıç Bedir savaşı sırasında müşriklerden el-As bin Munebbih’ten ele geçirilen bir ganimet olup Hz. Muhammed tarafından Hz. Ali’ye verilmiş ve şeklinden dolayı Arapça ‘çentikli, boğumlu’ anlamına gelen Zülfikar olarak adlandırılmıştır. Horasan erleri adı verilen çıplak ayaklı Alevi dervişlerinin göğüslerinde dövmeyle yazılmış Hz. Ali’nin adı ya da zülfikar resmi bulunmaktaydı.
Kaynakça
Özhan Öztürk. Folklor ve Mitoloji Sözlüğü. Phoenix Yayınları. Ankara, 2009