Ceviz ağacı ve kabuklu meyvesinin adı olup, Türkçe’ye Arapça aynı anlamdaki cawz (جوز) kelimesinden geçmiştir. Trabzon ağzında cevüz, çeviz (Akçaabat) ve cö:ğüz (Şalpazarı), Ordu ağzında cevüz şekilden söylenirken, Trabzon Rumcası karidhi, Lazca ise kakali ve nezi adlarıyla bilinmektedir. Lazlar ayrıca cevizi dibekte ezerek nozilehi adıyla bilinen yağını çıkarmaktadırlar (Latince Juglans regia, Almanca Walnuβ, İngilizce common walnut, İspanyolca Nogal, Fransızca noix, İtalyanca Noce comune; Yunanca karudi ‘Καρύδι’)
Cevizin faydaları
Bölgede antik çağlardan beri yiyecek ve ilaç yapımında kullanılan ceviz meyvesini, Pontus kralı Mithridates’de panzehir olarak kullanmıştır:
“Çok eski cevizler kangrene, çıbana ve çürüklere faydalıdır. Ceviz ağacının kabuğu dizanteriyi iyileştirir. Sirke ile ovulmuş yaprakları ise kulak ağrılarını giderir. Büyük kral Mithridates yenildiğinde, Pompeus kralın kendi el yazısı ile yazılmış bir ilaç reçetesi bulmuştur. İki kuru ceviz, iki incir ve yirmi yaprak sedef ezilerek üzerine bir tutam tuz eklenir. Bu karışımı alan kişi bütün zehirlere karşı korunmuş olur” (Plinius, Naturalis Historiae XIX, xxvi, 82).
Osmanlı tahrir defterlerinde bölgede bol miktarda bulunan cevizin üzerinden öşür alınabilecek ticari kıymette olduğu görülmektedir.
1933-1939 yılları arasında Doğu Karadeniz bölgesinde özellikle Artvin’in iç bölgesindeki, tarihi ceviz ağaçları ormanları Nazi Almanya’sına ihraç edilmek için kesilerek, tahrip edilmiştir. O dönemde dek bolca ceviz yetişen Ardanuç’un bazı köylerinde ceviz ağacı dikmenin uğursuz sayıldığından dolayı, ceviz ağacı diken kişinin muhakkak öleceğine inanılmaktaydı ki Ünsal bizzat şahit olduğu ceviz katliamını şu sözlerle anlatmıştır.
“Yalnız bizim köyde yani Aşağı ve Yukarı Irmaklarda dedelerimizin asırlar boyu büyük bir ihtimamla büyüyüp korudukları yüzlerce devasa ceviz ağacı hiç acınmadan yerlerinden sökülmüş ve ceviz kütüğü, ceviz uru adı altında ikinci dünya harbi öncesinde yok pahasına Hitler Almanya’sına satılmıştı”
Ardanuç ilçesi Yukarı ırmaklar köyü önünde bulunan ve cinli olduğu iddia edilen devasa ceviz ağacı da 1933 veya 1934 yıllarında kesilerek kerestesi Almanya’ya satılmıştır ki köy halkı Türkçe konuşmakla birlikte ağacın adının Gürcüce ‘efendi’ anlamında batono (ბატონო) kelimesiyle ilişkili olması ağaçlara tapınma geleneği bağlamında dikkat çekicidir.
Kaynakça
BİLGİN, M & YILDIRIM, Ö. (1990), Sürmene. Sürmene Belediyesi Kültür Yayını. İstanbul s.274
BUCAKLİŞİ, İ.A. & UZUNHASANOĞLU, H. (1999). Lazuri- Turkuli Nenapuna. Akyüz Yayıncılık. İstanbul s. 304
CAFEROĞLU, A. (1946; 2. Baskı 1994), Kuzey-Doğu İllerimiz Ağızlarından Toplamalar. İstanbul s. 313
DEMİR, N. (2001), Ordu İli ve Yöresi Ağızları. Türk Dil Kurumu Yayınları. Ankara s. 338
IŞIK, A. (2001), Antik Kaynaklarda Karadeniz Bölgesi. Türk Tarih Kurumu. Ankara s. 110
ÖZTÜRK, Özhan. Karadeniz Ansiklopedik Sözlük. Heyamola Yayınları. İstanbul, 2005
ÜNSAL, O. (1999), Artvin ve Çevresinde yaylacılık ve Pancarcı şenlikleri. Nart Yayınları. İstanbul s. 170
ZEKİ, M. (1999), Artvin İli Hakkında Genel Bilgiler. Şavşat Kültür Turizm ve Danışma Derneği Yayınları. İstanbul s. 65.