Balaban, Anadolu’da Diyarbakır, Edirne, Kırklareli, Malatya, Mardin, Urfa, Van ve Erzincan’da (Ocakbaşı köyünün eski adı), Anadolu dışında Irak, Afganistan, İran, Moldova, Yunanistan (Drama’da Trakhónion köyünün eski adı), Bulgaristan’da (Plovdiv’de Yagodina köyünün eski adı) çok sayıda yerleşime adını veren kelime Trabzon ilinde Hayrat ilçesine bağlı bir kasabanın ve Vakfıkebir ilçesi, Yalıköy Belediyesine bağlı Küçükdere mahallesinin eski adıdır. Trabzon hicri 921 (MS 1515) tarihli tahrir defterinde Trabzon iline bağlı Of nahiyesi, Çufaruksa köyünde Papas Balaban, Kalokir Balaban ve Hristotolo Balaban adlı üyeleri bulunan Hıristiyan bir ailenin yaşadığı görülmektedir. Aynı zamanda Bersim kökenli, anadili Zaza’ca olan bir Alevi aşiretinin de adı Balaban olup, günümüzde çeşitli bölgelerde soyadı olarak da kullanılmaktadır.
Balaban nedir?
Modern Türkçe ‘iri, büyük’ anlamına gelen kelime Anadolu dışı Türk dillerinde de mevcuttur (Gagavucaz, Azerice, Karaçayca, Kumıkca ‘balaban’, Tatacra ‘balban’, Kazakca, Kırgızca ‘balapan’, Özbekce, Uygurca ‘palapan’). 13. yüzyıl öncesi Türkçe içinde kullanımı Hakazca, Kıpçakca, Harzemşahca ve Çağatayca ‘yavru kuş’ ve metaforik olarak ‘çocuk’ olup, Codex Cumanicus’ta (1300) ‘bir tür yırtıcı kuş’ olarak anılmaktadır. Yakutca ve Tuvanca gibi uzak Asya Türk dillerinde bulunmaması, kelimenin kökeninin başka bir dilden geldiğini düşündürmekteyse de bu konuda bir fikir birliği yoktur. En muhtemel aday olan Farsça’da ‘bâlâ’ kelimesi sıfat olarak “yüksek, yukarı, üst, yüce” isim olarak “boy” anlamına gelmekte olup Osmanlıca’ya da girmiştir. İkinci kelime Farsça isimden ve fiilden isim türeten “-ci, -cü” anlamındaki eki ‘bân’ olmalıdır. Bağ-ban (bağcı), pâs-ban (bekçi) gibi. Bu duruma göre balaban “yüksekçi, boylu” anlamı verir ve bu tanımı sadece boy için değil ağırlık ve büyüklük olarak da algılayabiliriz. Dolayısıyla kelime erken dönemde Farsçadan ödünçlenmiş olduğu düşünülebilir. Bununla hem Türkçe ‘yavru kuş’ anlamındaki ‘bala’ hem de Farsça ‘bâlâ’nın bir şekilde kaynaşıp karıştırılması da mümkündür. Azerice ‘kaval”’ anlamı da kaydedilen kelime Anadolu’da bir çeşit mey olan nefesli bir çalgı (Azerice balaman, Dağıstan balaban), iri cüsseli adam veya hayvan, davul tokmağı, oynatılan ayı, bir çeşit balıkçıl olan balaban kuşu (balaban ‘botarus stallaris’, küçük balaban ‘ixobrychus minutus’) ve davulu da tanımlayacak şekilde anlam genişlemesine uğramıştır. Lazca balabani formunda çekirge kuşu (Pazar), Megrelce ise ‘zeki, akıllı’ anlamları kaydedilen kelime Trabzon’a bağlı Maçka’nın Çamlıdüz köyünde bir çocuğun eline aldığı salyangozu kabuğundan çıkarmak için söylediği bir tekerlemede muhtemelen ‘yavru’ anlamıyla kullanılmaktadır:
‘ Balaban çık çık/ Anan baban öldü/ Malı sana kaldı/ Balaban çık çık’
Kaynakça
BUCAKLİŞİ, İ.A. & UZUNHASANOĞLU, H. (1999). Lazuri- Turkuli Nenapuna. Akyüz Yayıncılık. İstanbul s. 9
BRENDEMOEN B. (2002), The Turkish Dialects of Trabzon. 2 cilt. University of Oslo. Oslo 86/ 135
CLAUSON, G. (1972), An Etymological Dictionary of Pre-Thirteenth Century Turkish. Oxford s. 332
KADSHAİA, O. & FÄHRINCH, H. (2001), Mingrelisch-Deutsches Wörterbuch. Wiesbaden s. 22
ÖZTÜRK, Özhan. Karadeniz Ansiklopedik Sözlük. Heyamola Yayınları. İstanbul, 2005
UMUR, H. (1951), Of Tarihi. İstanbul s. 36, 38