Türk Tarihi

Cengiz Han ve Moğol İmparatorluğu

Cengiz han adıyla tanınan Temuçin ( veya Timuçin 1162/67-1227), bir zamanlar dünyanın beşte birini kontrol eden Moğol İmparatorluğu’nun (1206-1368) efsanevi kurucusu ve lideriydi. Cengiz Han önderliğindeki Moğollar 25 yıllık bir süre Büyük İskender’in ulaştığı sınırların dört, Roma İmparatorluğunun ise iki katına denk gelen bir alanı ele geçirmeyi ve dünyanın en büyük kara imparatorluğunu yönetmeyi başarmıştı. Moğol platosunun göçebe kabilelerini birleştirdikten sonra, Orta Asya ve Çin’in diğer parçalarını fethetmiş, soyundan gelenler imparatorluğu daha da genişleterek Polonya, Vietnam, Suriye ve Kore gibi uzak yerlere doğru ilerlemişlerdi.

Oku
Karadeniz Tarihi

Samsun Tarihi: Roma ve Bizans dönemi

Makale: Özhan Öztürk Amisos, Roma döneminde Hristiyanlığın devlet dini yapılmasının ardından Hristiyanlaşan ve Bizans döneminde “Pontika diyozesi[1]” adı verilen Karadeniz sahili dışındaki bugünkü Çorum, Sivas, Yozgat, Gümüşhane, Erzincan ve Tokat vilayetlerine denk düşen idari bölge içinde yer almıştır. Bu dönemde kentte Yunanlılar ve yerlilerin yanı sıra tıpkı Amasya, Tokat ve Sebastopolis’te olduğu gibi bir Yahudi cemaatinin de varlığı söz konusu olup, bölgeye göç yoluyla mı yoksa Kapadokya çevresindeki prenslikler yoluyla mı geldikleri hakkında bilgi yoktur[2].

Oku
Karadeniz Tarihi

Amasya Tarihi: Selçuklu dönemi ve Eretna Beyliği dönemi

Makale: Özhan Öztürk Selçuklu dönemi Bizans imparatoru VII. Mikhael, Anadolu’yu yağmalayan Kelt kökenli asi komutan Roussel’in yakalanıp kendisine teslim edilmesini Selçuklular’a ücret mukabili önerince Suriye Meliki Tutuş Roussel’i adamlarına yakalatarak Amasya’daki Bizans birliğinin komutanına teslim ettirmiştir. Buna karşın, imparatorun Amasya’ya strategos autokrator rütbesiyle gönderdiği I. Aleksios elinde para olmadığı için parayı Amasya halkından toplamaya çalışmıştır. Parayı vermekte gönülsüz olan Amasyalılar’a hitap eden Aleksios’un imparatorluk sınırı içerisindeki Amasya’yı gurbet yeri[1] olarak tanımlaması bölgede Rumlaşmanın ancak kısmen gerçekleştiğini ve Ermeni etnisitesi ve kültürünün bölgedeki gücünü gösterir niteliktedir[2].

Oku