Greek familiy from Asia Minor, 1834
İstanbul Cemaat ve Topluluklar Karadeniz Tarihi Yunanistan Tarihi

Osmanlı Devleti’nde Mübadele öncesi Rum Göçleri

Osmanlı coğrafyasında göçler çeşitli faktörlerin etkisiyle gerçekleşmekle birlikte bunlar süre, sebep, karakter, biçim, sıklık derecesi ve göçmen sayısı, bakımından farklılık göstermekteydi. Osmanlı dönemindeki göçler birçok tarihçi ve diğer sosyal bilimciler için sıkça kurcalanan çalışma ve araştırma konusu olmakla birlikte bu yazıda göç fenomeni açıklanmaya çalışılmayacak, yaşananlara değinilecekse mümkün olduğunca iki boyutlu yorumlanmaya çalışılacaktır. Öncelikle göçlerin zorunlu veya gönüllü olup olmadığı, mevsimsel veya kalıcı mı olduğunu her seferinde ve her vaka için ayrı ayrı belirtmek gereklidir. Göçmen psikolojinin ise neredeyse her zaman geri dönme hayalini canlı tuttuğunu ve kalış süreleri ne…

Oku
Karadeniz Tarihi

Megali İdea ve Pontus: Siyasi Arenada Venizelos ve Hrisantos

Makale: Özhan Öztürk  “Ben bir tohum ektim, zamanı geldiğinde ülkem onun muhteşem meyvelerini toplayacak” Rigas Feraios[1]  Bağımsız Yunanistan’ın kuruluşu’nun Anadolu Rumlarına Etkisi 1821 Yunan isyanı sırasında Yunanistan’da yaşayan 25 bin kadar Müslüman sadece Hristiyan Yunanlılar’a ait bağımsız bir Yunanistan yaratma önünde engel görüldükleri için çoluk çocuk katledilmiş olup, işlenen cinayetler bir nefret patlamasından ziyade önceden planlanmış siyasi bir planın uygulanmasından ibarettir ki[2] 1830’da Osmanlı imparatorluğu Londra Protokolü ile Yunanistan’ın bağımsızlığını tanımak zorunda kaldığında karşısında artık Türksüz, Müslümansız bir devlet bulunmaktaydı. 

Oku
Karadeniz Tarihi

Pontus İsyanı: Protestan Kilisesi, Patrikhane ve Rus Çarlığı’nın Etkisi

Makale: Özhan Öztürk Protestan Kilisesinin etkisi 19. yüzyıl Anadolu’sunda özellikle Amerikalıların, başını çektiği Protestan misyoner kuruluşlarının kurduğu okullar vasıtasıyla Rum Cemaati’nin entelektüel gelişime katkıda bulunduğunu bildirmekte yarar varsa da misyonerler, eğitim alanında elde ettikleri başarıyı[1] dini alanda gösterememiş[2] bu yüzden 1850’de Babıâli tarafından Protestanlara millet statüsü tanınmasının ardından Ortodoks Rumlardan ziyade Ermenilere yönelmişlerdir.

Oku