Halkbilim Mitoloji Türk Mitolojisi

Ay (Mitoloji)

AY Gökyüzündeki en parlak ve büyük cisim olan ayın dünyanın etrafında dönerken hilalden, yarımay ve dolunaya büyüyüp küçülerek girdiği formlar doğum ve ölüm döngüsüyle özdeşleştirilirken sadece geceleri insanlar uykudayken görünmesi de öteki dünya ve ölüm ile ilişkilendirilmesine sebep olmuştur.

Hint Mitolojisinde Ay

En eski söylencelerde ruhların aya giderek yeniden doğuş vaktini beklediklerine inanıldığı görülmektedir. Vedik ilahilerde bazen ‘Soma’ adıyla anılmaktaysa da genellikle eril olarak tanrılaştırılmıştır.

Aztek Mitolojisinde Ay

Bkz. Miktekakuiatl

Pers Mitolojisinde Ay

Bkz. Metra

Polinezya Mitolojisinde Ay

Ay tanrıçası Hina yanı zamanda yaratıcı tanrıça olarak görülmekte ve ‘wahine’ olarak adlandırılan kadınlar yeryüzünde onu temsil etmekteydi. Yeni Zelanda’da yaşayan Maoriler ise ayı ‘insan yiyen’ adıyla anmaktaydı.

Yunan Mitolojisinde Ay

Apollo’nun kız kardeşi Artemis ile ilişkilendirilmekteyse de Hekate, Kynthia ve Selene adlarıyla da anılmıştır. Bir söylenceye göre Selene, Endymion adlı yakışıklı bir krala âşık olmuş, bu evlilikten 50 kız doğmuştur.

Roma Mitolojisinde Ay

Bkz. Luna

Kuzey Amerika Yerlileri Mitolojisinde Ay

Çeşitli kabilelerce ‘Hiç ölmeyen Kadın’ ve ‘Ebedi’ adlarıyla anılırken kimi kabilelerde eşi ve çocukları yıldızlar olan eril formda düşünülmüştür.

Eskimo Mitolojisinde Ay

Erkek formunda iglosunun önünde oturan bir avcı olarak tasvir edilmekteydi.

Güneydoğu Asya Mitolojisinde Ay

Genellikle hem eril hem de dişil formlarda tanrılaştırılmış Kamboçya’da kimi zaman yakışıklı bir derebeyi kimi zaman ise ayı formunda düşünülmüştür. Çin kökenli olduğu sanılan efsanelerde Güneş prenslerinin ay prensesleriyle evlilikleri anlatılmaktadır ki Nagi Soma ve Brah Khan efsaneleri bunların en önemlileridir. Gök kralı Brah Khan’ın yeryüzünde yaşayan Biman Khan adlı güzel bir kıza âşık olup beraberinde göğe götürmüş kız aya dönüşmüştür. Biman Khan kralın diğer karılarınca hoş karşılanmayınca onlardan daha yüksek bir yerde durmak istemiş bu yüzden esen şiddetli rüzgârdan kopan kafası yeryüzüne düşmüştür. Bir pagoda önünde Buda heykeli önünde muhafaza edilen kadının başı türlü maceralardan sonra gökyüzüne dönüp gövdesiyle birleşmiş, kocası tarafından terk edilen Biman Khan, Suryavan adlı güneş prensiyle evlenmiştir.

Afrika Mitolojisinde Ay

Kenya’da yaşayan Luyia halkının söylencelerinde güneş ve ayın birbirini kıskanan iki erkek kardeş olduğu, güreşirken ayın çamura düşerek ışığının gücünün azaldığı anlatılmaktadır. Nijerya’da yaşayan Efik halkından ise güneş ve ayın bir zamanlar yeryüzünde yaşayan karı-koca iken, yeryüzünü sel basmasının ardından gökyüzüne kaçtıklarına dair bir söylence derlenmiştir.

Endonezya Mitolojisinde Ay

Java adasından derlenen bir söylencede Nawang Wulan adıyla bilinen ay tanrıçasının yeryüzüne yıkanmak için indiği sırada sihirli pelerinini

Türk Mitolojisinde AY-ATA

Mısırlı Kıpti tarihçi Abu Bakr İbn-‘Abdallah ad-Dawadari’nin 1309-1336 arasında yazdığı ‘Durar at-tigan wa-gurar tawarib az-zaman’ adlı eserinde 10. yüzyıl bir Arap yazmasından aktardığı bir Türk destanına göre Türk hanedan soyunun dayandığı Ay tanrısının adıdır. Hıristiyan ve İslam yaratılış söylencelerinden etkilendiği anlaşılan destanda Ay-Ata Âdem eşi Ay-Wa ise Havva olarak düşünülmüş Karatay dağlarında bir mağarayı basan suyu doldurduğu insan formundaki çukurlardaki çamuru 9 ay süresince güneşin kurutmasıyla canlanan ilk insan çiftinin erkeği olduğu anlatılmaktadır.

Eskimo Mitolojisinde AY MASKESİ

Bir ayin maskesi olup, üzerindeki insan yüzü dünyayı, etrafındaki tahta gökyüzünü, iç içe geçmiş iki çember evrenin kademelerini, tüyler ise yıldızları sembolize etmekteydi.

AY TAZISI Bkz. Managarm

Türk Mitolojisinde AY TOYON

Sibirya’da yaşayan Yakut halkının inanışında ışık tanrısının adıdır. Hayat ağacına tünemiş iki başlı bir kartal olarak tasvir edilmekte, aynı zamanda doğum ve bitkilerin büyümesinden sorumlu bereket tanrısı olarak da kabul edilmekteydi.

AY TUTULMASI

 Afrika Mitolojisinde Ay Tutulması

Benin’de yaşayan Fon halkının inanışında yaratıcı tanrının erkek görünümü Lisa güneş ile dişi görünümü Mawu ise ay ile ilişkilendirilmekte güneş ve ay tutulmaları bunların nişanlanması veya cinsel birlikteliği olarak yorumlanmaktaydı.

Anadolu Folklorunda Ay Tutulması

Anadolu’nun bazı bölgelerinde ayın cin, peri ya da canavarlar tarafından kaçırıldığı, korkup saklandığı ya da bir yere kaçtığı için ay tutulmasının gerçekleştiğine inanılmakta bu yüzden yaratıkları korkutup Ay’ı kurtarmak için davul veya teneke çalınarak gürültü yapılmaktaydı. Hint mitolojisinde ise ayın Rahu adlı iblis tarafından yutulduğu için tutulduğu kaydedilmiştir. Ay tutulması, ayın insanlara hilal ya da dolunay formunda gözükmesi gibi çeşitli kültürlerde uğur ya da uğursuzluk olarak yorumlanarak günlük olayların akışını etkilemekteydi. Sözgelimi Karadeniz bölgesinde yeni doğan çocuklar güzel olmaları şifasız hastalar ise iyileşmeleri için ay ışığına çıkarılmaktaydı. Bkz. Alako

Kaynak: Özhan Öztürk. Dünya Mitolojisi. Nika Yayınları. Ankara, 2016

27-28 Şubat 1877 gecesi gerçekleşen Ay tutulması sırasında İstanbulluların gökyüzüne ateş açması, Le Monde Illustré, 17 Mart 1877

Geçtiğimiz ayın [Şubat 1877] 27’sini 28’ine bağlayan gece İstanbul’da büyük heyecan yaşandı. Bulutsuz gökyüzünün yüksekliklerine ‘tünemiş’ olan Ay, Müslümanlara tutulmanın müthiş bir manzarasını sundu. Türklerin bu olgu konusunda her zaman çok tuhaf fikirleri olmuştur. Tutulmanın, Ay’ı kemirmek için ona saldıran bir canavar tarafından oluştuğuna kuvvetle inanmaktaydılar. Halbuki, bu gök cisminin onlar için özel değeri vardı. Armaları hilal ve yıldızdan meydana gelmiş değil midir? Dolayısıyla canavarın Ay ile savaşmasının, onlar için özel bir önemi vardı. Bu yüzden, gece boyunca her Türk, Türkiye’yi koruyan bu gök cismine yardım etmek için elinden geleni yapıyordu. Tutulma başlar başlamaz, Türkler sokaklara döküldü veya evlerinin terasına çıktılar. Bir kısmı tüfek diğerleri silah atıyordu. Bazıları tencereler üzerine sürekli vuruyor, diğeri elindeki zilleri çalıyordu. Hocalar minarelere çıkmış, ahenkli olan veya olmayan sesleriyle Allah’ı ve Hz. Muhammed’i Ay’ın zaferi için yardıma çağırıyordu. Alışılmışın dışındaki bu hareketten korkan sokak köpekleri, sürüler halinde ve dehşet içinde bağırarak koşuyodu. 27sini 28’ine bağlayan gece Türk mahallelerinde görülen manzara buydu. Bu cehennemi gürültünden birkaç saat sonra, Ay, tamamen eski haline kavuşmuş olarak ve tüm parlaklığı ile Doğu’nun güzel gökyüzünde parıldadı. Ve bu olağan dışı sahnenin aktörleri, Ay’a canavarla savaşması sırasında gösterdikleri etkin yardımlaşmadan dolayı birbirlerini kutladılar ve evlerine girdiler. Saray ricali içinde Harem Ağası yanında Müneccimbaşı’nın bulunduğu bir ülkede, benzer olaylar şaşırtıcı değildir.

Kaynak: Le Monde Illustré, 21e Année, No.1040, 17 Mars 1877, s.166.