Ortadoğu Mitolojisi

Tiamat

Tiamat, Babil yaratılış mitolojisinin yazıldığı Enuma Eliş’te başlangıç okyanusunun kişileştirilmiş formu olarak bahsi geçen dişi ejderhanın adı olup, yeraltı sularının efendisi Apsu’nun karısıdır. Gökyüzü ve yeryüzü var olmadan önce Tiamat ile Apsu sularını birbirine karıştırarak bir tanrılar soyu oluşturmuştur.

Önce tanrı Lahmu ile tanrıça Lahamu sonra sırasıyla Anşar ve Kişar ile gökyüzü tanrısı Anu dünyaya gelmiştir. Nudimmud veya Ea adıyla bilinen bilgelik tanrısı ise en büyük tanrı kabul edilen Anu’nun oğludur. Tanrıların gürültüsünden rahatsız olan Apsu uykusuzluktan şikâyet ederek yavrularını öldürmeye karar verince, Tiamat eşini engellemek istemiş ama başarılı olamamıştır. Apsu’nun kararını duyan tanrılar önce afallamışlarsa da bilge Ea büyülü sözler sarf ederek Apsu’nun derin bir uykuya dalmasını sağlamıştır. Ea, Apsu ile başdanışmanı Mummu’yu bağladıktan sonra Apsu’yu öldürmüş, Mummu’yu ise esir almıştır.

Ea ile karısı Damkina’nın Marduk adlı bir oğlu olmuş, Anu doğum hediyesi olarak Marduk’a 4 rüzgâr güçlü vermiş, çocuk rüzgârlarla oynarken Tiamat’ı rahatsız etmiş ve yeni doğurduğu yavrusunu uyandırmıştır. Yavrusunu korumak isteyen Tiamat kızdığı Marduk’a savaş ilan etmiş dahası 12 canavar (3 boynuzlu yılan, yılan ejderha, aşırı kıllı bir yaratık, fırtına canavarı, aslan iblis, aslan adam, akrep adam, fırtına özü, balık adam ve boğa adam) doğurarak bunları aşığı Qingu’nun komutasında hasmının üzerine göndermiştir. Tiamat aynı zamanda ilahi yasalar ve insanların gündelik hayatını kontrol eden kader tabletlerini de aşığına teslim etmiştir. Tiamat’ın gücünden ürken Ea tanrılar kralı Anşar’a yardım istemek için gitmiş, Ea’nın emriyle Tiamat’ı engellemek için harekete geçmişse de güç ve büyüsü hasmını yenmek için kâfi gelmemiştir. Sonunda Ea Marduk’u yanına çağırarak tanrılar adına Tiamat’a karşı savaşmaktan başka çaresi olmadığı söyler. Bunun üzerine Marduk, Tiamat’a meydan okumuş ve teke tek mücadelede yenmeyi başarmıştır. Tiamat’ı ağla yakalayıp, yüzüne hastalık saçan bir rüzgâr üfleyen Marduk hasmını sersemlettikten sonra, karnından oklamış ve kalbini çıkararak öldürmüştür. Tiamat’ın cesedini fırlatıp atan kahraman Qingu’yu ele geçirip kader tabletlerini almayı başarmıştır. Marduk daha sonra Tiamat’ın bedenini iki parçaya ayırarak bunların birinden gökyüzü,  diğerinden ise yeryüzünün, gözlerinden Fırat ve Dicle nehirlerinin, göğüslerinden ise dağların oluşmasını sağlamıştır. Tiamat’ın 12 canavarını da yenen Marduk bunları Apsu’nun kapısına heykel olarak diktikten sonra, Qingu’yu da öldürmüş, insanoğlu Qingu’nun kanından şekillenmiştir. Tiamat, Tamtu veya Tiawat adlarının yanı sıra İbranice Tohu ve “sel” anlamına gelen Tchom olarak da bilinmekteydi.