Karadeniz Tarihi

Kerç (Pantikapeum,  Kaisareon, Bosphor, Karç) ve Agrippiya (Phanagoria)

Makale: Özhan Öztürk

Pantikapeum[1], Kırım yarımadasının en doğusunda Kerç (Kimmer) boğazının kıyısında Mithridates tepesi üzerinde MÖ 7-6. Yüzyıllar arasında Miletlilerce kurulmuş bir Yunan kolonisinin adıdır.

Pantikapeum Arkeoloji

Kimmer Boğaz Krallığı’nın başkenti olan Pantikapaion ve civarında MÖ 525-500 yıllarına tarihlenen çömleklerin yanı sıra bronz işçiliğine dair kanıtlar bulunmuştur. Anokhin, MÖ 480-440 yıllarına ait ve bugün British Museum’da bulunan Apollonia sikkelerinin Pantikapaion tapınağı darphanesinde basıldığını iddia etmiştir. Mikhailovka’da 1982-84 yılları arasında yapılan kazılarda MÖ 6. yüzyıla dek uzanan çeşitli katmanlara rastlanmış, MÖ 4. yüzyıla tarihlenen 3. Tabakanın Diodorus Siculus’un Spartokid kardeşlerin kavgası sırasında kraliyet kalesi olduğu iddia edilmiştir.

1878’de MÖ 2. yüzyıla tarihlenen bir heykel tabanı olduğu anlaşılan 2 parçalı bir mermer yazıt bulunmuş, 1898’de St. Petersburg’da bulunan Hermitage Müzesi’ne nakledilmiş olup, yazıt incelendiğine MÖ 110-107’de Kırım seferine komuta eden Pontuslu general Diophantos’u onurlandırmak amacıyla hazırlandığı anlaşılmıştır.

Kerç Stili vazolar

Attik kırmızı figürlü seramik vazolara arkeologlarca verilen isim

Kerç vazosu, MÖ 370-350. Louvre, Paris (Fotoğraf: Wikipedia)

olup, MÖ 375-320 arasına tarihlenen beyaz ve altın yaldızın bolca kullanıldığı çok renkli boyama stiline sahiptirler. Akdeniz bölgesine önemli ölçüde ihraç edilen vazolarda kadınların günlük yaşamına ilişkin abartılı sahneler, Dionysos, Demeter ve Artemis tasvirleri özellikle Griffin ile savaş motifi karakteristiktir.

Pantikapeum Sikkeleri

Pantikapeum’da MÖ 6. yüzyılın ikinci yarısından itibaren gümüş, MÖ 4. yüzyıldan itibaren ise altın ve bakır sikkeler basılmış olup, MÖ 1. yüzyılın sonlarında kentin adı geçici olarak Kesarea olarak değiştirilince yeni sikkelerde bu isim kullanılmış, sikke basım işi Roma döneminde de MS 4. yüzyıla dek devam etmiştir.

MÖ 480-470 tarihli gümüş Arheanakhtid sikkelerinin ön yüzünde karınca, arka yüzünde dörde bölünmüş karenin boşluklarında birer nokta, MÖ 438-433 tarihli gümüş Spartokhid sikkelerinin ön yüzünde aslan başı, arka yüzünde dörde bölünmüş karenin boşluklarında birer nokta, MÖ 393-389 tarihli I. Satire dönemi sikkelerinin ön yüzünde Satire’in portresi, arka yüzünde mersin balığı, MÖ 314-310 tarihli I. Perisad sikkelerinin ön yüzünde Satire’in portresi, arka yüzünde yay ve ok, MÖ 294-284 tarihli III. Spartok sikkelerinin ön yüzünde Satire’in portresi, arka yüzünde boğa başı, MÖ 220-210 tarihli II. Levkon sikkelerinin ön yüzünde Poseidone’un portresi, arka yüzünde bir kadırganın pruvası, MÖ 170-160 tarihli gümüş III. Perisad drahmilerinin ön yüzünde Apollon’un portresi, arka yüzünde bir kartal, MÖ 150-140 tarihli gümüş IV. Perisad drahmilerinin ön yüzünde Apollo’nun portresi, arka yüzünde lir tasviri ve ΠΑΝΤΙΚΑΠΑΙΤΩΝ yazısı, MÖ 90-80 tarihli Mithridates Eupator dönemi gümüş drahmilerinin ön yüzünde Poseidon’un portresi, arka yüzünde çelenk ve ΠΑΝΤΙΚΑΠΑΙΤΩΝ yazısı, MÖ 47-37 tarihli Asander dönemi sikkelerinin ön yüzünde Apollon’un portresi, arka yüzünde ok, yay ve ΠΑΝΤΙΚΑΠΑΙΤΩΝ yazısı, MÖ 37-27 tarihli Asander dönemi sikkelerinin ön yüzünde Apollon’un portresi, arka yüzünde Pegasus ve ΠΑΝΤΙΚΑΠΑΙΤΩΝ yazısı, MÖ 27-21 tarihli Asander dönemi sikkelerinin ön yüzünde Apollon’un portresi, arka yüzünde bir kadırga pruvası ve ΠΑΝΤΙΚΑΠΑΙΤΩΝ yazısı, MS 37-38 tarihli Aspurgus dönemi sikkelerinin ön yüzünde bir kadın portresi, arka yüzünde bir sopa ve ΚΑΙΣΑΡΕΩΝ yazısı yer almaktadır.

Apollon Tapınağı Sikkeleri

MÖ 480’de Arkhianaktid hanedanı döneminde muhtemelen

IV. Perisad dönemi MÖ 150-140 Gümüş Diobol.
Aspurgus dönemi MS 37-38 Kaisareon sikkesi

hanedan üyelerinin Şifacı Apollon tapınağının papazları olmasından dolayı tapınakta sikke basılmıştır. Kuzey Karadeniz kolonilerinin koruyucu tanrısı kabul edilen Apollon’un kültü tüm bölgeye yayılmış ve Spartokhid hanedanı boyunca MÖ 4. yüzyıl başlarına dek sikke darp edilmeye devam edilmiştir. MÖ 470-460 gümüş hemiobollerinin ön yüzünde yüz yüze aslan başları, arka yüzünde dört parçalı dikdörtgen içerisinde 2 nokta, MÖ460-450 gümüş sikkelerinin ön yüzünde karınca, arka yüzünde dört parçalı dörtgen içerisinde ΑΠΟΛ yazısı, MÖ 460-450 gümüş diobollarının ön yüzünde yüz yüze arslanlar, arka yüzünde dört parçalı dörtgen içerisinde ΑΠΟΛ yazısı bulunmaktadır.

Kerç Tarihi

MÖ 5-4. yüzyıllarda Yunan asıllı Bosphorus kralları Arkhaeanaktidlerin[2] sonrasında Spartokidlerin egemenliğine giren kent bu dönemde Bosphorus krallığının başkenti olmuştur. MÖ 4-3. Yüzyıllarda Bosphorus krallığının ekonomisi gerek Sarmatların stepleri ele geçirmesi gerekse Yunanistan’a tahıl ihracatından Mısır ile girişilen rekabet yüzünden gerileme dönemine girmiştir. Pontus kralı VI. Mithridates Eupator, krallarına isyan eden İskitlerinde yardımıyla MÖ 107’de son Spartokid V. Paerisades’i tahtından ederek bölgeye egemen olmuş ve daha önceden Aşağı İskityalı Palakus’un rahatsız ettiği Yunanlılara yardım için bölgeye gönderdiği generallerinden (strategos) Sinoplu Diophantus’u Kırım’a yönetici olarak atamıştır.[3] Yaklaşık 50 yıl sonra Mithridates Roma ile giriştiği var olma mücadelesinde hayatını Pantikapeum’da kaybetmiştir. MÖ 63’de meydana gelen bir deprem neticesinde kentin büyük bölümü yıkılmış, MS 3. yüzyılda Ostrogoth ve 375’de Hun saldırıları yıkılmıştır. MS 6. yüzyılda I. Justinian döneminde Bizans egemenliğine girmiş, piskoposluk bölgesi olurken Bosphor adlı kale bir inşa edilmiştir. 576’da Göktürk ve Hunlarca kuşatılan kent 7. yüzyılda Hazarlarca işgal edilmiş ve adı Karça olarak değiştirilmişse de Hristiyanlık yayılmaya devam etmiş, 717’de Baptist John kilisesi işgal edilmiştir. Kiev Ruslarının Hazar devletini yıkmasına karşın kent Hazar savaş lordları tarafından yönetilmeye devam etmiş bunların sonuncusu Georgius Tzul 1016’da Bizans ve Rus ordularının ortak seferinde tahtından indirilmiştir. 10. yüzyılda Kiev Rusları bölgeyi işgal etmiş ve Kırım’a ilk kez Slav yerleşimi olmuş, Timurakan prensliği içinde yer alan Rusya ve Kafkasya ile ticari ilişkileri artan kent Krtchev veya Korçev olarak adlandırılmıştır. Korçev ve civarı 13. yüzyılda Kıpçaklar ardından Moğol işgaline uğramış, Altın Orda devleti sınırlarında yer alan kentte bu devlete her yıl vergi vermek şartıyla 1318’de Cherkio adlı bir Ceneviz kolonisi kurulmuş, 1475’de Osmanlı egemenliğine girmiştir.

Osmanlı döneminde Kerç adını alan kent bağlı olduğu Kefe sancağı ile birlikte Kırım’ın önemli köle pazarlarından birisi olurken[4] Ceneviz kalesi çevresinde gelişmiştir. Evliya Çelebi Kerç kalesinin büyük bir liman ağzında dört köşeli, taş yapı olduğunu içerisinde Sultan Bayezid-i Velî Camii, 200 kâgir yapı, bir hamam, 12 dükkân ve 1 adet kilisenin bulunduğu kale içi halkının çoğunlukla gayrimüslim olduğunu bildirmiştir. Zaporizhia Kazaklarının düzenli akınlarıyla yıpranan ve Rusların bölgeye inmesi üzerine Osmanlılar Kerç boğazını ve şehri korumak için 1703’de kentin 10 km kuzeydoğusundaki Akıntıburnu mevkiinde Yenikale’yi inşa etmişlerdir.

1771’de Rusların Kırım’ı işgal etmesinin ardından 1774’de imzalanan Küçük Kaynarca Antlaşması’yla Kerç ve Yenikale Ruslara terkedilmiş bu dönemde Kerç Rus Karadeniz Filosunun da Kırım’daki ilk deniz üssü olmuştur. 1787-1792 Osmanlı-Rus Savaşı sırasında 19 Temmuz 1790 günü amiral Fyodor Ushakov komutasındaki Rus donanması Kerç boğazında karşılaştığı Osmanlı donanmasına ağır hasar vererek mağlup etmeyi başarmıştır. Rus Çarlığı döneminde coğrafi ve stratejik konumu sayesinde önemli bir ticaret ve balıkçılık merkezi olmuş, Kerç yarımadasına demir madenlerinin keşfedilmesinin ardından 1846’da demir fabrikası inşa edilmiştir. Kırım Savaşı sırasında 1855’de İngiliz ordusunca işgal edilen kentte 19. yüzyıl boyunca çok sayıda atölye, tütün ve çimento fabrikaları kurulmuş, 1900 yılında demiryolu sistemine bağlanmıştır. I. Dünya Savaşı ve Rus devrimi sonrasında gelişmeye devam eden Kerç 1941-45 arasında Alman ve Rus ordularının en kanlı çarpışmalarına sahne olmuştur. Kasım 1941’de Alman ordusunun girdiği kent bir ay sonra denizden başarılı bir çıkarma harekâtı gerçekleştiren Kızıl Ordu tarafından geri alınmış, 1942’de tekrar el değiştiren, Kerç ancak 11 Nisan 1944’te kurtarılabilmişse de kentteki Yahudilerin çoğu Almanlarca katledilmiştir. Kerç günümüzde çoğu Rus asıllı 157 bin kişinin yaşadığı bir ihracat limanı[5], sanayi[6] ve turizm kentidir.

Kerç Tarihi Yerler

Pantikapaeum antik kentinin kalıntıları, MÖ 4. yüzyılda Bosphorus krallarının gömüldüğü Tsarskiy kurganı, MS 717’de inşa edilmiş Baptist John kilisesi, 18. yüzyılda Osmanlılarca inşa edilip 1820’de önemli ölçüde tahrip edilen Yenikale, 1990’larda geri dönen Tatarlarca restore edilen şehir merkezindeki eski cami binası, Mitridat dağı, MÖ 4. yüzyıldan kalma kraliyet mezarı,  MÖ 3. yüzyıldan kalma Melek-Çesmen höyüğü, Kul-Oba İskit höyüğü, 1833–1840’da Mithridat tepesine İtalyan mimar A. Digbi’nin inşa ettiği dev merdiven, 19. yüzyıl ortalarında Rus mimar Totleben tarafından inşa edilen Kerç kalesi ve II. Dünya Savaşı’nda hayatını kaybedenlerin anısına Mithridat tepesine dikilen dikilitaş kentin önemli tarihi yapılarıdır.

Myrmekion

 Myrmekion[7], Pantikapaeum’un 20 stadia kuzeyinde yer alan bir Milet kolonisinin adı olup[8], Osmanlı döneminde üzerine Yenikale inşa edilmiştir. MÖ 5. yüzyılda şarap üretimine yoğunlaşan kent kendi sikkesini basmış, 2.5 m kalınlığında surlarla çevrili olmasına karşın MÖ 4. yüzyılda Bosphorus krallığı tarafından ele geçirildikten sonra Panticapaeum’un gölgesinde kalarak önemini yitirmiştir. Antik site 1950’li yıllarda Polonyalı arkeolog Kazimierz Michalowski tarafından günışığına çıkarılmıştır.

Nymphaion

Nymphaion[9], MÖ 6. yüzyılda Pantikapaeum’un 17 km güneyinde deniz kenarındaki küçük bir tepe üzerinde tahıl üretim ve ticareti yapabilmek için kurulmuş bir emporiumun adıdır.[10] Antik sitenin akropolünde Aphrodite ve Kabiri tapınakları ile Demeter sunağının izleri, MÖ 6. yüzyıla tarihlenen bir attik çömlek,  MÖ 5. yüzyıldan kalma gümüş sikkelerin yanı sıra İskit ok başları gibi İskitlerle yakın kültürel ilişki kurulduğunu gösteren arkeolojik kanıtlar bulunmuştur. MÖ 444’de Atinalı devlet adamı Demosthenes’in dedesi Gylon Peleponnez Savaşı sırasında buraya sürgün gönderilmiştir. MÖ 4. yüzyılda Bosphorus krallığı tarafından ele geçirildikten sonra düşüş sürecine girmiş, MS 3. yüzyılda Gotlar tarafından yok edilmiştir. MÖ 5. yüzyılda kısa süren otonomi döneminde 3 tip sikke basılmış olup, 413-403 gümüş sikkelerinin ön yüzünde kadın portresi, arka yüzünde üzüm salkımı tasviri yer almaktadır.

Tyritake

Tyritake[11], Kırım’ın doğusunda Pantikapaeum’un 11 km güneyinde Kamış-Burun mevkiinde yer alan bir Yunan kolonisinin adıdır.[12] Antik sitede J. Marti başkanlığında 1932’de başlayan kazılar 1946-1957’de V. Gaidukievich, 70 ve 80’lerde D. Kirilin ile O. Shevelev, 200’lerde V. Zinko tarafından sürdürülmüş olup, kentin MÖ 6. yüzyılda kurulduğu, halkının balıkçılık, el sanatları ve bağcılık konusunda uzmanlaştığı, MS 3. yüzyılda Gotlar, MS 4. yüzyılda Hunlar tarafından yağmalandığı ama yerleşimin Ortaçağ’a dek devam ettiği anlaşılmıştır.

Phanagoria, Agrippiya

Phanagoria[13], Kimmer Boğazı’nın Asya yakasında yer alan Taman yarımadasında Hermonassa’nın 25 km kuzeydoğusunda Pers imparatoru Büyük Kyrus’tan kaçan Teoslu kolonistlerce MÖ 543’de kurulmuş bir Yunan kolonisidir. Modern Sennoe kenti yakınlarında yer alan Phanagoria’da MÖ 525-500 tarihli amforalar, MÖ 475-450’e tarihlenen 100’den fazla mezar ve yapı kalıntılar bulunmuştur.

MÖ 5. yüzyılda İskit ve Sindi halklarıyla ticaret yaparak gelişen kent Bosphorus krallığına dâhil olmasından sonra MÖ 4-2. yüzyıllar arasında parlak günler geçirmişse de zamanla önemi azalmıştır. MÖ 1. yüzyılda adı geçici olarak Agrippiya olarak değiştirilmiş ve bu ad altında sikke basmıştır. Mithridat savaşları sırasında Roma ile ittifak yapan ve Pontus kralı II. Pharnakes tarafından kuşatılan kent ölümünden kısa bir süre önce de VI. Mithridates Eupator’a karşı ayaklanmıştır. Pontus devletinin yıkılmasından sonra Roma egemenliğine giren kent MS 4. yüzyılda Hunlarca yağmalanmış, önce 632-665 arasında Büyük Bulgar Krallığı’nın ardından Bizans egemenliğine girmiş ve 12. yüzyıla dek varlığını sürdürmüştür.

Phanagoria Sikkeler

MÖ 5-1. yüzyıllar arasında kısa aralıklar dışında sürekli sikke basılmıştır. MÖ 403-393’de basılan gümüş diobolun ön yüzünde erkek portresi arka yüzünde boğa başı ve tahıl tanesi, MÖ 220-210 sikkelerinin ön yüzünde Satire portresi, arka yüzünde ok ve yay, MÖ 109-100 sikkelerinin ön yüzünde Artemis arka yüzünde geyik tasviri ile ΦΑΝΑΓΟΡΙΤΩΝ yazısı, MÖ 90-80 gümüş didrahmalarının ön yüzünde Dionysos, arka yüzünde çelenk figürü ile ΦΑΝΑΓΟΡΙΤΩΝ yazısı, MÖ 50-48 sikkelerinin ön yüzünde Nike’nin baş ve yıldız, arka yüzünde ΦΑΝΑΓΟΡΙΤΩΝ yazısı ile dal tasviri, MÖ 47-37 sikkelerinin ön yüzünde Apollon’un başı, arka yüzünde ΦΑΝΑΓΟΡΙΤΩΝ yazısı ile ok ve yay, MÖ 27-21 sikkelerinin ön yüzünde Apollon portresi, arka yüzünde ΦΑΝΑΓΟΡΙΤΩΝ yazısı ile bir kadırganın pruvası, MS 37-38 Agrippia sikkelerinin ön yüzünde kadın portresi, arka yüzünde ΑΓΡΙΠΠΕΩΝ yazısı ile bir kadırganın pruva tasviri yer almaktadır.

Kaynak: Özhan Öztürk. Pontus: Antik Çağ’dan Günümüze Karadeniz’in Etnik ve Siyasi Tarihi (Genişletilmiş 3. Baskı). Nika Yayınları. Ankara, 2016

Notlar

[1] Yunanca Παντικάπαιον

[2] Yunanca Αρχαιανακτίδαι

[3] Sinoplu Asklepiodorus’un oğlu Diophantus böylece İskitlere boyun eğdiren ilk yabancı fatih olma unvanını kazanmıştır (McGing, 1986: 51)

[4] Azak, Taman, Kopa ve Sohum ise Osmanlı’nın köle ticareti açısından ikincil derece öneme sahipti.

[5] Buğday, balık, keten tohumu, damızlık tohum, yün ihraç edilmektedir.

[6] Başlıca sanayi kolları madencilik (demir), tersanecilik, balıkçılık, pamuk işleme, konservecilik, tütüncülük, metalürji, değerli taş işlemeciliği, dericilik, çimento, bira üretimi, arıtılmış su, kireç, mum ve sabun üretimi ve değirmenciliktir. (http://www.vatankirim.net)

[7] Yunanca  Μυρμήκιον

[8] Strabon xi. s. 494; Pomp. Mela, II.1.3; Pliny. Nat. IV. 26; Anon. Peripl. 4

[9] Yunanca Νύμφαιον

[10] Scylax, 29; Strabon VII. s. 309; Appian, B. Mithr. 108; Ptol. III.6.3; Anon. Peripl. 5; Pliny Nat. IV.26

[11] Yunanca Τυρικτάκη veya Τωριτάκη

[12] Ptol. III.6.4; Peripl. P. Eux. 4; Bizanslı Stephanus, Ethnika 642, 12

[13] Yunanca Φαναγορία