Karadeniz Tarihi

Trakya ve Bitnynia’ya adını veren halk: Traklar

Son arkeolojik bulguların[1] köklerinin MÖ 3000 tarihine dek indiğini gösterdiği Thraklar veya Traklar[2], Herodot’a göre Hintlilerden sonra yeryüzünün en kalabalık halkı olup, Strabon’a göre[3] 22 kabileden oluşmaktaydı. Traklar, MÖ 5-3. Yüzyıllarda bugünkü Trakya ve Bulgaristan civarında Odrisya krallığı, MÖ 82-44 tarihlerinde Dacia’da Burebista krallığı gibi güçlü devletler kurup, varlıklarını Balkan yarımadasında (Dacia, Moesia, Küçük İskitya, Sarmatya, Pannonia) ve adlarını verdikleri Trakya, Makedonya, Mysia ve Bithynia bölgesinde, Trakya MÖ 46 yılında bir Roma eyaleti olana dek sürdürebilmişlerdir.

Traklar, Hint-Avrupa dil grubuyla ilişkili olduğu sanılan satemik[4] bir dili

Trak savaşçı (Çizim: Johnny Shumate)

konuşmalarına karşın bir yazı dili geliştirememiştir. Trak tüccarlar gerek Yunanlılar gerekse diğer kabileler ile ticaret yapabilmek için linga franca olarak Yunanca kullanıyor, yönetici ve soylular günlük hayatlarında bile bu dili konuşuyordu ki MÖ 3. Yüzyılda Trakya’nın Makedon istilasına uğraması halkın ve kentlerin de Helenizasyon sürecine girmesini sağlamıştır.

Trak halkının genetiği

Ksenofon’un Trakyalıları mavi gözlü ve kızıl saçlı tanımlamasına karşın, günümüzde Traklar’ın kahverengi gözlü ve koyu renk saçlı tipik Akdenizli görünümüne sahip insanlar olduğu anlaşılmıştır. Romanya’nın güneydoğusunda Karadeniz kıyısına yakın Dobruca, Jurilovca, Satu Nou, Babadağ, Niculitel ve Enisala-Palanca bölgelerinden çıkarılan MÖ 10-7. Yüzyıllara tarihlenen iskeletlere yapılan DNA testlerinde İtalyan (% 7.9), Arnavut (% 6.3), Yunan (% 5.8), Romen (% 4.2) ve Bulgarlarla (% 4.2) genetik benzerliği olduğu ortaya çıkmıştır[5]. Kuzey Bulgaristan ve Romanya’da Karpat dağları civarında yaşayıp Yunanlılar tarafından Getae (Γέται), Romalılar tarafından Daci[6] olarak adlandırılan Trak kabileleri kültürel etkileşim yüzünden zaman zaman İskitlerle karıştırılmıştır[7]. Getalar, ölünce tanrıları Zalmoksis[8] ile buluşacaklarına ve yeni bir yaşama başlayacaklarına inanırlardı ki bu yüzden Yunanlılar tarafından ölümsüz anlamına gelen Athanatizontes olarak da adlandırmışlardır.

Josephus, Eski Ahit’te bahsi geçen Yasef’in oğullarından Tiras’ın[9] Thirasialıların atası olduğunu Yunanlıların adlarını Trakyalılar olarak değiştirdiğini bildirmiştir[10]. Bir ilginç teori de eski Yunanca metinlerde geçen “Trakyalı” anlamına gelen Trekios[11] ile “Yunanlı” anlamına gelen Grekios[12] kelimelerinin Trak dilinde Trakya’nın karşılığı olarak geçtiği sanılan Zreki[13] ortak kökünden geliştikleri iddiasıdır.

MÖ 8-7. yüzyıllarda Yunanlılar’ın Ege kıyılarına yerleşmesi ile sahildeki Yunan kolonileri ile Trak halkı arasında ticari ilişkiler kurulmuş, Yunanlılar’a maden tuz, balık, odun ihraç edilirken zeytinyağı, şarap, metal ve seramik eşyalar ithal edilmiştir. Daha çok malın dış pazara sürülmesi ihtiyacı bu dönemde Trakya’da büyük arazi sahipleri ve tarım işçilerinden oluşan sosyal yapıyı ortaya çıkarmıştır. MÖ 5. yüzyılda Persler’in Trakya’yı işgal etmesi ve Yunanlılar’ın Trakya’daki maden kaynaklarını ele geçirmek için askeri yöntemler kullanması çok sayıda Trak kabilesinin bir araya gelerek, Meriç havzasında yerleşmiş bulunan Odrisler’in liderliğinde ilk Trak krallığının ortaya çıkmasına vesile olmuştur. Pers devletine benzer askeri ve idari yapılanma gerçekleştiren Trak ordusunda asiller süvari, halk ise piyade olarak görev yapmakta, Doğu Trakya’daki kabileler orduya zorunlu asker verirken batıdakiler bağımsız davranmaktaydı.

MÖ 4. yüzyılda Makedonlar bölgeye girmiş II. Philip (M.Ö. 359-336) ve oğlu Büyük İskender (386-323) çok sayıda zafer kazanarak Trakya’nın hâkimi olmuş, İskender’in ölümünden sonra generallerinden Lysimakhus (323-281) Trakya’yı yönetmeye başlamışsa da MÖ 281’de ölümüyle Trak kabileleri yeniden özgür olmuşlardır. MÖ 3. yüzyılda Balkanlar üzerinden gelen Keltler Trakya’yı işgal ederek Anadolu içlerine dek ilerlemiş, hatta Doğu Trakya’da bir devlet de kurmuşlarsa da Traklar tarafından mağlup edilmişlerdir. MÖ 2. yüzyılda Selevkoslar bölgede hâkimiyet mücadelesi verirken Romalılar bölgeye girmiş, MS 1. yüzyıla dek çok sayıda Roma-Trak savaşı yaşanmış, Trak kabilelerinin birlik olamaması ve hatta Romalıların tarafını tutması, MS 11-38 arasında kanla bastırılan isyanlara rağmen Roma’nın kesin zafer kazanmasını sağlamıştır. Roma vasılı olan son Trak kralı III. Rhaimetalkes’in MS 45’de ölümünün ardından imparator Claudius Trakya’yı eyalet statüsünde Roma topraklarına katmıştır.

Balkanlar ve Trakya’da Thrak kabileleri (Opermann, 1988)
Trakya’da yaşamış en önemli Trak kabileleri şunlardır:

Edoni[14] veya Edonlar, Güney Trakya’da Nestus ile Strymon nehirleri arasında Axios[15] ovasına dek yaşayan bir Trak kabilesinin adı olup, Makedonlar tarafından sürülene dek Mygdonia’da da varlıklarını sürdürmüşlerdir.[16] Bakkhus tarafından kendisine karşı geldiği için yok edilen Lykurgus’un Edon halkının mitolojik kurucusu olduğu kabul edilmekte olup, Drabeskus[17] ve Myrkinus bilinen en önemli yerleşimleridir.

Bistonlar[18], Rodop Dağı ile Ege Denizi arasında yer alan Abdera bölgesinde Bistonis gölü civarında yaşayan bir Trak kabilesinin adı olup, Dionysus tapınma törenleriyle tanınmışlardır.

Bessi[19], Güney Trakya’da Moesia ile Rodop dağı arasında yaşayan bağımsız bir Thak kabilesi olup, Herodot onları Satrae adlı bir başka Trak Kabilesinin rahip sınıfı olduğunu bildirmiştir.[20] Bessilerin en önemli yerleşimi Edirne yakınlarında bulunan Uskudama’ydı. Arrian, Bessiler’in imparator Augustus’a korkuyla boyun eğdiklerini bildirmiştir.[21]

Dentheletae, Polybius’a göre Strymon nehrinin yukarısında bugünkü Sofya civarında Agriane ve Maedi halklarına komşu yaşayan bir Trak kabilesinin adı olup, MÖ 28-29’da Licinus Crassus tarafından yenilgiye uğratılmışlardır.

Rodop dağı eteklerinde yaşayan savaşçıları kılıç kullanan bağımsız bir Trak kabilesinin adı olup, Thucydides’e göre Trak kralı Stitalkes’in en iyi savaşçılarıydılar.

Maedi[22], Güneybatı Bulgaristan’da Strymon ile Nestus nehirleri arasında yaşayan bir Trak kabilesinin adı olup, en önemli kentleri Iamphorynna’ydı.[23] 1. Mithridat Savaşı sırasında (MÖ 89-84) Dodona ve Delphi’yi yağmalamışlarsa da Sulla tarafından cezalandırılmışlardır. Maedilerin bir bölümü Anadolu’ya göçmüş olup, MaedoBythini olarak adlandırılmışlardır.

Melanditai[24] ve Melanophagi[25] Anabasis’te bahsi geçen birer Trak kabilesinin adı olup, Antik Çağ’da İstanbul’un doğusunda Thynoi halkının güneyinde yaşamaktaydılar.

Odrysae[26], antik Hebrus (bugünkü Meriç) ovasında yaşayan bir Trak kabilesinin adı olup, savaşçı nitelikleri ve gelenekleri çeşitli yazarlarca vurgulanmıştır.[27] MÖ 5. yüzyılda kral Teres (MÖ 460-440) Trak kabilelerinin birliğini sağlayarak kuzeyde Tuna nehrinden güneyde Ege denizine dek uzanan bölgede ilk Trak krallığını kurmuştur.

Sapaei[28], Yunan kenti Abdera civarında yaşayan bir kabile olup, kralları Abrupolis Roma ile ittifak yapmış, Sapei kralları eski Odrysia krallığı topraklarını Roma adına yönetmişlerdir.[29]

Bunlar dışında Asti[30], Apsinthi[31], Brenae[32], Tilataei[33], Krousi[34], Kebrenii[35], Derzai[36], Diobesi, Dolonki[37], Digeri [38], Kaeni, Kikones[39], Koilaleti[40], Koreli[41], Korpili[42], Krestonia[43], Krobyzoi, Maduateni, Nipsai[44], Paiti[45], Pieres[46], Satrei[47], Sycaeboae[48], Scyrmiadae, Sintians[49], Sithones, Tralles[50], Tranipsi, Trausi, Treri, Triballi[51] halkları antik Thrakia’da yaşamış en önemli Trak kabileleridir.

Notlar

[1] Bulgaristan’ın Dubovo köyü yakınlarında açılan, içinde altın kama ve 500 civarında altın minyatür bulunan Trak mezarı MÖ 3.000 yılına tarihlenmiştir. Bkz. BBC News (6 Ağustos 2006) 4 Mayıs 2011 <http://news.bbc.co.uk/2/hi/europe/5251266.stm>

[2] Yunanca Θρᾷκες

[3] Strabon, Geographika VII. 47

[4] İndo-İran dilleri, Ermenice, Balto-Slavik diller, Arnavutça gibi modern dillerin yanı sıra Trak dili ve Dakia dili de bu gruba girmektedir.

[5] Cardos,  2004: 239-246

[6] Dacia halkı adını savaşçılarının kafalarına geçirdiği ağzı açık kurt başlığından almış olmalıdır. Frig dilinde kurt anlamına gelen “daos” kelimesinin varlığı Trak-Frig halklarının özdeşliğine dair kanıtlardan birisidir. Kurt başı sembolü daha sonra Roma lejyonları tarafından da savaş sancağı olarak benimsenecektir.

[7]  “Buradakiler İskit it kopuğu, pantolon giymiş bir Getalı sürüsü” (Ovid, Tristia 4. 6. 47)

[8] Yunanca Ζάλμοξις. Get halkının en önemli tanrısının adı olup, Herodot’un Karadeniz ve Hellespont Yunanlılarından duyduğuna göre Zalmoksis, Pythagoras’un Samos’ta astronomi öğrettiği gerçek bir kişi (IV. 95, 96) veya Pythagoras’tan çok önce yaşamış Mısır’a giderek mistizm üzerine çalışmış öğrendiklerini kendi halkı olan Getlere aktaran zamanla tanrılaştırılmış bir insandır. Zalmoksis adı MS 3-4. yüzyılda Diogenes Laertius tarafından “ayı postu”, Porphyrius tarafından Trak dilinde “saklanmak” anlamına gelen zalmon MS 5. yüzyılda Hesychius tarafından Frig dilinde “yabancı köle” anlamına gelen zemelen (ζέμελεν) kelimeleriyle açıklanmak istenmiştir.

[9] Tekvin 10: 1

[10] AotJ I:6

[11] Yunanca Θρα̂ῐ́κιος, Θρηίκιος.

[12] Yunanca Γραικός.

[13] Yunanca Ζραικη. Romen dilbilimci Sorin Mihai Olteanu, Ezbenis’in oğlu Flavius Dizalas’un kitabesinde (MS 1. yüzyıl) geçen “…σηλητικῆς καὶ Ζραικῆς καὶ Αθιουτικῆς καὶ Βιολητικῆς…” bölge adı Trakya Θραικη > Θρᾴκη ve kabile adı Trakyalılar Θραικες > Θρᾶκες ile Grekler (Γραῖοι) kelimelerinin Trak dilinde Trakya’yı tanımlayan Ζραικη kelimesine bağlamıştır. Greki kelimesi Latince’ye Graeci formunda geçmiştir.

[14] Yunanca Ηδωνοί

[15] Modern Vardar ovası

[16] Thucydides, Peloponnesia Savaşı Tarihi, II.99

[17] Modern Drama

[18] Yunanca Βίστονες

[19] Yunanca “Βῆσσοι” veya “Βέσσοι”

[20] Herodotus, Histroiae, VII.111.1

[21] Arrian, İllyria savaşları, III. 4

[22] Yunanca Μαίδοι.

[23] Livius VII, 26-27

[24] Yunanca Μελανδίται

[25] Yunanca Μελινοφάγοι.

[26] Yunanca Οδρύσαι.

[27] Ksenophon, Hellenika, III.2.1; Herodot, Historiae VI.43.1

[28] Yunanca Σαπαίοι.

[29] Pausanias, Yunanistan, VII.10.1

[30] Livy XXXVIII, 40

[31] Yunanca Αψίνθιοι (Herodot, Historiae I. 119.1)

[32] Yunanca Βρέναι. Strabon’un 7. Kitabında Korpili civarında yaşadıklarını bildirmiştir

[33] Yunanca Τιλαταίοι. Thucydides Serdika civarında yaşadıklarını bildirmiştir.

[34] Yunanca Κρουσαίοι. Halicarnassuslu Dionysius tarafından adları anılmıştır

[35] Yunanca Κεβρήνιοι. (Polyaenus, Stratagems 7)

[36] Yunanca Δερσαίοι

[37] Yunanca Δόλογκοι

[38] Yunanca Δίγηροι (Pliny Nat. 4.18)

[39] Yunanca Κίκονες. Herodot, Odysseus’da Güney Trakya’da İsmara dağının yamaçlarında kurulmuş İsmara kentinde yaşadıklarını, Homer ise İlyada’da Euphemos’un liderliğinde Troyalıların tarafında savaştıklarını bildirmiştir.

[40] Haemus ve Rodop dağı civarında yaşamaktaydılar (Pliny Nat. 4.18; Liv. 38.40; Tac. Ann. 3.38)

[41] Titus Livius, 38. 40

[42] Yunanca Κορπίλοι. Strabon’nun 7. kitabında Brenae halkının komşusu oldukları belirtilmektedir.

[43] Yunanca Κρεστονία. Mygdonia’nın kuzeyinde yaşayan bir Thrak kabilesidir.

[44] Yunanca Νιψαίοι

[45] Yunanca Παίτοι

[46] Yunanca Πίερες. Bryge halkı ile ilişkili bir Thrak kabilesi olup, Kuzey Yunanistan’da Peneius ile Haliakmon nehirleri arasında Olympus dağı civarına dek yaşıyorlardı.

[47] Yunanca Σάτραι. Pangaeus dağı civarında Nestus ile Strymon nehirleri arasında yaşamaktaydılar.

[48] Yunanca Συκαιβόαι

[49] Yunanca Σίντιες “yağmacılar”

[50] Yunanca Τράλλεις. Yolculara musallat olan bir kabilenin adıdır.

[51] Yunanca Τριβαλλοί. Güney Sırbistan’da yaşayan bir Thrak kabilesidir.

Bithynia’da Yaşayan Thrak kabileleri

Bölgenin Karadeniz kıyısında yaşayan en eski ve en önemli otokton halklı Traklar ya da bu halk ile ilişkilendirilen diğer kabilelerdir. Strabon, Bithynia’nın Mysialılar tarafından iskân edildiğini -Karyandalı Skylax’ı kaynak göstererek- iddia etmiş, dahası o dönemde “Bosphorus Thrakius” adı verilen ve Khalkedon ile Byzantion arasında yer alan İstanbul Boğazı’nın daha eskiden Mysia Boğaz’ı olarak adlandırılmasını Mysialıların Trak kökenli olmalarına delil göstermiştir[1].

Strabon’dan 3 asır önce ise Skylax[2], Bithynia Trakları’ndan bahsetmiş[3] yaşadıkları bölgenin sınırlarını vermiştir:

“Mariandynlerin arkasında Trakya Bithynleri, Sangarios Nehri, Artanes adlı başka bir nehir, Thynias adası ki burada Herakleialılar otururlar ve Rebas Nehri bulunur; hemen bundan sonra Boğaz, Pontus’un çıkışında daha önce bahsedilen tapınak, bundan sonra Trakya Bosphoros’unun dışında Kalkhedon kenti, bundan sonra Olbia Körfezi[4]. Mariandynlerden Olbia Körfezinin en iç köşesine kadar -işte burası Trak Bithyniası’dır- yapılan bir kıyı seyri üç gün sürer.”

Bithynia’da yaşamış en önemli Trak kabileleri şunlardır:

Maedo Bythini[5] güneybatı Bulgaristan’da yaşayan Trak kabilesi Maedilerin bir bölümünün Bithnia’ya göçtükten sonra aldığı isimdir.

Bithnyler[6], Homer’in bahsetmediği ama Herodot’un diğerini Thyni olarak bildirdiği iki önemli Trak kolundan birisidir[7]. Pliny[8], Kius ile İstanbul Boğazı arasında Thyni halkının iç bölgelerde ise Bithyniler’in yaşadığını bildirmesine karşın zamanla Thyni adının bir şekilde kullanılmamaya başlanmasıyla Bithyni adı Trak halkı ile özdeşleşmiştir.

Bebrykler, Argonotların “Altın Post” destanında Boğaziçi’nin Asya tarafından rastladıkları bir halkın adı olup, Bithynialılar’ın ataları olmaları muhtemelse de yaşadıkları topraklara Bebrykia adı verilen bu halk ile Frigler ile isim benzerliği de düşündürücüdür. Dionysius Periegetes, Bebyrklerin Kius nehrinin Marmara Denizi’ne girdiği körfezde[9] yaşadıklarını belirtirken, Bizanslı Stephanus Bysnaei[10] adlı bir Bebryk kabilesinden bahsetmiş, Strabon ise onların Trak kökenli olduğunu vurgulamıştır:

“Bithynlere gelince, çoğu yazarlar vaktiyle bunları Mysler olarak adlandırdığı halde, bu yeni ismi, söz konusu ülkeye yerleşmiş olan Traklardan aldıklarını Trakyalı Bithynler ve Thyenler kabul ederler ve delil olarak, bugün bile Thrakia’da belirli insanların Bithynler olarak çağrıldıklarını ve Thyenler içinde, Apolonia ile Salymdessos yakınındaki kıyının Thynia olarak adlandırıldığını ileri sürerler. Kanımca bu insanlardan önce Mysia’ya yerleşen Bebyrkler de Trak idiler. Mysialılar’ın dahi şimdi Moisler denen Traklar’ın kolonileri olduğu söylenir”[11].

Mariandyniler[12], Bithynia’nın kuzeydoğusunda Sangarius ile Billaeus nehirleri arasında Thyni veya Bithyni halklarının doğusunda yaşayıp, en önemli kentleri Heraklea Pontika olan antik bir halkın adıdır[13]. Strabon, Mariandyniler’in Bithynialılar’ın bir kolu ve Trak kökenli olduğunu iddia ederken[14], Herodot tarafından Trak ve Thyni halklarından açıkça ayrılmışlardır[15]. Skylax’ın Mariandynler’in yurdunu tanımlarken İzmit Körfezi’ni çağdaşları gibi Astakus değil de Olbia adıyla anması bu bilgiyi daha eski bir kaynaktan aktardığını düşündürmektedir. Pers İmparatorluğu’nun 3. Şatraplığına dâhil olan bu halkın ülkesini Bizanslı Stephanus Mariandynia[16] olarak adlandırılmıştır. Yunanlı kolonistlere toprak işleyen köleler olarak hizmet eden Mariandynilerin[17] kökeni tartışmalı olup, Trak veya Kaşkaların devamı niteliğinde yerli bir halk olmalıdırlar.

Strabon, Theopompos’a dayanarak Paphlagonia’nın da bir kısmına hâkim olan Mariandynos adlı bir kralın, Bebrykler’in ülkesini ele geçirerek buraya da egemen olduğunu ama sonra kendi adını verdiği ülkeyi terk ettiğini kaydetmiştir[18].

Triballi[19], bugünkü Sırbistan ve Bulgaristan’ın birleştiği bölgede antik Angrus, Brongus ve İskur nehirlerinin arasındaki düzlüklerde yaşamış bir Trak kabilesinin adı olup, Ortaçağ’da Niketas Khoniates (1155-1215) ve Khalkondyles (1423-1511) gibi Bizanslı yazarlarca Sırplarla özdeşleştirilmişlerdir[20]. Bizans imparatoru II. Ioannes Komnenos, 1122’de Moesia’yı (Bulgaristan) işgal eden Peçenekler üzerine düzenlediği başarılı seferin ardından mevcut antlaşmalara riayet etmeyen Triballi halkı üzerine yürümüş, çok tehlikeli olmayan ve çoğunlukla komşularından birinin boyunduruğu altında yaşayan bu halkı da itaate zorlamıştır. Triballi seferinden elde ettiği büyük miktarda ganimeti ordusuna bağışlanırken savaş esirlerinin çoğu bugünkü Nikomedia’ya yerleştirilerek, kendilerine bol bol arazi verilmiş, bir kısmı da orduya alınmıştır[21].

[1] Strabon, Geographika XII, IV, 8

[2] Skylax’ın “Periplus” adlı denizci el kitabı MÖ 360–330 yıllarına tarihlendirilmekle birlikte, anlatılanlardan, yazarın MÖ 6-5. yüzyıllarda yaşadığı sanılmaktadır.

[3] Skylax, Periplus 75, II

[4] İzmit Körfezi

[5] Yunanca Μαιδοβίθυνοι

[6] Yunanca Βιθυνοί

[7] Herodot, Historiae I.28

[8] Pliny V.43

[9] İzmit Körfezi

[10] Yunanca Βυσναῖοι (Cramer, 1832: 215)

[11] Strabon, Geographika XII. 3. 3

[12] Yunanca Μαριανδυνοί, Μαριανδηνοί, Μαρυανδυνοί

[13] Pliny Nat. VI.1; Skylax, Periplus, 75, II

[14] Strabon, Geographika XII, III, 4

[15] Herodot. III.90; 7.72

[16] Yunanca Μαριανδυνία

[17] Kuzeydoğu Bithynia’nın en eski halkı Heraklea Pontikalılar tarafından köle olarak kullanılmışsa da yumuşak başlı Mariandynler, Herakleitos’un kölelik sistemine karşı çıkmıştır (Platon, Nomoi, 776 C)

[18] Strabon, Geographika III, 90

[19] Yunanca Τριβαλλοί

[20] Bosna-Hersek Cumhuriyetinin güney ucundaki Trebinje ve civarında kurulan Ortaçağ krallığı Travunia’da bu halkın adıyla ilişkilendirilmektedir.

[21] Khoniates, İzmit’e yerleştirilen ve Sırpların ataları olduğu anlaşılan bu gruba dair rakam bildirmişse de (Niketa Khoniates, 1995: 11) bölge demografisine katkıda bulunduklarına şüphe yoktur.

Kaynak: Özhan Öztürk. Pontus: Antik Çağ’dan Günümüze Karadeniz’in Etnik ve Siyasi Tarihi (Genişletilmiş 3. Baskı). Nika Yayınları. Ankara, 2016