İstanbul'un Semtleri

Kuruçeşme (Beşiktaş)

Kuruçeşme, güneyde Ortaköy Defterdarburnu (Kleidion) ile kuzeyde Arnavutköy sahilinde Sarrafburnu arasında yer alan tarihi semtin adı olup, Antik Çağ’da sularının derinliği yüzünden “Bythias” (Βυθίας), sazlık sahili yüzünden “Kalamos” (Κάλαμος) olarak da isimlendirilmiştir.

Kuruçeşme nerede? Kuruçeşme’ye nasıl gidilir?

Kuruçeşme tarihi

Bizans’ın son yıllarında bölgede bulunan kilisenin adıyla yani Aya Dimitrios vadisi olarak da bilinen yerleşimin son adının kökenine ilişkin birkaç söylence bulunmaktadır. Bir Rum söylencesine göre yaz aylarında çekilen kuraklık sırasında Kuruçeşme anlamındaki Ksirokrini (Ξηροκρήνη) olarak adlandırılmış, Türkler arasında yapılan halk etimolojine göre göre ise bölgedeki ormana atfen ilk adının Koru Çeşme olduğu iddia edilmiştir.

Kuruçeşme sahil Osmanlı dönemi

17. yüzyılda Evliya Çelebi Kuruçeşme’nin 3 Rum, 1 Türk mahallesi ile 11 Yahudi’yi barındıran bahçe ve üzüm bağlarıyla dolu bir köy olup, 200 kadar dükkân, 2 Rum, 1 Ermeni kilisesi, 1 sinagog ile 1 camiye ev sahipliği yaptığını bildirmiştir. Aynı dönemde Ermeni yazar Eremya Çelebi Kömürciyan ise Rum, Ermeni ve Yahudilerden bahsetmekle birlikte Türk varlığını anmamıştır. Ayios Dimitrios ile Aya İoannis kilsieleri faal olmakla birlikte Yahudi Mezarlığı ve sinagogunun izi bile kalmamıştır.

19. Yüzyıl başlarında tıpkı Tarabya gibi Fenerli Rumları ve Osmanlı prens ve devlet

Kuruçeşme, 1920’ler

adamlarının yazlık semti olma özelliği kazanmıştır. Bu dönemde Kuruçeşme’nin en göz alıcı yapısı III. Mustafa’nın kızı Hatice Sultan’ın Neşetâbâd sarayı ve Süleyman Bey yalıları olup, bunlardan ilki 1892′de yıkılarak yerine II. Abdülhamid’in kızları Zekiye ve Naime sultanlara yeni yalılar inşa edilmiştir.

Scarlatus Byzantius, Kuruçeşme’nin 19. Yüzyılın ikinci yarısından itibaren popülaritesi azaldığını kaydederken hepsi yoksul Rum, Ermeni, Yahudi ve İslam ailelerin varlığını bildirmiştir. 1804 yılında Fener Rum Lisesi (Megali tou Genous Scholi) Kuruçeşme’ye Alexandros Mavrokordatos’un kanağına taşınmışsa da 1861’de yeniden Fener’e gitmiştir. 1884’de Kuruçeşme Ortodoks cemaatinin 82 öğrenciyi okuttuğu ve Kutsal Gaye (Ieros Zilos) adlı hayır kurumunun eğitime destek verdiği bilinmektedir.

Osmanlı döneminde Kuruçeşme’de 5 ayrı iskele bulunmakta olup bunların ikisi Kuruçeşme Parkı içinde, üçüncüsü eski vapur iskelesinin, dördüncüsü Galatasaray Adası’na kalkan motorların bulunduğu, Kuyumcubaşı adıyla bilinen beşincisi ise Sarrafburnu’nda kazıklı yolun başladığı yerde bulunmakta idi. 1919’da Fransız işgal kuvvetlerince Todori yalısında çıkarılan yangın yayılarak pek çok evin yanmasına sebep olmuştur. Gerek hanedan üyeleri gerekse Rumlarca terkedilen – Rum kaynaklarına göre1949’da 34, 1955’te 17 Rum ailesi yaşamaktaydı- bu dönemde sahipsiz bırakılan evler kömür veya tütün deposu olarak kullanılarak harap edilmiştir. 1986 yılından sonra sahildeki kömür depoları kaldırılmış, Naile Sultan Yalısı’nda olduğu gibi bazı evler restore edilirken park alanları yeniden düzenlenmiştir.

Günümüzde Beşiktaş ilçesine bağlı bir mahalle olan Kuruçeşme’de 66 sokak ve 1607 hanede toplam 2880 kişi yaşamaktadır. Cumhuriyet döneminde Rum nüfusu azalan yerleşimde Rum kaynaklarına göre1949’da 34, 1955’te 17 Rum ailesi yaşamaktaydı.

 KAYNAKÇA

Βυζάντιος, Σ., Η Κωνσταντινούπολις. Περιγραφή τοπογραφική, αρχαιολογική και ιστορική Β. Atina, 1862. s. 107.

Evliya Çelebi , Evliya Çelebi Seyahatnamesi 1-2. İstanbul, 1975. s. 313.

Gyllius, P., İstanbul Boğazı (De Bosporo Thracio). Eren Yayıncılık. İstanbul, 2000. s. 98-99.

Kömürciyan, E. Ç., İstanbul Tarihi. XVII asırda İstanbul. İstanbul, 1988). s.41

Μυστακίδης, Β. Α., «Περί Κουρούτσεσμε Τινά», Εκκλησιαστική Αλήθεια Α. Μάιος-Οκτώβριος, 1885. s. 354.

Taşçıoğlu, T. – Özgen, Z. T., “Kuruçeşme”, Dünden Bugüne İstanbul Ansiklopedisi 5.Tarih Vakfı. İstanbul, 1994. s. 130-31

Χρηστίδης, Χ., Τα Σεπτεμβριανά. Atina, 2000. s. 300