Anıtlar Bizans yapıları

Arcadius Sütunu

MS 401 yılında imparator Arcadius’un (395-408)  Gainas komutasındaki Gothlar’a karşı MS 400 yılında kazandığı zaferin anısına, Lycus (Bayrampaşa Deresi) vadisinin güneyinde yer alan Kserolofos adlı İstanbul’un yedinci tepesi üzerindeki Arcadius Forumu’nun (Xeroolophos) ortasına dikilen bir Roma zafer sütunudur.

Arcadius Sütunu nerede? nasıl gidilir?

Bizanslı tarihçi Teophanes’e göre, 404’te inşa edilen sütunun dekorasyonu ve üzerine konulacak heykel Arcadius’un 408’de ölümünden çok sonra 10 Temmuz 421 ‘de tamamlanmış ve halefi II. Theodorius’a (408-450) ithaf olunmuştur. 9 metre yüksekliğinde kayalardan oyulmuş bir bloğun üzerine konulan dört köşe bir kaideye oturtulan 40 metrelik boyuyla Roma’daki Marcus Aurelius Sütunuyla aynı yükseklikteki sütunun üzeri neredeyse hiç boş yer kalmayacak şekilde Arcadius’un

Louis François Cassas (1756-1827) Avrat Pazarı Sütunu (1784), Biblioteca Apostolica Vaticana

zaferini tasvir eden kabartmalarla süslenmiş, sütunun tepesi de imparatorun muazzam bir heykeli tarafından taçlandırılmıştı. Sütun 543 depremi ve 24 Haziran 550’de üzerine yıldırım düşünce önemli ölçüde tahrip olmuş, II. Theodosius’un 10 Temmuz 421 tarihinde sütunun üzerine eklediği Arkadius’un at üstündeki heykeli de 704 yılındaki depremde düşüp parçalanmış ve muhtemelen bir daha yerine konmamıştır. İstanbul’un Latin işgaline uğradığı 1204 yılında İmparator V. Aleksios’un Latinlerce ‘Columna Arcadii’ olarak adlandırılan dışı resimli ve imparatorun ünvanın uygun yüksek bir sütundan atılarak öldürüldüğü Haçlı kaynaklarında yazılmaktadır ki o zamanlar anlatıya uygun iki sütundan birisi Arcadius sütunudur.

Aubry de la Motraye 1727’de yayınlanan  “Voyages en Europe, Asie et Afrique adlı

Melchior Lorichs’in (1527- 1583) İstanbul Panoramasında (1559) Arcadius Sütunu görülüyor (Bibliotheek der Rijksuniversiteit, Leiden)

kitabında kendisinin 1711’de İstanbul’dan ayrılmasından sonra sütunun yıktırıldığı, Süheyl Ünver’in ise Veliyüddin Efendi kütüphanesinde rastladığı bir kitapta Hicri 10 Şavval 1123 tarihinde (1711 yılı) sütunun ayakta olduğu tespiti çakışmakta ve yapının III. Ahmet dönemine (1703-1730) dek ayakta kaldığı anlaşılmaktadır. Osmanlı döneminde dibinde Kadınlar Pazarı kurulan sütun ‘Avrat Taşı’ adıyla bilinirken, 17. yüzyılda Evliya Çelebi halk efsanelerine dayanarak taşın tılsımlı özelliğine dikkat çekmiştir. Muhammed peygamberin doğduğu gün olan bir depremde taşın parçalandığını ama düşmediğini de bildiren Evliya Çelebi ayrıca anıtın üzerindeki maksurede duran bir peri kızı heykeli yılda bir kez canlandığında uçan kuşları yere düşürerek hhalkı doyurduğuna dair bir söylenceyi de nakletmiştir. 1544-1547

Avrat Pazarı  Sütun minyatürü  (XVII yüzyıl) Venezia, Museo Correr

arasında Fransız seyyah Pierre Gilles, 1666’da Robert de Dreux anırı incelerken 1711’de ülkesine dönen Aubry de La Motraye çatlak olan sütunun bir kazaya sebebiyet vermemesi için ayrılışından sonra yıktırıldığını yazarken, Veliyüddin Efendi Kütüphanesi kitapları arasındaki 3191 sayılı mecmuadan anıtın 16 Şevval 1123 (1711) tarihinde yıkıldığı anlaşılmaktadır. Eylül 1479’da İstanbul’a gelip II. Mehmed’in portresini yapan Venedikli ressam Gentile Bellini (1429-1507) Osmanlı başkentini gezerken Bizans eserlerini de resmetmiş olup, onun çizimi sayesinde Arcadius Sütunu hakkında fikir sahibi olabilmekteyiz. Sütunun günümüze ulaşabilen 10.82 metre yüksekliğinde ve 6 metre uzunluğunda kaidesi Cerrahpaşa Mahallesi, Haseki Kadın Sokağı’nda bir evin bahçesinde bulunmakta olup, ancak sokağa dönük batı cephesi görülebilmektedir. 16. ve 17. yüzyılda Batılı gezginlerce çeşitli çizimlere konu edilmişse de bunlardan en güvenilir olanı 1574’te sütunun batı, güney ve doğu yüzeylerinin detaylı tasvir edildiği Freshfield Albümü’dür. Sandys’in 17. yüzyılın başlarında çizimi de güvenilir olmakla birlikte kabartmaların yalnızca bir kısmı görülebilmektedir. Sütun üzeri kabartmaları, Got ve Bizans kuvvetleri arasında deniz ve kara savaşlarının yanı sıra Gotların Konstantinopolis’ten atılmasını tasvir ederken, tabanın süslü kenarlarının her birinde, Arcadius’a kardeşi Honorius eşlik etmesinden idari olarak bölünmüş imparatorluğun birliğini vurgulanmaktaydı. 16. yüzyılın başında sütunu tanımlayan ve ölçen Fransız gezgin Pierre Gilles’in hesapları 20. yüzyılda bilimsel araştırmaların temelini oluşturmuş ve gezginin hesaplamalarının doğruluğu kanıtlanmıştır.

1874’de Davutpaşa İskelesi civarında deniden çıkarılan ve üzerinde bazı savaş sahnesi kabartmaları olan bir sütun parçası günümüze İstanbul Arkeoloji Müzesi’nde sergilenmekte olup, Arcadius Sütununun bir parçası olduğu sanılmaktadır.

KAYNAKÇA

Croke, Brian.  “Count Marcellinus and His Chronicle”. Oxford University Press, 2001 s. 114

Eyice, Semavi (1994). Arkadius Sütunu. Dünden Bugüne İstanbul Ansiklopedisi. Türkiye Ekonomik ve Toplumsal Tarih Vakfı. İstanbul I: 308-310

Wolfgang Müller-Wiener. Bildlexikon zur Topographie Istanbuls, Deutsches Archäologisches Institut, Tübingen, 1977 s. 250-253

Sodini, Jean-Pierre “Images sculptées et propagande impériale du IVe au VIe siècle: recherches récentes sur les colonnes honorifiques et les reliefs politiques à Byzance”. Byzance et les images, La Documentation Française, 1994 s.43-94

Strzygowski, J. (1893) “Die Säule des Arcadius”, Jahrbuch des Deutschen Archäologischen Instituts, VIII. s. 230-249

Ünver, S. (1950) “Avrat Pazarı Dikilitaşı”, Tarih Dünyası, 11/16. s. 687-689