Bizans yapıları

Anemas zindanları

Anemas zindanları, İstanbul’un kara tarafı surları üzerinde Eğrikapı yakınında bulunan mahzenler, Bizans döneminden günümüze ayakta kalabilen tek yeraltı zindanı olan 3 katlı yapı Tekfur Sarayı’nın bir parçasıdır. Anemas zindanları, İvaz Efendi Cami’nin bulunduğu burçtan başlayarak Haliç’e doğru inen cephesi mazgallı ve payandalı sur duvarlarına bitişik olarak inşa edilmiş 14 hücre odası ile bu odaların altındaki iki katlı bodrumdan oluşmaktadır.

Anemas zindanları haritası, zindanlarına nasıl gidilir)

Anemas zindanlarının tarihi

Yapıya adını veren Bizans askeri – aristokrat ailelerinden birisi olan Anemas’ın (Άνεμάς) adı anemos “rüzgâr” veya aneme “makara” kelimeleriyle ilişkilendirilmekteyse de Chalandon, Nikephoros Phokas’ın Girit seferi sırasında Arap emiri Abd-el-Aziz’in el -Kuturbi Kandiya’nın 961’de düşmesinden sonra İstanbul’a esir olarak getirildiğini, burada Hristiyanlığı kabul edip,  Anemas adını aldığını iddia etmiş, teorisi pek çok modern yazar tarafından sahiplenilmiştir.

Bizans Surları ve arkada Haliç; Eğrikapı-Anemas Zindanları, 1890

Bununla birlikte I. Aleksios’un, Anemas adlı 4 kardeş generalinin soyu hakkında başka bir delil olmadığından kesin bir dille Arap kökenli olduklarını söylemek zordur. Kardeşlerden 1149’da ölen protosebastohypertatos ünvanlı Manuel Anemas’ın II. John’un kızı Theodora ile evli oluşu diğer kardeşlerin de Angeloi ve Doukai gibi köklü aristokrat ailelerle kurduğu evlilik bağları da Arap esir soyu oldukları teorisini tartışılır kılmaktadır. Mikhael ve Leon’un da dâhil olduğu dört Anemas kardeş askeri ve sivil elitten pek çok ailenin de desteğini alarak imparatoru öldürüp egemenliği Solomon Ioannes adlı Danışma Meclisinden çok zengin birini tahta geçirmeyi amaçlayan bir komploya karışmışlardı. İmparator Aleksios’un kızı Anna Komnena’ya göre Mikhael ve yoldaşlarının gerçek niyeti bu adamın kofluğundan yararlanıp, para sızdırmak olmakla birlikte bir ihbar sonucu

Anemas Zindanları,1937

komplocular yakalanınca gözlerine mil çekilmek suretiyle kör edilme cezasına çarptırılmıştır. Anna Komnena ve imparatoriçenin ricasıyla gözleri bağışlanan Mikhael Anemas Tekfur Sarayı’nın yanı başında bulunan kuleye hapsedilmiştir. Kısa bir süre sonra Trabzon Dükü Gregorios Taronites’in de aynı yere kapatıldığını bildiren Anna Komnena bu sefer yapının adını “Anemas zindanı” olarak anmıştır ki metinden generalin hapsinden sonra yapının hapishaneye dönüştürüldüğü hatta onun adıyla anıldığı anlaşılmaktadır.

Anemas Zindanları,1937

Trabzon’da bağımsız beylik kurmayı amaçladığı sanılıp, Danişmendliler ile işbirliği yapan Taronites bir süre sonra affedilmişse de Anemas uzun süre zindanda kapalı kalmıştır. Bununla birlikte saraya yakın olduğundan esirlerin gözden uzak kalmaları mümkün olmadığı Anemas zindanının sakinleri hep güçlü ve soylu kişilerden seçilmiştir. Bir ayaklanma sonucu tahttan indirilen imparator I. Andronikos, kardeşi, tarafından tahttan indirilip gözlerine mil çekilen II. İsakios hatta önce oğul Andronikos sonra babası V. Ioannes Palailogos bu kokulu ve kasvetli mekânda misafir edilmiştir. Bizans’ın en kötü şöhrete sahip imparatoru Korkunç Andronikus babası ve kardeşinin gözlerini bizzat burada kör ettirmiştir.

1453 yılında Rumeli Beylerbeyi Karaca Bey komutasındaki Osmanlı güçlerine karşı şehrin bu bölgesi bizzat imparator II. Manuel Palailogos tarafından savunulmuştur. Osmanlı döneminde Anemas kule ve zindanının ne amaçla kullanıldığına dair kayıt bulunmamaktadır.

Bir zamanlar Blaherna sarayının bir parçası muhtemelen mahzen ve bodrumu olan Anemas zindanını görebilmek için Eğrikapıdan surların dışına çıkıp surlara paralel olarak Haliçe doğru inmek lazımdır. Bu rotada Eğrikapıdan itibaren sekizinci kule İsaakios Angelos hemen yanı başındaki ise Anemas kulesi yer almaktadır. Haliç tarafındaki Anemas kulesinin yanındaki duvar Anemas zindanlarının cephe duvarını oluşturmaktadır ki kulelerden birinde II. Isakios Angelos’un adı ve Bizans takviminin 6695 (1186/87) tarihini veren mermer bir kitabe bulunmaktadır.  Anemas Kulesi’nin içinde ise 9.5 x 3.7 m ölçülerinde, 7.5 m yüksekliğinde bir sarnıç vardır.

Tarihçi Khoniates, II. Isaakios Angelos’un Blaherna sarayı yakınlarında hem oturmak hem de kule olarak kullanılmak üzere bir bina inşa ettirdiğini kaydetmiştir ki gerçekten de kule ile saray arasındaki yolun varlığı buranın sadece savunma amaçlı yapılmış basit bir kule olmadığını göstermektedir. Tarih konulu bazı Türk filmleri için plato olarak kullanılan Anemas zindanları Koçu’ya göre daha 1950’lerde turizme kazandırılmak istenmiş elektrik tesisatı dahi döşenip, tamir ve temizliği yapılmışsa da bölge 1980’li yıllarda hafriyat dolgu alanı olarak kullanılınca tonozlu hücreleri yeniden karanlığa gömülmüştür. 1993’de başlayan restorasyon çalışmaları ile mahzenler içindeki toprak dolgu ancak temizlenmiş, tüm koridorlar açığa çıkarılmıştır. Ekim 2016’da İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) bünyesinde yer alan İstanbul Kültür A.Ş, 70’li yıllarda ve yakın zamanlarda Kahpe Bizans, Şahmaran, Kara Murat gibi Yeşilçam filmlerinde plato olarak da kullanılan Anemas Zindanları’nın Bizans’tan günümüze ulaşan tek yer altı zindanı olup halkın ziyaretine açılacağını ve Hollanda’daki benzeri gibi bir işkence müzesi yapılması planlandığını açıklamıştır. Fatih Belediyesi de zindanları temizleyerek turistik bir yer haline getirmiştir.

KAYNAKÇA

Anna Komnena (1996). Alexiad. Çev. Bilge Umar. İnkılap Kitabevi. İstanbul s. 374-379

Baker, Bernard Granville (1910) The walls of Constantinople. John Milne. Londra s.245-246

Chalandon, F.  (1900). Les Comnene. 2 cilt. Paris Cilt I s. 240

Koçu, Resat Ekrem (1959). Istanbul Ansiklopedisi. 3. Cilt. Tan Matbaası. s. 853-859

Niketas Khoniates’in Historia’sı (2004). Çev. Işın Demirkent. Dünya Kitapları. İstanbul

The Oxford Dictionary of Byzantium (1991) Ed. Alexander P. Kazhdan. Oxford University Press. New York ve Oxford Cilt 1 s. 96

Turnbull, Stephen (2004). The Walls of Constantinople AD 324–1453 (Fortress 25), Osprey Publishing. Oxford s. 31,60

Van Millingen, Alexander (1899). Byzantine Constantinople: The Walls of the City and Adjoining Historical Sites. Ed. John Murray. Londra s. 131–163