İstanbul'un Semtleri

Ahırkapı

Makale: Özhan Öztürk

Ahırkapı, Topkapı Sarayı’nın, Cankurtaran semtinde Otluk kapısı yakınlarında kent surlarının Marmara Denizi’ne açılan Bizans kapılarından birisi olup, Osmanlı döneminde Padişahın atlarının barındığı has ahırın yanında olduğu için Ahır Kapısı diye anılmış ve zamanla içinde bulunduğu semte adını vermiştir.

Ahırkapı haritası, Ahırkapı’ya nasıl gidilir?

Ahırkapı tarihi

İstanbul’un en önemli arkeolojik alanlarından birisi olan Ahırkapı semtinde Bizans döneminde Manganai Sarayı, Georgios ve Lazaros manastırları, Menas, Hodegetria ve Soteros kiliseleri, Lazaros ve Hodegetria sur kapıları, Tizkanisterion gibi yapılar, Arkadianai ve Topoi mahalleleri, Osmanlı döneminde ise döneminde Topkapı

Ahırkapı, Bukaleon sarayı kalıntıları, 19. Yüzyıl sonları (Fotoğraf: Guillaume Berggren)

Sarayı’nın dış bahçe, kasır ve ahırlarına ev sahipliği yapmış olup, Bizans sarayının ahırların da burada olduğu bilinmektedir. Günümüzde Ahır Kapısı ile Sinan Paşa Köşkü arasında yer alan tarihi surların arkasındaki İshak Paşa ve Akbıyık mahalleleri kıyısındaki  semt Bizans döneminde I. Regio adıyla anılmaktaydı. Ahırkapı semti İstanbul’un fethinden sonra teşkil edilen 29 sokak, 118 hane, 2 çarşı, 4 hamam ve 2 imareti barındıran Cankurtaran Mahallesi sınırları içerisinde yer almaktadır. Fatih’in topçubaşısı Hacı Seyyid Hasan Ağa tarafından yaptırılan ama bugün mevcut olmayan Cankurtaran Mescidi’nin ve II. Beyazıd döneminde Sadrazam İshak Paşa tarafından yaptırılan camin ve hamamın varlığı 15. yüzyılda Topkapı saray surlarının hemen dışında Türk yerleşiminin varlığını göstermektedir.

Sarayburnu başlangıç olarak alındığında Marmara sahilindeki ilk Bizans limanı

Ahırkapı Feneri ve deniz surları, 1900 (Gulmez Freres)

Ahırkapı’da olup, yapım tarihi bilinmemekle birlikte ilk olarak III. Mikhail (842-867) dönemi kaynaklarında bahsi geç bu liman önce Manganai Sarayının iskelesi olarak da kullanılmışsa da Bukhaleon Sarayı ve limanının inşasından sonra terk edilmiştir. Eremya Çelebi’nin 17. yüzyıl başlarında varlığını bildirdiği Ahırkapı dalyanları Topkapı Sarayı mutfağına giden ve burada görevli bostancılarca tutulan balıkların kaynağıydı.

Ahırkapı ve Ahırkapı Feneri, 1950’ler

Ahırkapı Feneri

Bizans döneminin Ahır Kapısı’nın güneybatısında Bukoleon Sarayı‘nın yakınlarında bulunan büyük deniz feneri zamanla yok olmuşsa da ancak Mısır’dan dönen bir geminin Ahırkapı kayalıklarına çarparak batmasından sonra 1755 yılında Sultan III. Osman döneminde deniz üzerindeki bir sur kulesinin üzerine Kaptan-ı Deıya

Ahırkapı Feneri, 20. yüzyıl başları

Süleyman Paşa nezaretinde Ahırkapı Feneri inşa ettirilmiş, ayrıca II. Mahmud döneminde etrafındaki kayalıklar da temizlenmiştir. Bir söylenceye göre İstanbul’u fethe gelen Arap donanması da bu kayalıklara çarparak batmıştır ki bu olay halk arasında İmparator Herakleios’un kutsal haçı İstanbul’a getirmesinin mucizesi olarak yorumlanmıştır.

Sinan Paşa Köşkü veya İncili Köşk. İstanbul, 1944

Ahırkapı’da çıkan yangınlarda birkaç defa yanarak harap olan fener 1857’de Abdülmecid tarafından taştan inşa edilmiştir. Ahırkapı, 1874’de Sirkeci-Edirne demiryolu üzerindeki banliyö istasyonlarından birisi olan haline getirilirken Sur-ı Sultani’nin bir bölümünü yok edilirken has ahırlar için ot ve samanın saraya sokulduğu Ahırkapı’nın doğusundaki Otluk kapısı da tarihe karışmıştır. Fenerin kuzeydoğusunda bir zamanlar III. Murad için yaptırılan 1827-28’de yıkılan İncili Köşk veya Sinan Paşa Köşkü (1528) bulunmaktaydı. Köşkün hemen yanındaki Kumluca adlı kumsalda bir ayazma bulunmakta 4 Ağustos’ta yortu yapılan bu ziyaret yerine Rumlar şifa bulmaya gelmekteyse de IV. Murad döneminde yasaklanmış ancak 19. yüzyılda yeniden ziyarete açılmıştır.  Sinan Paşa Köşkü’nün arkasında Mustafa Reşid Paşa’nın ünlü Gülhane Hatt-ı Hümayunu‘nu okuduğu Gülhane Meydanı, Ahırkapı semtinin kuzeyinde ise saraya un getirilen değirmen kapısı bulunmaktaydı. Evliya Çelebi’ye göre Sinan Paşa Köşkü ile Değirmen Kapısı arasında bir yerden sarayın çöpleri dışarı atılmakta ama öncesinde çöplük subaşısına bağlı beş yüz çöp arayıcısı saray çöpleri içinden işe yarar eşyaları ayırmaktaydı.  Sinan Paşa Köşkü’nün Bamyacılar Ocağı adıyla bilinen muhafızlarının bir görevi de sarayda öldürülen kişilerin cesetleri Balıkhane Kapısı‘ndan denize atmaktı. Bu bölgede ayrıca Bizans kiliseleri üzerine kurulmuş arslanhane, kuşhane ile sarayın cephaneliği, loannes Evangelista Kilisesi ve sanatçıların odalarında konakladığı Sernakkaşan Kârhanesi bulunmaktaydı. 19. yüzyılın ikinci yarısında yıkıldığı sanılan, altında iki dükkâna da ev sahipliğiyapan ve Ahırkapı dalyanının balıkçılarınında yatıp kalktığı Ahırkapı Mesciti, Ahırkapı’dan sahilde doğru çıkınca hemen sağ kolda yer almaktaydı ki Cumhuriyet döneminde yerinde yarısı direkler bulunan salaş bir gazino kurulmuştur. Canlandırdığı kötü adam rolleriyle ün yapan Türk sinema oyuncusu Erol Taş (1926-1998) Cankurtaran Meydanı Sokak 7 numarada yıllarca kahve işletmiş olup, 1960’lı yıllarda ünlü oyuncuyu evine 100 m uzaklıktaki kahvesinde tavla oynarken ya da Hüseyin Baradan ve Efgan Efekan gibi oyuncu arkadaşlarıyla ile sohbet ederken yakalamak mümkündü. Dede Efendi adıyla da bilinen Türk hânende, neyzen ve bestekâr Hammâmîzâde İsmâil Dede Efendi (1778-1846) ömrünün büyük bölümünü Ahırkapı’da ki evinde geçirmiş olup, İstanbul’da inşa edilen ilk camisi Akbıyık Camii’nin (1453) hemen yanı başındaki yapı bir kaç kez değiştirmiş, hatta bir süre karakol olarak da kullanılmışsa da 1978 yılında Türkiye Tarihi Evleri Koruma Derneği sayesinde 12 yılda restore edilmiş ve ancak 1998’de ziyarete açılabilmiştir.

Bir Zamanlar Ahırkapı, İstanbul

Ahırkapı Hıdrellez Şenlikleri

1923 yılında Türk-Yunan nüfus mübadelesi aracılığıyla önce Trakya’ya, 1940’lı yıllarda ise Ahırkapı semtine yaklaşık 30 hane Roman aile gelerek yerleşmiştir. Özgün kimlik ve kültürlerini koruyan ve ana geçim kaynakları müzik olan mahalle sakinlerinden kurulu Ahırkapı Büyük Roman Orkestrasının 2002 yılında bir albüm çıkarmış olup, günümüzde Fatih ilçesine bağlı mahallelerden birisi olan Ahırkapı’da 2000 yılından itibaren her yıl 5 Mayıs günü ‘Hıdrellez Şenlikleri’ ne ev sahipliği yapılmasına da sebep olmuşlardır.

Ahırkapı sahilinde kayıklar, 19. yüzyıl sonları

Kaynakça

Aras, Ayşe Funda (2010). Ahırkapı. İstanbul Ansiklopedisi. NTV Yayınları. İstanbul ss. 104-105

Gilles, Pierre (2008). The Antiquities of Constantinople. New York, Italica Press

İhtifalci Mehmet Ziya Bey (2003). İstanbul ve Boğaziçi Bizans ve Osmanlı Medeniyetlerinin Ölümsüz Mirası, (Haz: M. Karavelioğlu, E. Doğan, Y. Başkan, İ. Mangaltepe, İ. Karaca, İstanbul) I: 16-19

Koçu, R .E. (1963), “Ahırkapı Kahvehane Gazinosu”, İstanbul Ansiklopedisi, I: 265

Kömürciyan, Eremya Çelebi (1968) İstanbul Tarihi: XVII. Asırda İstanbul. 2. Baskı. İstanbul, Eren Yayıncılık

Kuban, Doğan (1993). Ahırkapı. Dünden bugüne İstanbul Ansiklopedisi. Tarih Vakfı Yayınları  I. 102-103